• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Bir Türkiye düşmanı gitti bir başka Türkiye düşmanı geldi

15 Mart 2018
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

ABD Başkanı Donald Trump, aylardır anlaşmazlık yaşadığı Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı en sonunda görevden aldı. Yerine de CIA Direktörü Mike Pompeo’yu getirdi. Eski bir ordu mensubu olan Pompeo’nun Dışişleri Bakanlığı’na getirileceği, zaten uzun zamandır konuşulan bir husustu.

Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz ağustosta, Tillerson’ın Trump’a “Moron” dediği ve istifa etmeyi düşündüğüne dair haberler çıktığında, Dışişleri Bakanlığı koltuğu için adı geçen ilk isim Pompeo olmuştu. 

Aslına bakacak olursanız, Tillerson’ın sonunu getiren, başta Kuzey Kore, İran ve Katar krizi konularında Trump ile yaşadığı görüş ayrılıklarıydı. 

Örneğin, ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore konusunda yüksek perdeden tehditler savururken, Tillerson, Kuzey Kore’nin düşman olarak görülmemesi gerektiğini söyleyip, çözümün diplomaside olduğunu ifade etmişti. 

Trump, İran’ın ABD ile yaptığı nükleer anlaşmayı “bir utanç kaynağı” olarak nitelendirip “Bu anlaşmayı yırtıp atacağım” derken, Tillerson, İran’ın nükleer anlaşmanın şartlarına uyduğunu açıklayarak Beyaz Saray’ı kızdırmıştı.

Donald Trump, Katar’ın terörizmi en üst seviyede desteklediğini iddia ederken, Tillerson ise Katar’a uygulanan yaptırımların hafifletilmesi talebinde bulunmuştu.

Aklınıza “Ya hu Trump ile Tillerson’ın anlaştığı hiçbir konu yok muydu” sorusu gelmişse, hemen onun da cevabını verelim.

Pek tabii ki vardı. Mesela, mezkur ikilinin terör örgütü PKK/PYD/YPG’ye bakışları bire bir aynıydı. Hem Trump hem de Tillerson, “müttefik” olarak nitelendirdikleri Türkiye’nin değil, terör örgütlerinin yanında saf tutma konusunda tam bir mutabakat içindeydi. 

Peki, ABD Dışişleri Bakanlığı’na Tillerson’ın yerine Mike Pompeo’nun gelmesiyle Türkiye ile ilişkilerde bir değişim yaşanabilir mi?

Hiç zannetmiyoruz. Zira, Pompeo da en az Tillerson kadar Türkiye ve İslam düşmanı bir isim.

Öyle ya; Pentagon ile terör örgütü YPG arasındaki ilişkiyi öve öve bitiremeyen de...

15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından Türk halkını ve hükümeti öven İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’e cevaben “İran da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti kadar demokratik... Her ikisi de İslamcı totaliter bir diktatörlük” diyen de Pompeo adlı bu hokkabaz... 

ABD’nin çoğunlukla Müslüman esirleri tuttuğu işkence üssü Guantanamo’nun kapatılmasına karşı çıkıp, açlık grevinde olan mahkumlarla ilgili “Bana pek çoğu kilo almış gibi geldi” alçaklığının altında da işbu Pompeo’nun imzası var.

Evet, tam da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Menbiç konusunda ABD ile hemen hemen anlaşmak üzere olunduğunu açıklamasının ardından bir “şahin”in Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturtulması, ABD’nin bölgemizdeki politikalarının daha da sertleşeceğini gözler önüne seriyor.

ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı’nın, 50 yıldır İsrail işgali altında bulunan Suriye’deki Golan Tepeleri’nde petrol ve doğalgaz rezervlerinin üstüne çöreklenen bir şirketin ortağı olması da kafaları karıştıran bir başka husus.

Bakalım Pompeo’lu günler, ABD ile zaten gergin olan ilişkileri nasıl bir boyuta taşıyacak?

Hep beraber izleyip göreceğiz. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23