• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

İstikbal Ustalıkta

12 Ağustos 2022
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Ünlü piyanist Fazıl Say, “Muhalefet adayının dışarıdan bir isim olması hiçbirimizi rahatsız etmez. İlber Ortaylı Hoca gibi erdemli birinin ya da Prof. Özgür Demirtaş gibi usta bir ekonomistin ya da Ersan Şen gibi usta bir hukukçunun… Biz sonuçta akıl arıyoruz artık.” demiş.
Bir alana mahsus ustalık ülke yönetimi için yeterli ehliyetse bay Say’da aday olabilir pekala cumhurbaşkanlığına. Koskoca Amerika’yı western “ustası” Ronald Reagan yönetmemiş miydi tam iki dönem? Yine eğlence sektöründen V. Zelensky Rusya karşısında Ukrayna'yı evlere şenlik bir şekilde yönetmiyor mu? Say'ın nesi eksik? Fenerbahçe maçı izlerken yastıkla dövdüğü öfkeli koltuk vukuatını görmezden gelirsek o da bir usta! Üstelik İstanbul’u kar bürümüş ve İmamoğlu da balıkçının yolunu tutmuşken sergilediği siyasi öngörüsünü hesaba katarsak diğerlerinden de bir adım önde bana göre.

Sahi, Emine Beder vardı bir de değil mi? Hünkar beğendiyi, damat paçası böreğini pek güzel yaptığı söylenirdi programına konuk olanlar tarafından. Onca sebzeyi, çeşit çeşit eti denge politikasıyla idareye dayalı mutfak ustalığını hiç yabana atmasın Fazıl Bey bence! Bir aşçı her zaman iyi bir siyasi adayıdır… Tamam Sayın Akşener’in dediği gibi “kadından imam olmaz” ama Emine Hanım bize çok güzel imam bayıldılar yapabilir pekala… Sayın Beder hem “usta” hem de türbanlı bu arada. Muhafazakar oylar cepte yani…

Bir de şey vardı... İttihat Terakki! Askeri uzman olmayı ülke yönetmek için yeterli bir koşul olarak görmüşlerdi. Derken imparatorluk bu “usta” askerler eliyle Trablusgarp ve Balkan Harbi’ne, ardından dünya savaşına sokulmuştu. Sultan Hamid edepli adamdı, onu tahtından edip imparatorluğu ateşe verenlere küfretmezdi elbette. Fakat ziyanı yok! Onun yerine yüz yıldır millet bedduasını ediyor o 'usta' askerlere.
Musikide, şapkada 'devrim' yapanlar da usta askerlerdi mesela... Hatta bir tanesi, Bulgaristan’da Carmen operası çıkışında arkadaşı Şakir Zümre Bey’e: “Adamların Balkan Savaşı’nı niye kazandıklarını şimdi anladım, opera bir tertip ve disiplin işidir.” diyerek bizim Balkan savaşlarındaki mağlubiyetimizi operasızlığımıza bağlamıştı…

Nihayet söz konusu kişinin ustalık döneminde opera kurduk da bilimde, sanatta, magazinde, O Ses Türkiye’de Anadolu coğrafyasında rönesans vari bir dönemi yaşadık AK Parti gelene kadar. Ustalık önemli! Bürokrat psikolojisi nasıl işler, devlet kurumunda aklınızı kaçırmadan iş yaptırmanın yolu var mıdır, insanlar ve bütçeler nasıl idare edilir gibi boş boş konularla uğraşmanın anlamı yok! Biz Say gibi masa başında kazanılmış ustalığa bakalım… Çünkü istikbal ustalıkta!

Ersan Şen’in Tavsiyesine Uyalım!

Ekranların en sevilen ceza hukukçusu Ersan Şen, o kadar klişe şeyleri o kadar hararetle ve o kadar yüksek sesle anlatıyor ki hayretle izliyorum bazen. Tonlaması o kadar sert tavrı o kadar kesin ki, bazen bir ceza hukukçusu değil de sınıf öğretmeni mi diye de düşünmeden edemiyorum!

En son, masaya vurulan yumruklarla süslü konuşmasına Fatih Altaylı’nın programında denk geldim. Cumhuriyet tarihinin en bilindik ezberlerini art arda sıralıyordu kendisi.

“Mustafa Kemal’le ancak Yunan ve İngiliz’in meselesi olur” dedikten üç dakika sonra Mustafa Kemal'i İngilizlerden, Yunanlılardan okumayı tavsiye, pardon 'tembih' ediyordu izleyicilere.

O halde, Mustafa Kemal’in ölümünün ardından ne söyledindiğini, 19 Kasım 1938’de yayımlanan Fransız Le Monde İllustré gazetesinden okuyalım biz de: “Hadiseler hızla gelişir, harici düşman püskürtülmüş, şimdi sıra dahili düşmanın hesabını görmeye gelmiştir. Rejimi hedef alır, 1923'te padişahı kovar, 1920'de hazırlamış olduğu anayasayı kabul ettirir ve kendisini cumhurbaşkanı seçtirir. (….) Padişah aynı zamanda halifeydi, yani müminlerin başı. Dine şiddetle karşı olan Kemal, halifeliği lağveder, fes giyilmesini yasaklar, kadınların başlarını örtmesine son verir, alfabeyi değiştirir, soyadı uygulamasıyla medeni duruma yenilik getirir. Bu şekilde kendisi de Atatürk (Türklerin babası) soyadını alır. Gregoryen takvimini kabul eder, sosyal kanunlar tesis eder. Sonuç olarak ülkesini tamamen Avrupalılaştırır ve İslami olan nesi varsa, her gün biraz daha ortadan kaldırır.” Dünya Basınında Atatürk / Doğan Kitap- s. 209

Ya da İşgalci Venizelos’un teokratik osmanlı saltanatını kaldırdığı ve Avrupa’yı büyük bir düşmandan kurtardığı için onu Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterdiği mektubunu da okuyabiliriz. Okunacak daha çok şey var tabii… Ama 5816’da var.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Sami

Ersan Sen dogru soyluyor, Mustafa Kemali git birde ingilizlerden dinle. Ben cok okudum.  

Dunyada baska seyler de oluyor ..

Sayin yazar ... hemen hemen her yaziniz GAZI ile ilgili .. okuyucu bir sure sonra ilgisini kaybediyor .. Sizden ricam baska konulari da gundeminize almaniz ..ornegin Suriye'den gelen gocmenler . Tesekkurler ... Vesselam Huseyin Baradan Y.Muh Elektrik
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23