• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Seçim ve sınav

29 Nisan 2018
A


Ali Akben İletişim:

Makalemin başlığı bir dostuma ait. Cümlesi ise aynen şöyle. “Seçim ve sınavı zindeler, beyazlar ve sırca köşk sahipleri sevmez”. Evet başlı başına bir makale konusu ancak ben bazı örneklerle özetlemeye çalışacağım.

Ülkemizin yakın tarihi geçmişini hatırlayarak konuyu açarsak seçimin ve sınavın niçin sevilmediği kolayca anlaşılır. Bugün bile bazı fosil kafalıların aklından geçiyordur. Benim oyumla sıradan bir vatandaşın oyu nasıl eşit olur? 

Kendini yazar çizer entel dantel olarak tanımlayan kesimden geçmişte ve hatta bugün bile benzer yakınmaları duymuşunuzdur. Köylünün oyu, işçinin oyu ve hatta daha ileri gidip Müslümanın oyu nasıl benim oyumla müsavi olur?. Göbeğini kaşıyan adam, makarna ile beslenen adam benimle aynı haklara nasıl haiz olur?. Soruları çoğaltabildiğiniz kadar çoğaltabilirsiniz.

Aynı güruh sınavlara da karşıdır. Bu ülkenin tüm kurumlarını kendi yandaşıyla ve kafa yapısına göre yönetme ve bu sadece benim hakkımdır diyerek ülkenin gerçek sahiplerini küçümseme ve hatta onların ancak yönetilen olabilme hakları olduğundan dem vurur. Özetlediğim bu gerçekler bizzat yaşanmıştır.

Yukardaki iki paragraf için kendi yaşadıklarımdan sayısız örnekler verebilirim. Ancak dağıtmadan toparlamam gerekirse iflah olmaz bu güruh hâlâ dipdiri ayakta ve darbe dahil her türlü fırsat bu güruh için yeni bir başlangıçtır. Akla mantığa mugayir ne varsa bunlar için legaldir, ahlakidir, hürriyete ve demokrasiye de uygundur. Geçerli tek mantık kuralı var. O da ben yaparsam doğrudur.

Bu güruh 24 Haziran’daki seçimleri kazanamayacağını çok iyi bildiği için 8 Temmuz hesabı yapmaya başladı bile. Amaçları şöyle veya böyle seçimi ikinci tura taşıyarak ülke istikrarını bozabildiği kadar bozmak. Bu güruhun tuzu kuru olduğu için ülkenin kaybetmesinin de bir önemi yok. Onların önemsediği tek şey var halihazırda. O da ne edip yapıp Tayyip Erdoğan’ı seçtirmemek. Ülkenin bölünmesinin, parçalanmasının, istikrarının bozulmasının hatta küçülmesinin pek bir önemi yok. Yeter ki Tayyip gitsin. Tayyip kadar başınıza taş düşsün inşallah.

Marmaray’daki koku

Malum sıcaklar kendini hissettirmeye başladı. Giysilerimiz hafifledi. Sıcak ve havasız ortamlarda insan kokuları etrafa yayılır oldu. Evvelsi gün her zaman olduğu gibi Marmaray ile iş yerime gelirken bir vatandaşın yüzündeki olumsuzluk dikkatimi çekti. Ona doğru baktığımı görünce önündeki siyah tişörtlü genci işaret ederek etrafa yaydığı kokudan huzursuzluğunu beden dili ile bana yansıttı.

Toplu taşıma İstanbul için hem elzem hem de giderek yaygınlaştığı için de işimizi bayağı kolaylaştırıyor. Yolculuk yaptığımız insanları seçme şansımız da pek yok. Dışarı çıkarken insanların bu durumu dikkate almalarının yararı olacağına inanıyorum. Temizlik gibi olmazsa olmazımız olan öz bakımlarımızı yapmamıza bir engel yok. Eski dönemde olsak sular akmıyor deriz ama şükür yıllardır böyle bir sorunumuz yok. Sadece toplu taşımalarda değil her ortamda kötü kokular yaymamak için sık banyo yapmanın ve öz bakıma önem verilmesini bir kez daha hatırlatıyorum.

Bir çift söz de benden..

Dostlar çok hızlı başladığımız seçim sürecinin ilk haftası göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Yaşanılan rezaletleri akl-ı selim ile izleyen bu aziz millet sabırsızlıkla 24 Haziran’ı beklemeye başladı. Baskın seçim, OHAL yaftaları ile mağlubiyetlerine kılıf arayanlar daha şimdiden şaşkın ördek vak vakları ile cazgırlık yapıp yan çizme manevraları yapıyor.

Reisimizin,  kardeşim hitabı ile cumhurbaşkanı yaptığı sayın Abdullah Gül’ün adını bu işe karıştıran güruh elbette art niyetli ve milletin feraseti nedeni ile şükür parçala yut taktiği tutmadı. Benim üzüntüm ise soyadı gibi burcu burcu ve temiz bir isim üzerinden yapılan tartışmalara Gül’ün sessiz kalması ve adeta bu güruhu cesaretlendirmesi.

 Dünkü basın toplantısındaki konuşmasından da anlaşılıyor ki, çatı adaylık gibi bir pozisyon oluşsa idi can dostunun karşısında mücadele edecek belki de düşmanlarımızı sevindirebilecek durumlarla karşılaşacaktık. Olanda hayır var denir. Yanlıştan dönme kararı ve polemik konusu olabilecek kelime ve cümlelerden kaçınarak basın toplantısını kısa ve öz tutarak aday değilim ile sonlandırması beni mutlu etti.

Lider olunur mu? Lider doğulur mu? Münazara konusu yapılsa kazanan taraf lider doğulur olur. Doğuştan liderini bulan bu millet elbette tercihini çoktan yaptı ki, tüm engellemelere rağmen ülkemiz dimdik  ayakta.

Tarih tekerrür ediyor. Lider doğmuş yöneticilerle idare edilen dönemler atalarımız şaha kalkmış. Hanyayı Konyayı tüm dünya zindelerini dize getirerek göstermiş. 24 Haziran yeni bir fırsat. Başkanımızı kahır ekseriyetle seçelim ve onun elini güçlendirelim ki, bükülecek elleri o büksün. Kırılacak bacakları o kırsın.

Bürokratik oligarkların ayak sürümelerine mani olmak belki bundan sonra daha da kolaylaşır. Yolsuzların hırsızların ellerini kollarını sallayarak bu millete yaptıkları zulümler yanlarına kâr kalmasın. Yanlış yapan bedelini herkesin gözü önünde ödesin. Millet bu konularda çok perişan. Sesini çıkarması için cesaretlendirildiği an yanlış yapanlar kaçacak delik ararlar. Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23