• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Çare bilim adamlarında, öyle mi?

10 Nisan 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Buyrun, o bilim adamlarından bir örnek..

Kendisini ateist olarak tanıtıyor.

Evrim tartışmaları ile önceki yıllarda ismini duyurdu..

O günlerden bu yana, internet dünyasında da yaptığı paylaşımları takip etmeye çalışıyorum..

“Bilim”i önceler gibi yaparak, sürekli kafamıza tokmak vuruyor..

Adı: Prof.Dr. Ali Demirsoy.

Geçtiğimiz günlerde, Halk TV’ye çıkıyor..

Söyledikleri şöyle:

“Bu virüs salgını önlenebilirdi. Nasıl biliyor musunuz?”

Bunu söyleyince, kendi kendinize hayıflanıyorsunuz..

“Ah ah.. Geri kafamız.. Adamı evrimci diye dışladık.. Bak, adam koronavirüs salgınının nasıl önleneceğini biliyormuş. Dinlememişiz. Ah bizim aptal kafamız” diyorsunuz..

Hatta belki..

“Şu yobazlar yok mu, şu yobazlar.. Böyle bilim adamlarımızı ötekileştiriyorlar. Hakettikleri yerlere getirmiyorlar. Sonra da, bilim dışlandığı için, sıkıntılara akılcı çözüm bulamıyoruz. Halimiz harap duruma düşüyor” diyenler bile çıkmıştır.

Daha fazla meraklandırmayalım..

Ateist profesörün, koronavirüse çare olarak gösterdiği çözüm şeklini öğrenelim:

“Böyle bir virüs piyasaya çıktı, ne yapardım biliyor musun? Oradaki o 50-60 kişiyi bir adaya götürürdüm. Ya tecrit eder ya da öldürürdüm. İşte buna bilim denir bilim!”

Yaaa..

İşte bu kadar..

Koronavirüs çıktı..

“Oradaki 50-60 kişiyi” diyor ama..

Siz anlayın artık..

50-60 bin kişiyi..

Götürüyorsunuz bir adaya..

Buraya kadarki çözümüne bir şey demem..

Çünkü.. O ateist profesörün inkar ettiği Hz. Peygamber de, bu tür hastalıklarda çözümün, “Hastalkı çıkan yerde bulunuyorsanız, dışarı çıkmayınız. Dışarda iseniz, o bölgeye girmeyiniz” şeklinde, izolasyon olduğunu belirtmiş..

 Bu ateist profesörden yüzyıllar öncesinde bu çözümü hatırlatmış..

Şimdi bu ateist prof. da, alay-ı vâlâ ile..

Peygamberimizin çözümü ile karşımıza çıkıyor..

Biraz daha tehlikelisi ile..

Bulunduğu yerde izolasyon yerine..

Bir de hastaları başka bir bölgeye taşıyarak, ulaşım sırasındaki tehlikeleri de göğüslüyor..

Dedim ya..

Buraya kadar sorun yok..

Sorun, bundan sonrasında..

“Ya da öldürürdüm” cümlesinde..

Tecrit etmekte bir sıkıntı yok..

Ama öldürmek de nereden çıktı?

Hani tıp, yaşatmak içindi?..

Hani bilim, insanın yaşaması, daha iyi koşullarda hayatını sürdürmesi içindi?..

Kendisini bilim adamı olarak tanıtan bu ateist prof., kafadan söylüyor: “Hastaların hepsini öldürürdüm..”

Adamda inanç olmadığı için..

Umut da yok..

Kendisine güven de yok..

Her türlü zorluğa rağmen, son dakikada, son saniyede de olsa, Yüce Yaratan’ın bir çıkış yolu göstereceğine dair içinde bir ümit yok..

Olmadığı için de..

Çözümü basit:

“Topluca öldür, sorun ortadan kalksın..”

Sanki onun tespit ettiği hastaların dışında, henüz tespit edemediği kişilerde de virüsün olma ihtimali sıfırmış gibi..

Bunu bir de çözüm olarak bize sunuyor..

Kabullenmek mümkün değil ama..

Bunun ötesinde bir şey daha yapıyor, ateist profesör..

Diyor ki: “İşte buna bilim denir bilim!”

Tam bu noktada, film kopuyor zaten..

Bugüne kadar, bu evrimcilerin, bu ateistlerin kafamıza kafamıza vurdukları bilim tokmağının..

Daha doğru şekli ile söyleyelim ki, “bilim”e de haksızlık etmemiş olalım..

Bu “ateizmin elindeki bilim”in..

Yani, “bilim”i adeta ilah gibi kabul eden anlayışın..

Ne kadar aciz, ne kadar çaresiz, ne kadar vicdansız olduğunu..

Görmüş oluyoruz..

Bir başka ateist profesörden örnek vereyim..

Deprembilimci olarak tanıtılan Celal Şengör..

O da evrimcilerden.

O da, Ali Demirsoy gibi, konuşmaya başladığında, “Azizim, bilim var ya bilim” diye söze girenlerden..

Önceki gün bir eski anısını aktarıyor..

Bir mağaraya girmiş, şoförü ile birlikte..

İçinde kaybolur gibi olmuşlar..

Şoförde bir telaş..

Ama ateist profesörümüz, mağarayı daha önceden bildiği için, çıkışını da buluvermiş..

Çıkıştan sonra, şoför Allah’a şükrettiğinde..

Televizyon ekranında kendi organlarına bile hakim olmaktan aciz; dilini sakalına kadar uzatarak yalayan, sonrasında uyuklayan bu ateist prof..

 “Allah’a ne şükrediyorsun (haşa)?.. Seni ben kurtardım. Bana şükret” dediğini anlatıyor..

Allah senin gibi, diline sahip çıkamayan bir ateisti de vesile kılar..

Ordaki bir hayvanı da vesile eder..

Kurtaracağı insanı, kurtarır..

Bunun idrakinde olamayan ateistler ise..

Kimsenin tikini, kimsenin rahatsızlığını dilime dolamak hadsizliğini kesinlikle kabul edemem ama..

Yaratan’a hadsizlik edenler için de, söylemek zorundayım..

Çenesini oynatma tikini bile yenemeyen, istem dışı bir şekilde ekran karşısında ikide bir çenesini sağa sola götüren bir zavallı insan..

“Allah’a ne şükrediyorsun (haşa)?.. Seni ben kurtardım. Bana şükret” diyorsa..

Diyebiliyorsa..

Sormamız lazım..

“Çare; bu bilim adamlarında” mı?

Haddini bilmeyen..

Sınırını bilmeyen..

Acizliğinin farkında olmayan..

Kibir dolu..

Küçük küçük sıkışıklıklara getirdiği çözümleri..

Adeta “ölüm”e çare bulmuş gibi kendisine büyük gurur vesilesi yapan..

Şu koronavirüs salgınının binlerce insanı öldürdüğü bir dönemde dahi..

Nanometre büyüklüğündeki bir virüsün, “küçük küçük dağları kendisinin yarattığı” kibrini taşıyan nice insanı, şu son 3 ay içinde nasıl öldürdüğünü görmekten aciz “bilim adamları” mı, insanlığa çare olacak? 

Bilim adamlığı, önce haddini bilmektir.

Haddini bilmeyenden, kimseye bir fayda gelmez..

Nokta..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mehmet

Böyle imansızlara ilim adamı denmez. Bunlar Belhüm edal, yani hayvandan da aşağı...!

Baybars

Bu tip sözde bilim adamları, özellikle sabatayist olanları nice milli-manevi değerlerine bağlı talebeleri harcadılar, engellediler, tezlerine onay vermediler, tesettürlü diye okutmadılar. Allah CC, bu tür pisliklerin(ıslah olanlar ve olacaklar hariç)belalarını versin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23