• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Bizim gençliğimizin beslenme kaynakları

02 Eylül 2022
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

 

Bizim gençliğimizin ana karakteri İslam’a olan bağlılığıdır. İslam’a olan bağlılık varlığının ana miğferini oluşturur.

Beslendiği kaynaklar Kur’an-ı Kerim, Sünneti Nebeviyye yani Peygamberimizin Sünneti, Ehli Sünnetin İslam yorumu, Müslüman olduktan sonraki Türk Tarihidir.

Merhum Mehmet Akif Ersoy bu gençliğe, “Asımın Nesli” demiştir. Ona göre Asımın Nesli Kur’an’a bağlı, tarihe aşık ve Müslüman Türk Milletine meftun bir gençliktir. İlim ve Teknoloji, öğrenmesi gereken ‘Farzı Ayın’ derecesinde bir gerçektir. Batı yani Avrupa, vaktinden önce ilim öğrenmeye gidilip vaktinden önce dönülmesi gereken, İslam Ümmeti ve Milleti için o ilim ve teknolojnin kullanılması gereken bir kıtadır.

Merhum Necip Fazıl Kısakürek bu gençliğe, “Büyük Doğu Gençliği” demiştir. “Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda olan… Halka değil Hakka inanan, Meclisinin duvarında ‘Hakimiyet Hakkındır’ düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti Allah’a kölelikte bulan bir gençlik.”

“Kim var!” diye seslenilince sağına soluna bakınmadan fert fert “ben varım!” cevabını veren bir gençlik…”

Merhum Sezai Karakoç bu gençliğe, “Diriliş Nesli” demiştir. “Diriliş Neslinin Amentüsü” adlı eserinde İslam’ın dirilmesi gerektiğini, bunun için nasıl bir yol ve yordam izlenmesi gerektiğini anlatır. “Ne rahiplik ne materyalizm. Her an ibadet içinde, sürekli ve metodlu, bilim ve tecrübeyle donanmış, kahramancasına İslam..” Diriliş Neslinin bir diriliş eri olduğuna ve bir diriliş cephesi bulunduğuna, (o erin/i.g) o cephede bir mücadele(i.g) adamı olduğuna ya da olması gerektiğine inanır.

Merhum Arif Nihat Asya ise, “Fetih Nesli” demiştir bu gençliğe… İstanbul’u fetheden ordu ve asker ne ise sen de osun. “Yürü hâlâ ne diye oyunda oynaştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.” Diyerek gençliği fetih ruhuyla donatmaya çalışmıştır.

Yani kısaca, bizim gencimiz elmas gibi olmalıdır. Hem elmas gibi değerli hem de elmas gibi hünerli olmalıdır.

Elmas çok kıymetli bir pırlantadır. Ama elmas sert cisimleri kesen bir hüner aparatıdır. Tüneller onunla açılır ve insanlığa medeniyet getiren yol, tünel, o tünellerden su v.s elmasın sertliği sayesinde gelir.

Gencimiz ruh, mana, ahlak, ibadet yönünden elmas gibi değerli; çalışkanlık, üretme, cesaret, dinini, ırzını, vatanını koruma konusunda elmas gibi sert ve haşindir, tavizsizdir.

Güçlüklerden yılmaz, esaret kabul etmez, gözünü budaktan sakınmaz.

Teslimiyetçi değil, tercümeci değil te’viliyetçidir. Yani üretmekten yanadır. Taklitçiliği sevmez.

Buna karşılık karşıt görüşte olanlar ise Türkiyelilikten çok Batıcıdır. Ülkesinde yaşamaktan çok Avrupa’da yaşamak ister veya Avrupa’nın her türlü yaşam tarzıyla burada olmasını ister.

Teslimiyetçidir. Mandacıdır. Sivas Kongresinde mandayı savunanlardan icazetlidir. Mesela: İngilizceyi sökemeyince, öğrenemeyince “Neden biz de Hindistan, Pakistan, Mısır v.s gibi İngiliz işgaline uğramadık. Bu sayede İngilizceyi öğrenirdik!” düşüncesindedir.

Milli his, düşünce, kaygı yoktur. Başkalarına döktürdükleri gözyaşıyla iftihar ederler. 

Köpek beslemeyi bir yoksula tercih ederler. Türkiye’de kırk milyon köpek olsa ses çıkarmazlar da birkaç milyon mültecinin yaşamasından rahatsızlık duyarlar.

O mültecilerin Müslüman kökenli olması aşırı rahatsızlık verir de Ukrayna’dan veya başka Müslüman olmayan ülkeden gelen mülteci olsa ses çıkarmazlar.

Mesela; bizim köpeğimiz onların çocuğunu ısırsa günlerce manşetten bu olayı düşürmezler de onların köpeği bizim çocuğumuzu ısırsa köpeklerin ma’sum olduğuna dair film bile çekerler!

Nerede yemek yiyebilirim, nereye tatile gidebilirim, nerede kiminle vakit geçirebilirim?

Hayatları bu üç kategoride döner durur.

Fakir /yoksul sofralarında bir lokma ekmekleri bulunmaz. Çünkü infak etmenin hayır olduğuna inanmazlar.

Allah’a ve ahirete inanmayanların zaten kendi geleceğinden başka gelecekleri, kendi dünyalarından başka dünyaları olmaz.

Yemek yerken peçete yoksa ekmekle dudaklarının yağlarını siler ve o ekmeği çöpe atarlar! 

Bizim gençliğimiz ise “yemeği sünnetlemek” sünnetine inanmıştır ve yiyemediğini sardırır evine götürür veya bir hayvana verir.

Biz bu nesli yani Asımın Neslini, Büyükdoğu Neslini, Diriliş Neslini, Fetih Neslini kayıp mı ettik?

Hiç şüpheniz olmasın. O gençliğimiz capcanlı, dipdiri ayaktadır. Şimdilerde “Teknofest Gençliği” denilen gençlik bu gençliktir. Elmas Nesil dediğimiz nesil inşallah bu nesildir.

15 Temmuz’da şahlanan nesil bu gençliktir. 

Bu topraklar hain görmüştür, zalim görmüştür, dinsiz görmüştür lakin topyekun dinini, vatanını, bayrağını, davasını satan nesil görmemiştir.

Af buyurun; “Ben bir fahişeyim, ben bir sürtüğüm, ben bir kafirim” diyeni görmüştür lakin gülünüp geçilecek kadar bir ömürleri olmuştur.

Bize düşen her şart altında bile olsa bu gençliği desteklemektir. Vesselam.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Musti. Smr.

Her işin bir ustası vardır adaletin yeri de. İdris hcm dır..

Hubeydullah

"Müslüman olduktan sonraki Türk Tarihidir." ne demek ya? Müslüman olmayan Türk halkını sevip saymayacak mıyız? Müslüman olmayan Metah'ı, Kültigin'i, Tonyukuk'u ilteriş kutlu hanı anlamayacak mıyız? biz dini ne olursa olsun, Türkçe konuşan bütün halkı öğrenip sevmek istiyoruz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23