Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa yönetilenler iktidarda
Haçlı Batılının anladığı ama içimizdeki Haçlı zihniyetlilerin anlamadığı hakikat şudur:
Halkımızın çok büyük ekseriyeti Müslümandır ve biz Müslüman bir ülkeyiz. İslam bu topraklarda kıyamete dek yaşayacak son dindir.
Batıdaki oyun kurucular bu gerçeği bildiği için dışarıda ve içeride peydahladıkları maşalarını kullanarak devlet ve millet bütünlüğüne karşı saldırı halinde tutuyorlar.
Ekonomi ve medya yoluyla, sanat adı altında çirkinleşen tezgâhlarla, siyaset adı altında kimsenin akıl erdiremediği acayip ve garaip bir ittifakla ağa babalarına hizmetteler.
•
Cumhuriyet tarihi boyunca bu ve benzeri oyunlar milletimiz üzerinden hiç eksik olmadı. Nihayet 80 yıl sonra milli irade iktidar oldu ve ilk defa yönetilenler, kendi kendini yönetmeye başladılar.
Geçmişimiz ortada. İsteyenler yahut inanmayanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direksiyona tam hâkimiyet sağladığı dönemlere kadar olan devirleri gözden geçirebilir. Yalnız vicdan ve ahlak şart!
Yönetilenlerin yönetime gelmesine tahammül edemeyenlerin, Ak Parti iktidarına karşı denemedikleri yol kalmadı. Son 20 yılda yaşanılanlar meydanda.
Recep Tayyip Erdoğan’a “güvenildiği için” onun adına güvenilen isimler bile meğer başka kapıların ve ideolojilerin mensuplarıymış, nihayet esas yerlerine döndüler. Şükür!
•
Dev bir medeniyetin sahibi olarak maalesef yıllarca tarihimizin, kültürümüzün, inancımızın ve bunları ören medeniyetimizin yetimi olarak yaşadık.
Özellikle son seksen yıldır; tarihimizden, medeniyetimizden, kültürümüzden ve inancımızdan koparılmak için hususi operasyonlar yapan bir zihniyetin tasallutu altında kalarak, milletimiz devletimizden, devletimiz milletimizden koparılmak istendi.
Şimdi bu hususa ibret olması bakımından, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, geçtiğimiz Cuma açılışını yaptığı İslam Medeniyetler Müzesi’nin açılışında verdiği acı bir hatıratı paylaşmak istiyorum.
•
Hamdullah Suphi Tanrıöver, tek parti devrinde, Yugoslavya’nın şairlerinden birini İstanbul’a davet eder, gayesi İstanbul’u gezdirerek yeni şiirler yazmasını istemesidir.
Bundan sonrasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinden takip edelim:
“Beraber İstanbul’u gezerken Süleymaniye Camii’ne de uğrarlar. Camiden çıktıktan sonra şair, bu muhteşem eserin banisi Kanuni Sultan Süleyman’ın kabrini ziyaret etmek ister.
Bu istek karşısında Hamdullah Suphi’nin rengi değişir. Ne cevap vereceğini bilemez ve misafirini talebinden vazgeçirmeye çalışır.
Bu durumda bir gariplik sezen şair, ev sahibini açık sözlü olmaya davet edince Hamdullah Suphi çaresiz bir şekilde türbelerin kapalı olduğunu söyler.
Sebebini de ‘Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbelerin kapısına kilit vurduk’ diye açıklar. Misafirin tepkisi ibretliktir:
‘Tarihi olmayan milletler esatir ve efsane uydurarak kendilerini tatmin ediyor. Siz muhteşem bir tarihe sahipken, bütün dünyanın saygı duyduğu sultanlarınızın kabirlerini nasıl kapatabiliyorsunuz?’
Evet, bu yasakçı, yok sayıcı zihniyet kökleri kurutulmuş, geçmişle bağları koparılmış bir millet meydana getirmeye çalışıyorlardı”.