• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

CHP’nin kayığına binersen sığınacağın liman da bu olur

11 Mart 2018
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Heeehhh, sonunda bunu da gördük...

Baksanıza, geçtiğimiz yıl AK Parti’nin başlattığı “Atatürk açılımı”na Saadet Partisi de dahil oldu.

Saadetçiler de ekran ekran dolaşıp (son 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak için yurdun dört bir tarafından otobüsler kaldırıp Anıtkabir’e koşan AK Partililerden geri kalmayıp) ne denli Atatürkçü olduklarını ballandırarak anlatmaya başladı.

¥

SP Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın’ın son açıklamalarını takip etmiş olmalısınız.

Etmeyenlere hemen özet geçelim. 

Efendim, Birol Aydın, katıldığı bir TV programında, Atatürk’ü “kahraman” diye nitelendirip, “Hep birlikte inşa ettik” dediği cumhuriyeti, “mazlumların sığınacağı liman” olarak tavsif etmiş. Cumhuriyet değerlerinin kendilerinin de kuruluş değerleri olduğunu belirtip, “Bizim bunlarla bir sorunumuz olamaz” demiş.

Birol Aydın’ın bu sözlerini okurken, aklımıza o meşhur hikâye geldi...

Hani adamın biri, hocanın önüne çıkıp, “Hocam, hocam! Hani Hazreti İsa’nın sopasıyla ortadan ikiye ayırdığı dere vardı ya, işte o derenin adı neydi?” diye sormuş, hoca da “E be evladım! Şimdi senin bu söylediklerinin neresini düzelteyim? Bir kere o bahsettiğin peygamber İsa değil Musa, elindeki sopa değil asa, ortadan ikiye ayırdığı da dere değil, Kızıldeniz” demiş ya, işte Birol Aydın’ınki de o hesap.

Allah aşkına, anlattıklarının neresini düzeltelim şimdi?

¥

İsterseniz “Türkiye Cumhuriyeti’nin halk tarafından inşa edildiği” iddiasından başlayalım...

Bir kere, “cumhuriyeti halkın inşa ettiği” iddiasına kargalar bile güler. 

Öyle ya; cumhuriyet, tıpkı diğer devrimlerde olduğu gibi, bir grup askerî elit tarafından ve halka danışılmadan kurulmuştur. Zaten Nihal Atsız da “Cumhuriyet 1923’te değil 1950’de kuruldu” diyerek bu gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur.

(1950, “açık oy gizli tasnif (sayım)” saçmalığının yaşandığı 1946 seçimlerini saymazsak, Türkiye’de ilk demokratik seçimlerin yapıldığı ve Demokrat Parti’nin 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirerek, “Yeter söz milletin” sloganıyla iktidara geldiği yıldır.)

Yani cumhuriyet, öyle Birol Aydın’ın ileri sürdüğü gibi halk tarafından “inşa” edilmemiştir; bilakis halka rağmen “ilan” edilmiştir. 

Bu bir...

¥

Gelelim, “Cumhuriyet değerleri” meselesine...

Sayın Birol Aydın’ın sözlerinden anlıyoruz ki, Saadet Partisi’nin, CHP’nin “6 oku”nda temerküz eden ilkeler ve o ilkelerin beraberinde getirdiği uygulamalarla “bir sorunu yok” .

Bu da (zımnen) demek oluyor ki, SP’li arkadaşlarımızın, şapka giyilmesini zorunlu kılan garabet eseri kanuna yönelik bir eleştirileri bulunmuyor.

Herhalde, başta İskilipli Atıf Hoca olmak üzere, şapka kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle asılan onlarca mazlumun nahak yere idam edildiğini de düşünmüyor olmalılar. 

CHP’nin “6 oku”nda mücessem hale gelen ilkelerle barışık olduklarına göre, öğretimde birliği değil tek tipçiliği dayatan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan da memnunlardır.

Öyle mi?

Mesela, SP’li dostlarımız, Müslümanlar için sığınak olan hilafetin bir gecede kaldırılmasını “İslam’a indirilmiş büyük bir darbe” olarak görmüyor mu şimdi?

Ya da tek parti CHP’sinin ilkesiyken anayasal olarak devletin ilkeleri haline getirilen “6 ok”u bu denli içselleştirdiklerine göre, İslam alfabesinin yerine Latin alfabesinin getirilmesini ve bu suretle de milli hafızamıza format atılarak İslam kültür ve medeniyetinden uzaklaştırılmamızı tasvip mi ediyorlar?

“Bu ülkenin kuruluş değerleri, bizim de kuruluş değerlerimizdir” dediğinize göre, “kuruluş değerleri” bahane edilerek İslamî giyim tarzının yasaklanmasına da bir itirazınız yok o zaman.

Hele söyleyin;

Medreseler, tarikatlar, tekkeler, zaviyeler... Tüm bunların kapısına kilit vurulması da onayladığınız uygulamalar mı?

Cevap verin sayın Aydın!

Siz, Müslümanlara bu uygulamaları reva gören sistemi, “mazlumların sığınacağı liman” olarak nitelendirmekte ısrarcı mısınız?

Eğer ısrarcıysanız, yolunuz açık olsun...

Sığının o “liman”a!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23