• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Doğrunun yanında yer almak yanlışa karşı çıkabilmek...

29 Eylül 2018
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Zulmü Hz. Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’inde kesin olarak yasaklıyor. Hz. Peygamber Efendimizin de (S.A.S.) zulmü yasaklayan birçok hadisi şerifi vardır. Zamanımızda “olur efendimcilik” bir hayli çoğalmıştır. Günümüzde ne yazık ki, çoğu kere yanlışlara karşı çıkılamıyor ve doğrular söylenmekten çekiliniyor. Bir nevi adil hareket etmeyen, zalimane davranan insanlara bu “olur efendimcilik ve başüstüne, emredersiniz” demekle destek verilmiş oluyor. İdareci pozisyonunda olanlar, amir durumunda bulunanlar her halükarda idare ettikleri insanlardan karşı fikir beyan etmelerini pek istemezler. “Olur efendim, başüstüne” demeleri çok hoşlarına gider. Şu anda dünyanın birçok ülkesinde ve bilhassa ülkemizde revaçta olan durum budur. Herkes karşı taraftan yanlış veya doğrusuna alkış beklemektedir. En küçük bir itirazı kabul edemezler… Çünkü o tip insanlar herkesten çok çok daha iyi her şeyi kendilerinin bildiklerini düşünür ve öyle inanırlar.

Günümüzde birçok idare mevkiinde olan insan yanlış yapmış olsalar, zulüm etmiş olsalar bile idare edilenler aşını, işini, makam ve mevkiini düşündüğü için yanlışa ve yapılan zulme karşı çıkamıyor. Ne hikmetse günümüzde birçok insan bu hususta çok korkak olarak davranıyor. Peygamberimiz (S.A.S.) “Acı da olsa doğruyu söyleyin” buyurmasına rağmen, çoğu kere insanoğlu menfaatlerim zarar görür diyerek bile bile doğruyu söyleyemiyor ve yanlışa karşı çıkamıyor, dolaylı olarak da adil olmayan işlere destek vermiş oluyor. Bugün herhangi bir kademede olan idare mevkiindeki insanları ele alıp bir incelemeye tabi tutacak olursanız aynı netice ile karşılaşırsınız. Günümüzde doğruyu bilmelerine rağmen söylemeyen, yanlışlıkları görmezden gelen, sapkınlıklar karşısında akıl almaz tevillere başvuran, inanmadığı batıl görüşe inanmış gibi yapan zavallı insanları ne olur lütfen bir hatırlayınız. İnsanın yalnızca gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir; doğruyu istemesi ve yapması gerekir. Hiçbir zaman dürüst olmakla, dürüstü oynamak aynı şey değildir.

Mevzuumuzla alakalı olan Peygamberimizin halifesi, adalet mümessili Hz. Ömer’i (R.A.) dinleyelim. Şöyle diyordu: “Ey insanlar! Sade bir hayat yaşayın. Yabancıların yaşantılarını taklit etmeyin. Zorbalarla hemdem olmayın. Aranızda Haç’ın yükselmesine imkân ve fırsat vermeyin. İçki sofralarına oturmayın. Hamamlara tesettürsüz girmeyin. Şunu iyi biliniz ki, bir zalime karşı hakkı söylemek kişinin ölümünü yaklaştırmayacağı gibi, rızkına da mani olmaz. Kul ile rızkı arasında bir perde vardır. Kul sabır ederse rızkı onu arar ve bulur. Acele edip o perdeyi yırtsa bile daha fazlasını elde edemez. (Takdiri ilahi ne ise ancak o olur.) Ey insanlar! Eğer kötülüğe düşecek olur, nefsanî ihtiraslar içinde boğulup gidersem bana ne yaparsınız?” deyince cemaatin içinden birisi ayağa fırlayarak yüksek sesle bağırır ve: “Seni kılıcımızla doğrulturuz ya Ömer!” dedi. Hz. Ömer söyleyeni denemek için “Bu sözleri benim hakkımda mı söylüyorsun? Benim hakkımda böyle bir söz söylemeye nasıl cüret ediyorsun?” deyince kalbi tertemiz Müslüman yeniden ve hiç de çekinmeden ortalığı çınlatacak bir şekilde Hz. Ömer’e karşı yüksek sesle bağırdı: “Evet ya Ömer! Vallahi bu sözleri senin hakkında söylüyorum” dedi. Bir devlet başkanı olan Hz. Ömer karşısında bu şekilde konuşan insanı susturmuyor, onu hapse attırmıyor, ona ceza vermiyor veya oradaki diğer insanlara susturun şu haini, atın onu dışarı da demiyor. Bu sözler karşısında Hz. Ömer de şöyle haykırıyor: “Allah’a şükürler olsun ki, eğer yanlış ve kötü yola sapacak olursam bu milletin içinden beni kılıçla doğrultacak insanlar vardır!”

Süfyan bin Abdullah (R.A.)Peygamber Efendimize: Ya Resulallah bana İslam’ı öyle anlatınız ki, onu sizden sonra bir başkasına sorma ihtiyacı duymayayım” demişti. Resulallah (S.A.S.) “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol” buyurdular. O “Peki ya Resulallah! En fazla korunmam gereken şey nedir?” diye sordu. Allah’ın Resulü mübarek eliyle dilini işaret etti.” (İbni mace fiten 12)

Hazreti Peygamber Efendimiz (S.A.S.) bir hadisi şerifinde ise şöyle buyurmaktadır: “Sıdk, insanı iyiliğe, iyilik cennete götürür. Kişi doğru söylemeye devam ettikçe, sonunda sıddıklardan olur. Yalan kişiyi fücura, fücur da cehenneme götürür. Kişi yalan söylemeye devam ettikçe, sonunda Allah indinde yalancılardan yazılır.” (Buhari edeb 69) Doğruluk, dürüstlük; tek başına kalsa bile kartallar gibi yalnız uçmak, ama dosdoğru yoluna azim ve kararlıkla devam etmektir.

Ne derseniz herhangi bir kademedeki idarecinin, abinin, büyüğün karşısına çıkıp kendi fikirlerinizi yaşadığımız bu zamanda dilediğiniz gibi anlatmanız gerekirse de karşı fikirler beyan etmeniz mümkün müdür? Asla! Haklı ve çok da basit bir itirazda bulunacak olursanız amirinize karşı gelmiş sayılırsınız. O zaman da sizin için hemen sürgün “Yasaklı” veya emeklilik işlemleri gündeme gelir. Bu yüzden günümüzde ne içi kan ağlayan insanlar vardır. Ne hakarete uğrayanlar var. Ne saf dışı edilen insanlar var. Gerekçe dürüstçe bir haksızlığa karşı çıkmak veya idareci, amire karşı fikir beyan etmek… Olur efendim dememek, doğruya, yanlışa alkış tutmamak…

İşte asrımızda bütün insanlığın muhtaç olduğu, ancak bir türlü de ulaşamadığı husus budur. Karşılıklı sevgi, saygı, amir, memur, idare eden, idare edilen, zengin, fakir, alttakiler, üsttekiler herkesin yanlışa karşı çıkıp doğruların yanında yer alması, adilane idare ve adilane paylaşım...

Hiçbir şekilde yalanışa alkış tutmamak ve zalime destek olmamak… Bütün dünya bunu başarabildiği ölçüde insanlar huzur ve refahı daha kolay bulabileceklerdir. O zaman üretim de kolay olacak, paylaşım da. Kin ve düşmanlığın yerini de karşılıklı sevgi ve saygı alacaktır.

Asalet: Boyda değil soyda,

İncelik: Belde değil dilde,

Doğruluk: Sözde değil özde,

Güzellik: Yüzde değil yürekte olur.

O güzel günlerde inşallah yakın gelecekte buluşmak üzere, Cenab-ı Hakk’a emanet olunuz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23