• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İsrafın diğer adı bunalımdır

12 Ekim 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkelerle birlikte, bizde de insan israfımız başta olmak üzere her bakımdan israfın doruklarında yaşamaktayız.

Tabii şimdi “şuralarda israf ediyoruz, israf oluyoruz” desem, israf bunalımının getirdiği bilinçsizlikle hepimiz derhal savunmaya geçip, israf ettiğimizi-olduğumuzu kabul etmeyiz.

Bu yüzden suya sabuna dokunmadan, “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” üzerinden gerçeklerimizi önümüze koyalım.

¥

İsterseniz hemen deneme yapabiliriz.

Evimizde, komşumuzda, sokağımızda, mahallemizde, iş yerimizde, nerede soluk alıp veriyor ve eğleşiyorsak, en yakınımızdakilerle israf sohbeti yapabiliriz.

Yalnız söze şöyle başlamazsak iyi olur. “Ben çok israfçıyım, sen çok israfçısın, bizler çok israf ediyoruz” gibi cümleler kurmamalıyız.

Bu tür ifadeler yerine, devletten başlayarak, özel şirketlere kadar, dışımızdaki insanların, ailelerin ne kadar israf ettiklerini konuşabiliriz.

Böyle yaparsak israf ettiğimizi ve olduğumuzu daha rahat görebiliriz ama bunun adı da kaçak güreşmedir ve dedikoduya girer. Geçelim.

Hiçbir mazerete sığınmayalım. Aldığımız ve verdiğimiz nefeslerimiz dâhil olmak üzere “ahiret makyajlı dünyalıklarımız adına büyük israftayız.

¥

Paranın, eşyanın, lüksün, aşırı tüketimin nefsimize yüklediği ve “olmazsa olmaz” diye baskı yaptığı nefis esaretine kurban verdiğimiz değer yargılarımızı gözden geçirelim.

Şimdi bu hakikati şahsım da dâhil, kabullenmemiz zor ve imkânsız. Ne kadar zor ve imkânsız olursa olsun, gerçeğimiz bu.

Günümüzde hepimiz maddi hırslarla kuşatılmanın altında yaşıyoruz. Bu yüzden de beslendiğimiz ve barındığımız bütün kaynakları kıskanç ve egoist bir şekilde tüketiyoruz.

İnsanın, emanetin, hakkın, hukukun, iyiliğin, güzelliğin, çalışmanın, paylaşmanın, birlik ve beraberliğin konuşulduğu mekânlarda bile para ve paraya dayalı imkânlar öncelikli.

Bu hal maalesef bir bunalım koridorunda olduğumuzun işaretidir.

Savunma: “Ama parasız bir şey olmuyor ki!” İşte yıkımın başladığının habercisi!

¥

O zaman şöyle soralım:

“Tepeden tırnağa hepimizin hayatını etkileyen mal ve servetin buharlaşmasına yol açan israf yüzünden, aşırı harcama ve eşyaya mahkûm olduğumuzu nasıl izah edeceğiz”?

Oysa bizim medeniyetimizin temelini oluşturan dinimiz, insanın istifadesine sunulan maddi-manevi imkânların bir emanet olduğunu bildirir.

Dini değerlere bağlı olanlarımızla da olmayanlarımızla da bu hususta imtihanı veremeyiz. Ayrıca emanete hıyanetlik, diğer inançlarda da affedilmez.

İsraf ve lüks tüketimin artmasıyla, insandan çok eşyaya değer verdiğimiz bir arenada, toplumumuzun bütün kesimleriyle ciddi bir israf pazarındayız.

Durumumuzu görmek ve anlamak için geçmiş medeniyetlerin, uygarlıkların, milletlerin gerileme ve çökme sebeplerinin baş nedeni olan israflarına bakabiliriz.

Ezcümle:

Şükrün olmadığı yerde şikâyet alır başını gider. Bilgelerimiz şöyle derler:

Değerlerimiz amelimizde bir fark meydana getirmiyorsa, riyakârlık üreten boş inanç olmaktan öte bir anlamı yoktur.

İsraf, Yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı nankörlük ve saygısızlıktır”.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23