• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
C. Yakup Şimşek
C. Yakup Şimşek
TÜM YAZILARI

Nasıl Unutmasın Kılıçdaroğlu - 2

26 Temmuz 2018
A


C. Yakup Şimşek İletişim:

Kemal Kılıçdaroğlu'nun unuttuğu "Hatt-ı müdâfaa yoktur, sath-ı müdâfaa vardır." sözünü internetten aradığınızda tanınmaz kılıklarda görürsünüz

“Hattı müdafaa yoktur, sattı müdafaa vardır.” 

“Hattı muedafa yoktur, sathı muedafa vardır.” 

“Hatti mudafa yoktur sahtı müdafa vardır.”

“Hattı müdafa yoktur sathi müdafa vardır.”

Daha neler de neler, maydanozlu köfteler...
Güler misin, ağlar mısın?

Saatler “unutmak” için kurulu.
Nasıl unutmasın Kılıçdaroğlu?..
***
Bu sözün bir de "Türkçeye tercümeleri(!)" var.
Meselâ Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığının internet sitesindeki tercümesi şöyle: 
"Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır." 
Fakat bu kadar tercüme de yetmiyor. 
Atatürk'ün sözünü vatandaş çevirmiş de çevirmiş: 

"...yani çizgi sınır savunması yoktur, alan savunması vardır." 

"...yani çizgisel savunmadan, alansal savunmayı uyguladıklarını söylemek istenmiştir." 
(Bu ikincisi, öz Türkçenin sihirli güçlerinden birini keşfetmiş, sanırım: "-sel / -sal"

"Hatt-ı müdâfaa yoktur, sath-ı müdâfaa vardır." vecîzesinin DİT (Devlet İkaameli Türkçe) kelimeleriyle tercümesi şöyle olabilir: 

"Savunma çizgisi yoktur, savunma yüzeyi vardır."

Öz Türkçeye öyle hemen doymayan ve kanmayan tatminsiz vatandaşları da unutmadım elbette. Bu lâfın daha yüksek bir öz Türkçe tekniğiyle geliştirdiğim son versiyonunu da onlara hediye ediyorum:
"Çizgisel savunma yoktur, yüzeysel savunma vardır."
(Yazdığı kitapları “Anlatı Yerlemleri” gibi öz Türkçe kelimelerle allayıp pullayan, böylece TDK’yı bile sollayan ve “utku yırlamları”nın mûcidi Nurullah Ataç’ın tahtını sallayan Tahsin Yücel de hayatta olmadığına göre şimdi beni kim kıskanacak?)
Bunca tercümeden hangisi doğru? 

Nasıl unutmasın Kılıçdaroğlu?..
***

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Hatt-ı müdâfaa yoktur, sath-ı müdâfaa vardır.sözünü unutması bana neler hatırlattı neler... 

Geçen yıl bir toplantıda Nûreddin Topçu'nun "Türkiye'nin Maarif Dâvâsı" isimli kitabını sırayla okuyor, ondaki tesbitler ve fikirler üstünde müzâkere ediyorduk. Bize kitaptan birkaç sayfa okumasını bir Türkçe hocasından ricâ ettim. Ezilip büzülen arkadaşımız "Yaa, ben okumasam olmaz mı?" diye özür beyân etti. Ben "Niçin?" diye sorunca sebebini de açık yüreklilikle söyledi: 

"Bu kitapta bâzı eski kelimeler var; ben onları telâffuz edemem..." 
Nûreddin Topçu öleli henüz 50 sene bile olmadı...
Avrupalının 300 yaşındaki kitapları hâlâ genç; bizim 50'likler bile ihtiyarladı...
Bugünkü Türkçe ve edebiyat hocaları arasında Mehmed Âkif’in Safahat’ı ile Tevfik Fikret’in Rübâb-ı Şikeste’sini -bırakın anlamayı- baştan sona doğru okuyabilecek olanlar yüzde bir bile değildir, iddiâ ediyorum.

Kendi kültür kaynaklarından her yıl biraz daha uzaklaşan nesiller...
Türkçeden 1000 yıllık İslâm-Selçuklu-Osmanlı mûsikîsini kovdular... Avrupa havaları çalan uyduruk bir Şaman-Göktürk-Uygur davulunun gümbürtüsüne boğdular... 

Beynimize girdi şaman davulu...
Nasıl unutmasın Kılıçdaroğlu?..
***

Osmanlı devri ile Cumhûriyet'in kuruluş yılları şöyle dursun, Adnan Menderes (1950-1960) devrinde yazılıp basılan eserlerin bile "eski Türkçe" sayıldığı bir kopuş var ortada. 

Cemil Meriç (1916-1987), Türkçenin değişme hızı hakkında şöyle bir benzetme yapmıştı: 
“Dil, Penelop'un örgüsü, yirmi dört saatte bir sökülüp örülüyor...”

Evet, bir dilde 700 yılda ancak görülebilecek değişmeyi Türkçe 70 yılda yaşamak zorunda kaldı. Nitekim 1930'lardan beri Türkiye'de her neslin kelime hazînesi bir öncekinden farklı... 
Türkiye'nin bu çok vahim ve derin meselesini ne TDK, MEB ve üniversiteler dile getiriyor ne de dil, edebiyat, ilim, fikir ve sanat erbâbı... 
Cumhûriyet kurulurken devlete hâkim olan ideolojik cereyan (CHP), Osmanlı’yla irtibatlı bir Türkçeyi hâfızalardan silmek istedi, buna da büyük ölçüde nâil oldu. 
Mîâdı dol[durul]muş, müzelik ol[durul]muş ve benzi sol[durul]muş binlerce söz... 
Resmî metinlerden çıkartılmış, mahzenlere atılmış...
Levhalar sökülmüş, hatlar buğulu.
Nasıl unutmasın Kılıçdaroğlu?..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23