• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

‘Cumhurbaşkanı hasta’ yalanı

29 Ağustos 2021
A


Ali Akben İletişim:

Kökü dışarda azgın azınlığın son günlerde ağzındaki bakla bu. 

Eveleyip geveliyorlar.

Fetö’cüler de bir zamanlar Cumhurbaşkanının hasta olduğunu ve ölümüne sayılı günler kaldığını etrafa fısıldamış ve bayağı bir taraftar da toplamışlardı. 

Bu iddianın sahiplerinin bir kısmı şimdi hayatta değil. 

Rahmetli Özal, kendisine suikast girişiminde Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır demişti.

Hafıza-i beşerin nisyan ile malullüğü evrensel bir gerçeklik.

İşimize gelmeyen şeyleri daha çabuk unutmamız ruh sağlığımız için belki de gerekli. 

Ancak beklenti içine girdiğimiz ve olmasını arzu ettiğimiz şeylerle ilgilide kendimizi doğrulatmak için olmadık yollara başvurabilir ve inadım inat der ve gerçeklerden uzaklaşıp hayal alemine dalarak düşünceyi hezeyan boyutuna taşıyarak ruh sağlığımızı bozabiliriz. 

Hekimlik şerefli kutsal hikmetli ve sanatsal bir meslek. 

Tıbbiyeden doktor olarak çıkar ve zamanla kazandığı tecrübeler onu hekimlik makamına çıkarır. Hekim hastaları ve hastalıkları ile ilgili ulu orta sağda solda konuşamaz. 

Mesleki yaşanmışlıkların sırları ile dünyasını değiştirir.

Hekim olanlar bunun ne anlama geldiğini bilir.

Gelelim Cumhurbaşkanının hastalığı meselesine.

Cumhurbaşkanını dün Bosna-Hersek gezisinde hastalık dedikoduları ile ilgili yakinen izledim. 

40 yıllık hekimim, duruşunu, yürüyüşünü gazetecilerin sorularına verdiği cevaptan tutun da evald-ı fatihanla hemhal olmuşluğuna kadar. 

Gözlemlediklerimde hastalık namına bir şey yok. Yürüyüşünden anlam çıkaranlara da söyleyeceğim tek şey, nasıl parmak izi her kişiye göre tek ve özelse yürüyüş de aynı şekilde özeldir.

Cumhurbaşkanının hastalığı diye arama motorlarına yazdığımda çıkan sonuçlara bir göz attım ve bu kadarı da olmaz dedim. 

Ne beyin tümörü kalmış, ne sara ne de şeker koması ve psikiyatrik hastalıklar. Hepsini uhdesinde barındıran bir cumhurbaşkanı portresi ile karşı karşıyasın.

Akıl gittiğinde, zekânın insanı savurduğu yerde ne ararsan var. Buna inanan bir sürü de suret-i insan var.

Kabak tadı veren çatlak seslilerin ve işkembeden atıp tutanların argümanları bunlar.

Cumhurbaşkanı hasta değil yorgun, bu kadar yoğun mesai yapmamalı. Sağlığı ile ilgilenen meslektaşlarımız daha fazla yorulmaması için çalışmalı ve mesai sarf etmeli.

Hiçbir insan bu kadar yoğun ve zorlu bir yükün altında uzun süre sağlıklı kalamaz.

Bir gün düzenli uyumasak veya bir öğün yemeği atlasak ya da bir süre su gıdasını ihmal etsek bedelini hemen öderiz. 

Aksini düşünenler kendisinde deneyerek bu sonuca varabilir.

Uyku gıdası ile beslenmek belli bir yaştan sonra daha bir önem arz ediyor. 

Çünkü yaşla birlikte fizyolojik olarak dayanma gücü zayıflıyor.

Cumhurbaşkanı için hasta kelimesini kullanmaktan çok yorgun demek daha doğru bir yaklaşım olur.

Ülkemizin dört bir yanında çıkarılan yangınlar, doğal afetler yetmezmiş gibi şimdi de hayali hastalıklarla gündem oluşturmak ne gazetecilik ne siyaset ne de etik.

Olsa olsa art niyet.

Cumhurbaşkanının da bir insan olduğunu ve hastalanabileceğini düşünmek doğal ancak buradan mal bulmuş mağribicilik yapmak en hafifinden insana saygısızlık.

Yapmayın etmeyin.

Buradan da size ekmek çıkmaz.

Dünyanın çivisinin çıktığı bir dönemde gece gündüz demeden devlet ve millet için çalışan kim olursa olsun başımızın tacı yapmamız gerekir.

Cumhurbaşkanının geçmişte ciddi bir ameliyat geçirdiği doğru, ancak buradan yola çıkarak sonu hiç de iyi olmayan temennaları soyu bozuk medyada alıp satmak en azından insana saygı açısından ahlaki değil.

Yeni Türkiye

Son 20 yılda ülkemizin nereden nereye geldiğini özellikle gençlerimize iyi anlatmalıyız. 

Eski Türkiye dediğimiz ve bizim neslin bizzat yaşadığı yakın tarihin gerçeklerinden dersler almaz ve ipin ucunu tutan puştların dediklerine inanarak hareket edersek, bedelini belki bizler yine öderiz ancak evlatlarımız ödeyemez. 

Çünkü güllük gülistanlık bir ortamda el bebek gül bebek büyütüldüler. 

Bizim en verimli çağımızda ülkemiz susuzluk, açlık, yokluk, kargaşa, kaos ve anarşi, yağ, benzin, tüp kuyrukları ile boğuşuyordu. Bizim nesil bu yönden şerbetli, ancak gençlerimiz için aynı şeyi söylemek zor.

Etrafımız ateş çemberi, ülkemiz bu çemberin içerisinde.

Birlik ve bütünlüğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bindiğimiz dalı kestiğimizi düştükten sonra anlamanın başkalarına faydası olsa da kendimize olmaz.

17 Ağustos Marmara depreminde devlet günler içerisinde enkaza ulaşmıştı. Çok şükür bugün devletimiz ülkemizin dört bir yanında çıkarılan yangınları kısa sürede söndürdü. Doğal afetlerle yerle bir olan beldelerimizde gece gündüz çalışarak vatandaşına ben buradayım dedi.

Havuz medyasına değil gördüklerime ve yaşadıklarıma objektif olarak baktığımda aklımla ve kendi gözlerimle görüp sezinlediklerimi yazmaya gayret ediyorum.

Şunun veya bunun adamı olmadım.

Kimseden bir beklenti içinde hiç olmadım.

Oturduğu makam koltuğunu yüceltenlere saygı duyarken, makam koltuğu ile yüceldiğini zanneden cücelere hep acıdım. 

Ne de olsa dünya fani.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Vefat ve başsağlığı

Gazetemizin vefa timsali yazarı Atilla Özdür ağabeyim, darı bekaya irtihal eyledi. Rabbim rahmeti ile muamele eylesin. Amin. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kıyamet

Hocam yazınızı okudum. Yalnız benim size sormak istediğim şey Bir zamanlar beraber yürüdüğünüz sizin haksızlığa uğradığınız zor günlerinizde desteklerini her daim gördüğünüz insanların dostane yine sizi ve bu milletin düşündükleri için yaptıkları eleştiri ve tavsiyeler duymamak görmemek aksine yüzlerce dava açılmasına göz yummak hatta onları haklı bulduğunu ima etmek bir tür hastalık belirtisi değilmi.

Kazim

Neden sürekli gecmisin ne kadar kötü olduguna dem vurup akp’yo yuceltiyorsunuz? Akp dindar bir imaj cizdi diye herseyini ölümüne savunuyorsunuz. Akp’nin ekonomi politikasini hepimiz goruyor ve sonuclarini birlikte yasiyoruz. 20 yil once memur bir aile yazin 1 hafta tatile gidebilirdi, simdi elektrik faturasini zor oduyoruz. Ayrica nedir yani, bu sefer oyumuzu baskasina veririz ve bir de onlari denemis oluruz. Dunyanin en kotu seyi degil. 5 tane şirket ihya oldu, biz halk olarak fakirlestik. Tamaminin yaynlanmasi dilegimle.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23