• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Almanya bir hukuk devleti mi?

21 Temmuz 2018
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Alman Faşist örgütü (NSU terör hücresi) 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişinin öldürülmesi, iki bombalı saldırı ve 15 soygun düzenlemekten sorumlu bulunmuştu.

NSU’nun ilk cinayetinin üstünden 17 yıl, örgütün deşifre olmasının üstünden 6 yıl, dava sürecinin başlamasının üstünden ise 4,5 yıl geçti. 

Davanın süreci dikkate alındığında İkinci Dünya Savaşından sonra en uzun süren dava olduğu görülmektedir.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde yıllardır devam eden Almanya’daki faşist Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü hakkındaki kararın mahkeme tarafından açıklanmasının üzerinden günler geçti ama tartışmaları artarak devam ediyor.

Çünkü adalet yerini bulmadı ve gerçek suçlular mahkeme önüne çıkartılmadı. 

Almanya Şansölyesi Merkel’in verdiği, “NSU olayı tüm boyutlarıyla aydınlanacak” sözü maalesef yerine getirilmedi ve mahkeme çok tartışılacak bir karar verdi.

Anlaşıldığı gibi Alman siyasiler, bazı engelleri aşamıyor ve kurumsal ırkçılıkla söz verildiği gibi mücadele edilmedi, edilmiyor.

Almanya’da istihbarat, emniyet ve hukukun nasıl işlediğinin en bariz örneği bu cinayetler, bu örgüt ve bu dava ile açıklanan karardan anlaşılmaktadır. 

SANIKLAR VE BİLGİLER YOK EDİLDİ

Örgütün üç baş aktöründen ikisi olan Mundlos ve Böhnhardt, bilgi ve belgelerle yakılıp yok edildiler. Bu yok edişe ise intihar denildi.

Örgütün yaşayan eylemcilerinden üçüncüsü olan Beate Zschäpe’ye ömür boyu hapis cezası verildi. (Almanya’da ömür boyu, yani hayatının sonuna kadar hapis yok. 10-15 yıl yatıp çıkma şansı var)

Diğer dört sanığa ise, 2 yıl 6 ay ile 12 yıla kadar değişen farklı hapis cezaları verildi. 

Bir diğer sanık Andre Eminger hakkındaki salıverilme kararı Federal Yargıtay tarafından onaylanana kadar serbest bırakıldı.

NSU adlı faşist örgütünöldürdüğü kişilerin yakınları; yargılanan beş sanık için “Bunlar verilen görevi yerine getirenbirer piyon, asıl sorumlular ve suçlular ise devlet kurumları içindeki yandaşları tarafından korundu ve açığa çıkarılmadılar” görüşünde.

Onlara göre bu dava bitmemiştir. Çünkü bu davada ne cinayetler aydınlatılmış ne de adalet yerini bulmuştur. 

SORU İŞARETLERİ
VE SÜPHELER

Faşist örgüt NSU’nun cinayetlerinin arka planınıın ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarınıın tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturulacağı beklentisi vardı. 

Bu davada verilen karar, bu beklentileri yok etti ve tartışmaları yeniden alevlendirmiş oldu. 

Ayrıca bu yanlış karar, “Devlet ne kadar NSU’nun içinde?», Bunları kim ve kimler koruyor?” sorularını akla getirmiş ve şüphelerin artmasına sebep olmuştur.

Kısacası gerçek suçlular ortaya çıkarılmadığı için adaletin tecellisi ve kamu vicdanı rahatlatmadığı için karar tatmin edici değil.

Mahkemenin kararı asla örgütü çökertici ve caydırıcı olmadığı gibi faşist ırkçıları, hem cesaretlendirici hem de azmettiricidir. 

Nitekim terör hücresine destek veren diğer zanlıların başsavcılığın talep ettiğinden daha az cezalara çarptırılması duruşmaya katılan aşırı sağcıların tezahüratlarına yol açtı.

 Aşırı sağın yükseldiği bu dönemde mahkemenin kararı hukuk adına utanç vericidir. 

Bu kararla ayrıca, Almanya’nın “hukuk devleti” görüntüsüne gölge düşürmüştür.

BİR HATIRLATMA

Alman faşizminin gizli yapılanması olan NSU örgütünün cinayetleri sadece bunlardan ibaret değil. 

1985 yılında Hamburg, 1992 yılında Mölln, 1993 yılında Solingen’de Türklere karşı düzenlenen ve ölümlerle sonuçlanan ırkçı saldırılar da zihinlerimizde tazeliğini korumaktadır.

Bu olay ve olaylar, Almanya tarihinde eşine rastlanmayan ilgisizlikten kaynaklanmaktadır. İnsanlık adına Almanya için yüz kızartıcı olan bu gelişmeler, hukuksuzluk, ayıplar ve skandallar zinciri olarak tarihe geçmiştir. 

Çünkü hâlâ cevapsız kalan sorular, karanlıkta bırakılan ayrıntılar var. İhmaller ve yanlış kararlar geçmişte de yaşanmıştır. Eğer geçmiş olayların üzerine gerçekten gidilmiş olsaydı bugün bu acılar yaşanmayacaktı. Maalesef geçmişte faşist örgüt ve mensupları korundu ve örgütler çökeltilmediği için benzer olaylar yaşanmaya devam etti. 

Şimdi de maalesef benzer hatalar tekrarlanıyor ve yanlış kararlar veriliyor. Bütün bu olumsuz gelişmeler bundan sonra da benzer üzücü gelişmelerin yaşanabileceği ihtimalini arttırmaktadır. 

Yaşanan bu gelişmeler ister istemez “Almanya bir hukuk devleti mi?” sorusunu akla getirmektedir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23