Spor aracılığıyla sarsılan manevi temeller!..
Spor, müzik ve resim gibi aktiviteler, insanlığın yaşam tarzı üzerinde etkili olmaktadır. Bu etkileşimi, hayatın her aşamasında örnekleriyle görmek mümkün. Sadece şahit olmak veya anlamanın yanı sıra, önemine binaen üzerinde titizlikle durulması gereken bir husus. Siz boş verseniz de, birileri ‘boş’ durmuyor. Şeytanla omuz omuza vermiş, insanlığın sonunu getirmek adına ‘ateşe’ yakıt taşımaya devam ediliyor. Spor vasıtasıyla öyle bir zemin oluşturuluyor ki, tarihin her döneminde olduğu şekilde, felakete neden olacak toplumsal değerlerin ayaklar altına alınacağı bir sürecin ‘hammaddesi’ haline getirilebiliniyor, spor. Bir kesici alet olan bıçağı düşünün. Düşünceniz, kullandığınız o aleti yararlı veya zararlı hale getirebiliyor. Aynı aleti, bir doğum günü pastasını kesmek içinde, bir cinayeti işlemek amacıyla da kullanabilirsiniz! Sporda da durum farklı değil. Sporu bir araç olarak kullanıp rahatlıkla, toplumu oluşturan bireyler üzerinde olumlu veya olumsuz etkileşim haline dönüştürebilirsiniz..
Spor, toplumun geleceğine yön veren din, dil, tarih, kültür, örf-adet, gelenek ve göreneklerin oluşturduğu, milli ve manevi değerleriyle örtüşmeyen bir sürecin tetikleyici unsuru olmakta. Modern sporlar adı altında, batı medeniyetinin kıskacı altına itilmek istenen süreçle birlikte, özellikle son 200 yılda hız kazanan yapılaşma ve etkileşim, günümüzde de devam ettiriliyor! Performans sporunda başarı elde edilmesi için ön plana çıkan güç /kuvvet / dayanıklılık / esneklik vs. ayrıntılar, sağlıklı ve zinde kalmanın önemli aşaması olan sporun ‘raydan’ çıkması ve toplumsal yıkımına neden olacak unsurları bünyesinde barındığını görebilmekteyiz. Bu aşamada değerlendirildiğinde, en fazla da geleceğimiz dediğimiz çocuk ve gençler üzerinde etkili olmaktadır. Spor adı altında gerçekleştirilen faaliyetlerin bazılarına bakıldığında, İslami değerleri ve Müslümanlığımızın gerekliliği, Allah’ın rızasından uzak olma yolunda, çarkın hız kesmeden işletildiğini görüyoruz. Beden ve ruhen insan-ı kâmil olma aracından çok uzak, haram ve harama vasıta olacak ‘aracı’ olarak, milyonlarca vatandaşımızı belirsizliğe doğru sürüklemeye devam ediyor…
Cinsiyet ve yaş grubu ayırt etmeksizin, toplumun her kesimini etkisi altına alan spor faaliyetleri, İslami kaynaklara (Kur’an-Sünnet) göre yorumlanması gerekmektedir. Bu başlıkları, konuyla ilgili kaleme alınan makale ve kitaplarda rahat bir şekilde görmekteyiz. Nedir bunlar? Spor faaliyetlerine ayrılan zaman, spor faaliyetleri kapsamında ibadetlerin terk edilmesi, kadın ve erkeğin aynı ortamda, yine erkek ve kadın ayırt etmeden antrenörler tarafından eğitime tabi tutulması, yapılan sporların şans oyunlarına malzeme edilmesi, sarf edilen sözler ve daha birçok unsur. Bu tür hassas konular göz önüne alındığında, yapılan sportif faaliyetlerin masumane yapılmadığını anlamak zor değil. Buna rağmen, gün geçmiyor ki kadının uygunsuz kıyafetle güreş, voleybol, jimnastik, modern pentatlon, triatlon, atletizm benzeri spor branşları yapması. Spor toto-loto gibi şans oyunları gelirleriyle yeni spor tesisleri yapımı veya spor organizasyonuun gerçekleşmesi. Böyle bir sürece ‘dur’ denilmediği takdirde “Bireyselliği yücelten, maneviyatı yok sayan, geleneksel değerleri hor gören zihniyetle nasıl baş edilecek?” şeklinde, şikâyette bulunmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor…
Spor adı altında masumane gözken çalışmalar yakinen takip edildikçe, niyetin hiç de öyle olmadığı anlaşılacaktır. Gelecek gençleri ise, spor aracılığıyla profesyonel provokatörlerin ‘ağına’ düşmekten kurtarmamız gerekiyor. Öncelikli ne mi yapılmalı? Her konuda olduğu gibi sporda da, para ve makam hevesi/hırsımızdan kurtulup, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ve Peygamberimizin sünnetine göre hareket etmemiz gerekmektedir…