• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Erdoğan, Abdülhamid mi 2. Mahmud mu?

24 Mayıs 2022
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Meral Akşener’in partisinin sembolü, IYI. Yani, Diriliş Ertuğrulla popüler olan, Osmanlı’yı kuran Kayı boyunun o bildik sembolü. Ama Akşener bugünün İttihat Terakkisi olmanın, partilerinin tarihi rolü olduğunu söylüyor. İttihat Terakki Osmanlı’yı üç beş senede paramparça eden masonik komitacıların cemiyetinin adıydı.

Sembolde Osmanlıcı, fiilde İttihatçı! Yani sureten milli, sireten gayri milli!
Örnekte de görüldüğü gibi, muhalefet kim ve neci olduğunu iddia ediyorsa onun tam tersidir ve bu er geç ortaya çıkacaktır. Parti bayraklarıyla bugünkü rolleri arasındaki zıtlık bunun delilidir. CHP’de aynı şekilde… Cumhuriyet Halk Fırkası olarak kurulup sonradan cumhuriyet halk partisine dönüşen partide de halk sadece ismen var olmuştur. CHP ilk günden bu yana bir bürokrasi partisidir ve halkla teması son derece azdır. Daha ötesi, halk güvenilmez ve sevimsiz bir şeydir onlar için. Alternatif partilerin varolamamasının nedeni, halkın onları destekleyeceği korkusudur.

Muhalefetin iddialarını, vaatlerini bu zıtlıklar üzerinden okumak gerekir.

Meral Hanım Çocukça Hayalleri Bırak
Meral Akşener Erdoğan’ı Sultan Abdülhamid’e benzetti. Ne Erdoğan’ı ne de Abdülhamid’i doğru düzgün tanıyor kendisi. Ülkeyi parçalamak isteyenlere karşı tutumuyla kısmen Abdülhamid’e benzetilebilir. Ama bence Erdoğan karakteriyle, kimseye pabuç bırakmamasıyla, iktidarı ele alma tarzı, enerjisi ve romantizmiyle Abdülhamid’e değil daha çok 2. Mahmud’a benziyor. 2. Mahmud son derece zeki, muktedir ve amansız bir adamdı.

Hareket ordusu tahtından etmek için 2. Mahmud’un payitahtına doğru yürüse, tarihin akışı değişirdi muhtemelen. Sultan Mahmud palasını kaptığı gibi bizzat isyancıların üzerine yürüyecek türde gözü kara bir adamdı. Öyle bir kalkışmada hareket ordusunu mahvedeceği şüphesizdir. 18 yıllık bir hesaplamanın sonunda kendi ordusunu yok edebilen 4. Murat tipinde bir adamdan bahsediyoruz. 2. Mahmud’un karşısında ne Enver Paşa kalırdı hayatta, ne Mustafa Kemal Paşa… Hepsi o gün birer isyancı olarak yok edilirlerdi.
Yılmaz Öztuna onun için : “Sabır gereken yerde yıllarca sabredebilmekte, vurmak ve çözmek gerektiği anda bir dakika tereddüt etmeksizin icraya geçmektedir.” der. Erdoğan’ın yönetim usulü bu açıdan Sultan Mahmud’unkiyle benzeşiyor. Nitekim ordunun gücünü muhafaza ettiği bir zamanda askeri vesayete karşı veya 15 Temmuz darbecileri karşısında sergilediği tavizsiz tavır ortada. Meral hanım çocukça hayallere kapılmasın bence.

Nedeni Kötü Mizah Olamaz mı?

Fatih Altaylı Cem Yılmaz’ın son dizisinin beğenilmemesini onun “kıskanılmasına” bağlamış.

Yılmaz yeni mi başladı film yapmaya acaba, sormak lazım. Çünkü iki sene önceye kadar filmleri beğeniliyordu? Cem Yılmaz Atatürkçü biri olduğu için Altaylı, beğenilmemesini siyasi muhalefete yoruyor aklı sıra. Çünkü Atatürkçü biri zinhar kötü mizah yapmış olamaz, temcit pilavı gibi hep benzer kurgu ve oyuncularla seyircisini salak yerine koymuş olamaz. Olsa olsa izleyicisinin kapasitesi yetmemiştir onu anlamaya (!)

Bu Kemalist tayfa her konuda böyle. Kendilerini dünyanın merkezi gördükleri için azıcık eleştiride sizi hemen zevksiz, cahil, hain yahut geri kafalı ilan ederler. Kemalizmin üretimi olan her şeyden uzak durun bence.

Erbakan, Erdoğan ve Başörtülü Vali

Kübra Güran Yiğitbaşı’nın Afyonkarahisar Valiliğine atanması Türkiye tarihine not düşecek kadar önemli bir olay. Bu atama Türkiye’nin özgürlükler konusunda nereden nereye geldiğini gösteriyor. Çünkü Kübra Hanım başörtülü biri.
Yakın tarihe kadar başörtülü birinin değil Vali olması, okuması bile mümkün değildi. Başörtülülerin eğitim hakları bile acımasızca ellerinden alınmıştı. Kemalist bürokrasi ne inanç hürriyetine kulak asıyordu, ne de insan haklarına… Fakat başörtülü, öğretmen, asker, doktordan sonra artık başörtülü Vali de var. AK Parti hükümetlerinin ve onu destekleyen kitlenin, insan hakları ve özgürlüklerle ilgili ortaya koyduğu cesur ve istikrarlı tutum, bu tabloyu mümkün kıldı.
Kübra Hanımın askeri selamlama görüntüleri ise akıllara merhum Necmettin Erbakan'ın sözlerini getirdi. Erbakan Hoca, yıllar önce, başörtüsü meselesinden dolayı dindar çevrelere olmadık zulümler yapılırken, "Gün gelecek, başörtülü kızlarımızın önünde selam duracaklar." diyerek ufku göstermiş, o karanlık günlerde yüreklerimize su serpmişti. Hamdolsun uzak bir hayal gerçeğe dönüştü. Bu ufku çizen Erbakan Hoca’dan ve bu konuda gereğini yapmaktan geri durmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Allah razı olsun.

Hani Hilafet Diktatörlüktü?

Yılmaz Özdil gerine gerine Abdülhamid döneminde açılan rakı fabrikasından bahsediyor. “Bakın göklere çıkardığınız Abdülhamid aslında böyle bir adam!” demek istiyor.
Bindiği dalı kesiyor Özdil farkında değil. Kemalistlerin hilafetle ilgili söyledikleri şeyleri çöpe atıyor bu yazı. Neden? Çünkü Kemalistler diyorlardı ki: “Hilafet sisteminde herkesin başı kapanacak, alkol yasak olacak. Biz İran olucaz. Çünkü onlar yaşam tarzlarını herkese dayatacaklar!”
Görüldüğü gibi Kemalistlerin bu propagandası da asılsız temelsiz ve sadece karalamaya dönük. Hilafetin olduğu bir sistemde kimse bir kadının başörtüsüne karışamadığı gibi bir gayrimüslimin içkisine de karışamıyordu. Hilafet müslümanın müslüman gibi gayri müslimin gayri müslim gibi yaşayabilmesini teminat altına alan bir sistemdi. Adama, “Hani kardeşim yaşam tarzlarını herkese dayatıyorlardı?” diye sorarlar. Kemalistlerin bu yalan algıları bir bir çökecek.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kılıç

Meral hanım başkan R.T.ERDOĞAN'a kurban olsun.

Yom

Abdülhamid döneminde neler oldu? Ülke borcun dibine battı, yabancı devletlere vatan toprağı satıldı, saraylar ve şatafatlı yaşam ön plandaydı, ama en önemlisi toprak satışı çoktu. Nedense şu anki döneme çok benziyor hem şatafat hem toprak satışı…
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23