• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Hastalık gelmeden sağlığımızı korumak

08 Aralık 2019
A


Ali Akben İletişim:

Sağlık bilinci yeterli gelişmemiş fayda zarar hassasiyeti az, yönlendirme ve telkine müsait bir insansanız bu makaleyi okumanız gerekiyor. Başlık insana hoş geliyor değil mi? Sağlık bilinci diye bir kaygın olmasın. Her gün yaşamınla ilgili hata üstüne hata yap. Sağlığın için hiçbir fedakârlıkta da bulunma. Ama tüm bu hatalara rağmen de hasta olma da yaşa.

Ama gerçekler hiç de böyle değil. Kaybedildiğinde insana maddi manevi hesapta olmayan bedeller ödetmesine rağmen sonuç bazen fiyasko olabilir. Bana bir şey olmaz hayali ile yaşam bir gün kâbusumuz olabilir. Sahada aktif çalışan bir hekim olarak söylüyorum bunları.

Sağlığımızın değerini kaybettikten sonra anlamayalım. Geç kalmayalım. Uyanık olalım. Son zamanlarda çeşitli isimler altında sağlık takviyeleri modası tekrar kendini göstermeye başladı. Doğal, bitkisel vs. ile kulağa hoş gelen bu ürünlerle sağlık kazanma şansımız olmaz. Keşke olsa ben de daha kolay olan bu yolla size sağlık satsam ama bu nafile. Bu takviye veya vitamin desteği furyası ara ara zaten hep yeniden pompalanır. Allanır parlatılır ve hiç ummadığınız bir yerden de karşınıza çıkartılabilir..

Olağanüstü zamanlarda insanların sorunu olabilecek bazı hastalıklar sanki varmış gibi bugün insanlarımız bu takviyelerle yüz yüze gelmiş durumda. Magazin basında, ya da dilden dile, komşudan komşuya ben aldım iyi geldi sen de al mantığı ile adeta bir pıtrak gibi bize yapışan bu masum görünümlü takviyeler, tavsiyeler ne kadar doğru ne kadar samimi bu soru da genellikle aklımıza gelmez. Çünkü kulağa hoş gelir. Zaaflarımız aklımızın önüne geçerek bizi can evimizden vurabilir.

Takviyeler çoğunlukla vitamin, çeşitli mineral ve aminoasitlerden müteşekkildir. Organizmamızda doğal şartlarda ve kendi hücrelerimizin mahareti ile üretilenlere göre doku ve organlarımıza zarar verebilirler. Mesela ADEK vitaminleri olarak bilinen A-D-E-K vitaminleri, vücudumuza alındıklarında yağda eriyerek hücrelerimize taşındığı için fazlasını atamadığımız vitaminlerdir. Yani fazlası dokularımızda hücrelerimizde birikerek bizi zehirleyebilir.

Aynı şekilde takviye olarak isimlendirilen bazı destek ürünlerinin içindeki kalsiyum, cıva, fosfor, arsenik gibi metaller de hücrelerimize girip hücrelerimizde kalıcı hasarların oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. Çağımız insanın en önemli sorunlarından bir tanesinin de ağır metal zehirlenmesine bağlı olan halsizlik yorgunluk uyku düzensizliği olduğunu biliyoruz.

Çocuklarımızdaki davranış bozukluğu konsantrasyon eksikliği hafıza ve dikkat dağınıklığı gibi sorunların sebeplerini araştırdığımızda rafineri gıdaları gazlı kolalı içecekleri boyalı yiyecekleri ve takviyeleri görebiliyoruz.

Teknolojide kat ettiğimiz mesafe medeniyette ki hızlı ilerleme teknolojideki akıl almaz gelişme adeta biz gerçek insanları sanal hale getirdi. Artık meyveyi kendi tat ve kokusu yerine aroması ile iktifa ederek yediğimizi zannederek yaşar olduk.

Hiperaktivite ve dikkat eksikliği, alerjik hastalıklar, astım, stres, uyku düzensizliği, sıkıntı, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, mutsuzluk gibi daha sayabileceğim birçok hastalıklı durumdan kurtulmak için bizlere can simidi gibi sunulan vitamin ve takviyeler beklenen yararı niçin temin edemiyor acaba…

Niçin onca tetkik, tahlil, film gibi son derece hassas teknolojilere rağmen hastalıklardan gözümüz ayıkmaz oldu??? Niçin birçok hastalıkta mucizevi çözüm gibi lanse edilen ilaç ve takviyelerden beklenen sonucu elde edemiyoruz???? Soruları artırarak çözüm ve çareler edebiyatı ile bir sonuca varamadığımız gerçeğini kabullenmemiz gerekiyor..

En küçük yapı taşımız olan hücre fabrikasına şöyle kabaca bir göz attığımızda oradaki mükemmelliği doğallığı hemen gözlemleyebiliyoruz. Bu fabrikanın suniliğe doğal olmayan her şeye karşı sanki özel bir koruması var… Kan üretmek için muhtaç olduğu demir elementini doğal yollardan temin ettiğimizde daha verimli ve sağlıklı çalışıyor. Pekmez, yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, nohut, et gibi doğal maddelerdeki demiri çok daha kolay işleyen bir kan hücresi rafine olarak üretilen kimyasal bir takviyedeki demiri ise işlemek şöyle dursun emmekte dahi zorlanabilmektedir…

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ölçülü ve dengeli doğal besinleri alarak mevsiminde sebze ve meyvelerden yararlandığımızda takviye veya vitamin preparatları alarak kendimizi kandırmaya lüzum yok. Bizim meslekte evrensel olarak kabul gören önce zararlı olmama düsturu ışığında bize emanet olarak verilen ve korumamızın da farz olduğu bedenimizi her türlü olumsuzluktan uzak tutmanız gerekiyor.

Bugünlük de bu kadar.

Kalın sağlıcakla. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Dr Ali abi o güzel üslubunla yine nefis uyarıcı bir yazı kaleme almışsın. Ne kadar haklısın. Ben de daha bir dikkat etme kararı aldım. Iyi ki varsın o muhteşem zihnine o güzel aklına sağlık. Teşekkürler değerli hocam

Sena

Değerli Ali Akben hocam sanki yaşadıklarımı kaleme almışınız.Geçen yıl takviye olarak aktardan satın aldığım bir karışım ile karaciğerim berbat olmuştu.Hala toparlanamadım.Çok dikkatli ılmak gerek.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23