“Sıvasız Evlerden Biri” isimli film salonsuz kaldı

“Sıvasız Evlerden Biri” isimli film salonsuz kaldı

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Dünkü yazımız, “Sıvasız Evlerden Biri” filmi ile ilgiliydi ve film bugün vizyona girecekti. Son anda öğrendik ki, film salon bulamamış, yani solan verilmemiş.

Dolayısıyla bugünkü yazıyı düne alarak, bugün niye salon verilmemiş onu anlatalım.

Vatanımızın bağımsızlığını, milletimizin selametini şehitlerimize borçluyuz. Gelin görün ki şehitlerimizden birkaçının anlatıldığı film seyredilmek için salon bulamamış.

Nice millete, devlete karşı düşmanlık besleyen filmler ile LGBT’li filmlerden tutun da ahlaksızlıkta sınır tanımayan, milli değerlere açık açık küfreden filmler salon bulmakta ama şehitlerimizi anlatan filmler salon bulamamakta.

Nasıl bir kültür politikamız var, nasıl bir kültür bakanlığı var anlamak gerçekten çok zor. Peki, niye salon bulamıyor?

Efendim bu film iş yapmazmış. Sinema salonu işletenler işe ticari bakarlarmış, müdahale edilemezmiş, mülk sahipleriymiş.

Öyle mi? Peki, taksiciler de dolmuşçular da araç sahibi, onların fiyatlarını niye belirliyor ve müdahale ediyoruz?

Hadi bunları da geçelim. Bu milletin bu devletin derdini anlatan bir filme salonunu açacak bir tek yerli ve milli duygulara sahip sinema salonu işletmecisi yok mu bu ülkede?

Neyse meselenin özünü filmin senaristi ve yönetmeni İsmail Güneş’ten okuyalım:

•

“Türk kamuoyuna ve sinemaseverlere çok önemli bir duyuru…

‘Sıvasız Evlerden Biri’ filmini ülke çapında hiçbir sinema salonu işletmecisi gösterime sunmak istemedi. Gerekçe, filmin yeterince ticari olmaması!

Seksen milyon nüfuslu, son 45 yıldır bölücü terörle yatıp kalkan ve bu uğurda 50.000 resmî ve sivil insanını kaybeden.

Üstüne de 250 milyar dolar olarak ölçülen bir millî serveti yitiren Türkiye gibi “yaralı” bir ülkede, temel sorunu terör olan ve bu uğurda verilen kurbanları anlatan 92 dakikalık küçük, mütevazı bir film, 40-50 salonda bile gösterilme şansı bulamadı! 

Çünkü filmimiz; “neşeli” değil, “komik” değil, “eğlenceli” değil… Sululuk yapmıyor, hele hele belden aşağıya hiç oynamıyor.

Bilakis, yürek yakıcı bir sorunu ödünsüz bir gerçekçilik diliyle beyazperdeye yansıtıyor. Daha doğrusu yansıtmayı deniyor, buna çabalıyor. Çünkü ortada henüz yansıyabileceği bir beyazperde yok!

Ülkemizde, bugünkü vahşi kapitalist koşullarda, Türk toplumuna somut, sahici meseleleri gerçekçi bir dille anlatan; ciddi, ağırbaşlı, halkımızı düşünmeye sevk eden yapımlar üretip sunma ortamı kaybolmuştur.

Üzgünüz; meşrebimiz, eğitimimiz, duyarlılıklarımız ve en önemlisi de ülkemize karşı vicdanî sorumluluklarımız gereği, halkımızı eğlendirmek gibi bir görevi lâyıkıyla üstlenemedik.

Yaklaşık 2800 sinema salonuna sahip bir ülkede, mütevazı bir sanat filmini onca salonun % 1’ine dahi sığdıramadılar.

•

Ezcümle:

İsmail Güneş böyle anlatıyor. Gönlümden geçen şudur.

Bu filmin, milletin evi külliyede, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın tensipleriyle âleme ibret için özel gösteriminin yapılması.