• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Tağut’a inananlar

27 Temmuz 2018
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Tağut Arapça asıllı bir kelime olup “tağa” kökünden türemiştir. “Haddini aşan mahlûk” demektir. Tağutun şer’i manası ise, Allah’ın koyduğu ölçüler dışında ölçüler koyan, insanı Allah’a ibadetten alıkoyan, Allah ve resulüne tabi olmayı engelleyendir. Bu insi ve cini şeytan, nefis, hayvan, ağaç, para, taş, kadın, mezar olabileceği gibi Allah’ın hükümleri dışında hükümler koyan zalim bir diktatör, zalim bir idareci, halkın seçtiği seçkin bir zümre, bir meclis, bir grup, bilim adamı veya Allah’ın kitabından kaynaklanmayan adet, alışkanlık ve düşünce (ideoloji) olabilir.

Tefsirlerde tağut ile alakalı çok geniş bilgiler ve tağutun kısımları vardır. Fazla uzatmamak için detaya girmiyoruz. Ancak Kur’an-ı Kerim’de tağutun geçtiği bir iki ayet-i kerimenin meallerini buraya alalım. “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Bakara, 256). Diğer bir ayet-i kerimenin meali ise şöyle: “Ant olsun biz her ümmete, (Allaha kulluk edin, tağuttan kaçının) diye peygamberler gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebi ile) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberi yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.”(Nahl, 36). Abdülkâdir Geylânî (KS) hazretleri şöyle buyuruyor: “Senin kendisine güvendiğin ümit bağladığın her şey senin ilahındır. Mabudundur. Kendisinden korktuğun veya kendisine ümit bağladığın her şey senin ilahındır. Mabudundur. Esas sebep olan Allah’ı tamamen unutarak zararın da, faydanın da kendisinden geldiğini kabul ettiğin her şey senin ilahındır. Mabudundur. Fakat kısa bir süre sonra görürsün sen Allah (C.C.), kendisini bırakıp da güvendiğin ve bağlandığın ne varsa hepsini alır. Şu hususu iyi bil ki, bütün eşya sadece Allah’ın hareket ettirmesiyle hareket eder, durdurmasıyla durur. O’nun iradesi ve kuvveti olmadan ne bir şey harekete geçebilir, ne de hareket etmekte olan bir şey durabilir. Kişi bu hususu böyle bilip kabul ettiği zaman, artık insanları ve diğer varlıkları Allah’a (C.C.) ortak tanıma yükünden ve suçundan kurtulur, Allah’a şirk koşmaz.”

“Ey dünyaya kulluk edenler! Siz Allah’ı da, dünyayı da, ahireti de bilmiyorsunuz. İnsanlar! Kiminizinki zevkler, nefsanî arzular; kiminizinki övülme, halktan tasvip görme, alkış toplama uğruna koşarak yaradılış gayenizden uzaklaşıyorsunuz.”

Bilindiği gibi ahir zamanda yaşamaktayız. Üzülerek ifade edelim ki, zamanımızda maalesef birçok insanın mabudu paradır. Hz. Musa (A.S.) kavminden Yahudiler nasıl altın buzağıyı kendilerine mabud edinmişlerse bu zamanın cahillerinin, ebedi âlemi düşünmeyenlerinin birçoklarının altın buzağısı da para olmuştur. Kimi erkekler de paranın yanında kadın, kimileri de altın, gümüş, güzel araba, güzel ev sevdası yanında şan ve şöhreti ne yazık ki mabud yerine koymuşlardır.

Günümüzde nice insanlar, bugünün firavunları, hak ve adalet çizgisinden uzakta kalan zenginlerine itaatte, övgüde hiç kusur etmemeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, günümüzde birçok insan dünyevi imkânlar, zenginlik, sıhhat, afiyet, kudret, kuvvet, medih edilme, alkışlanmaya hasretlerdir. Bunun için her şeyi de yapıyorlar. Varsa yoksa para, dünyevi nimetler, şan ve şöhret peşinde koşma. Manevi değerlerin birçoğu birileri tarafından unutturulmuş, mana bir kenara itilerek madde ön plana çıkartılmıştır. Her şey madde ile ölçülür olmuş.

Sümme sümme hâşâ! Nerede ise bu tip insanlar, Hz. Allah (C.C.) ikinci plana iterek varsa yoksa dünya mülkü, dünyanın geçici nimetleri, maddi çıkar ve saltanatları peşinde koşuyorlar. Bize daha iyi ışık tutması için Yunus Emre’nin şirininin bir kısmına burada yer verelim:

“Müslümanlar zamane yatlı oldu,

Helal yemez haram kıymetli oldu.

Okunan Kur’an’a kulak tutulmaz,

Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.”

İmamı Kurtubi, tağutu put ve şeytan olarak anlatmıştır. Enes b. Malik hazretleri, tağutu: “Allahu Teâlâ hazretlerinden başka, kendisine ibadet edilen, değer verilen her şeydir” diye anlatmıştır. Hz. Ömer (R.A.): “Tağut şeytandır. Tağut, tuğyan kökünden insanı azdıran her şeydir” diyor. El-Cevher î ise: “Tağut kâhin, şeytan veya sapıklıkta başı çeken kimsedir” diyor. (Cami-ul Ahkâm).

Dünyanın birçok ülkesinde tağuta inanan zalimler bugün kan döküyor, mazlumlara eziyet ediyorlar. Vicdanı bir gözlükle dünyaya bir atfı nazar edersek ne kadar çok tağuta inananın olduğunu görebiliriz.

Geçmişte mukaddes kitabımızı Müslüman çocukların ellerinden alan, dini afyon sayan, ezanı Türkçe okutan, tüm İslami değerleri ayaklar altına alanlar, binaların dışında bulunan “Maşallah Ya Malikel Mülk” levhalarına tahammül edemeyip onları bekçiler vasıtasıyla söktürüp çöp arabalarına atanlara ne dersiniz? Bu tip insanlar bunlara alkış tutanlar tağuta inanalar değil de kimlerdir?

Hâlâ günümüzde milli ve manevi değerlerimize düşmanlık edenler, her gün ülkemizin çeşitli vilayetlerine giden nice ana ve babanın yüreklerini yakan şehitleri görmezden gelenlere ne dersiniz? Bunlar Allah (C.C.) hazretlerine inansalar böyle yapabilirler mi? Tağuta inananlardan her türlü rezalet ve alçaklık beklenir. Ezan, bayrak ve vatan düşmanlığı dâhil...

Allah (C.C.) tağuta inananlara, âlemlerin Rabbini unutanlara fırsat vermesin, Müslümanları, mazlum insanları tağuta inanan zalimlerin şerlerinden korusun. Âmin... Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23