• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Gençlerle iletişimin püf noktaları

30 Eylül 2018
A


Ali Akben İletişim:

Bu sene 5.’si yapılacak olan Ulusal Maneviyat ve Psikoloji Sempozyumunda dostlar bendenizi de konuşmacıların arasına koymuşlar.

 Konu başlığım gençlik ve iletişim.

 Nasip olursa önümüzdeki hafta Tokat Osman Gazi Üniversitesinin ev sahipliğinde 5-6 Ekim 2018’de sempozyumda iletişim kurmanın zorluklarını ve kolaylıklarını iç içe geçirerek tecrübelerimi gençlerle paylaşacağım.

İletişim, sekiz harften müteşekkil bir kelime. Ancak ruhu kelimelere ve cümlelere sığdırılamayacak kadar engin ve sonsuz.

Her hayrın ve her şerrin başına bu efsunlu kelimeyi koyarak iletişim kurmaya başlasak öyle enteresan sonuçlar karşımıza çıkar ki, şaşmamak mümkün değil. 

 Sempozyumun ana teması insan maneviyatı olunca iletişimle ilgili aktaracaklarımız bilindik kalıpların dışına taşacak. 

İnsan konuşma anlama ve akletme yetileri ile donatılıp birçok alanda da iradesini terbiye etme gücünü ancak iyi kurabileceği bir iletişim ağı ile temin edebilir.

İletişim sadece sözel olmaz büyük oranda beden dilini kullanabilme ile mükemmelliği yakalayabilir. Mükemmele doğru evrildikçe de kişiyi hayal ettiği yüksekliklere kadar taşır.

İnsanlar arası ilişkilerdeki karne notumuz ne kadar yüksek olursa toplumun huzuru da o oranda artacaktır. Kavgalar, cinayetler hatta kazaların bir kısmında sebep olarak iletişim problemlerini görebiliriz.

Karı-koca, evlat-ebeveyn, hekim-hasta, amir-memur hemen her kesimde yaşanılan nahoş olayların baş sorumlusunun iletişim ile ilgili yanlışlar olduğu açık seçik bir gerçeklik.

İnsan sadece hemcinsleri ile değil iç içe olduğu her nesne ile iyi iletişim kurduğunda kendisine yapabileceği en büyük iyiliği farkında olmadan yapmaktadır.

Pireye kızıp yorgan yakma deyimini kulaklara küpe yapmalıyız. Keskin sirke olup küpe zarar da vermemeliyiz.

Tatlı dil sadece sadaka-ı cariye değil, aynı zamanda yılanı bile deliğinden çıkartabilme gücüne sahip.

Üstad Şevket Eygi, özel sohbetlerimizde gençlerimizin iletişim ile ilgili olumsuzluklarından sık bahisle bu meselenin üzerinde durulması gerektiğini hatırlatır.

Kendisini ziyarete gelen üniversite gençliğinin iletişim ve terbiye alanındaki notlarının çok düşük olmasının sebeplerinden bahseder. Gençlerin rol model olarak yanlış seçimlerin kurbanı olmasından hayıflanır.

Gençlerimiz bugün sosyal medyanın iletişim dilini kullanarak bu konuda ciddi bir yozlaşmanın içerisinde bocalıyor. İnsan ilişkilerinde sözlerin etki gücü zaten zayıf. Türkçemizin zenginleşmesi için okumak gerek. Ancak okuma kültürümüz oldukça fakir. Şifahi toplum olmaktan hâlâ kurulamadık.

Ebeveynlere ve büyüklere nasıl davranılacağı gibi basit bir alanda bile ciddi sorunlarla iç içe yaşıyoruz. Dedelerimizin dün kullandığı lisanımızı bugün anlayan gençlerimiz ancak bir parmağın sayısı kadar. 

Büyük şehirlerin yoğun kalabalığında yalnızlaşan insanlarımız ve gençlerimiz giderek melankolik ve şizoid bir kişilik bozukluğuna doğru hızla yol alıyor.

Beden dilinden kimsenin haberi yok. Hâlbuki giydiklerimiz duruş şeklimiz, el kol hareketlerimiz mimik ve jestlerimiz hatta ses tonumuzun ahengi hepsi karşımızdaki bilinçli bir insana kaç paralık insanlar olduğumuzun notunu hemen verdirtebiliyor.

Manevi dinamiklerle ne kadar barışık yaşıyoruz acaba? Bu soruda başlı başına bir cevap ister. Şah damarımızdan daha yakınımızda bulunan Rabbimizle barışıklığımız da ayrı başka bir mesele. Güzel ahlakı tamamlamakla görevli peygamberimizin iyi iletişimle ilgili örnekliğinden bîhaber yaşayan gençlerin oranını vermek bile istemiyorum. 

Doku ve organlarımız arasındaki mükemmel iletişimi, çevremizdeki canlı olmayan nesneler arasındaki ahengi ve su ile konuşmanın su kristallerinde meydana getirdiği değişiklikleri düşünerek akledenlerden olmamız ortak mefaatimiz.

Selamı yayarak işe başlamak en kolayı gibime geliyor.

Esselamüaleyküm. Ve aleykümselam.

Başkan’ın BM’de verdiği mesaj

Birleşmiş Milletler’in son toplantısına damga yine başkanımız tarafından vuruldu. Bu öyle bir damga ki izini silmek mümkün değil. Bu acı ve açık gerçeklikten olsa gerek BM’ye alternatifler aranmaya başlandı. 

Amerika bu şekilde aymazlıkta ısrar ede dursun. Dünya mazlumlarının ahı üzerinde olduğu sürece ne iflah olur ne de ıslah olur. Bu saatten sonra sonunu başlatan süreci engelleme şansına da sahip değil. Zaten öyle bir niyeti de yok.

Başı Lah taşına değdiğinde uyanmasının da çökmesini engelleme şansının olmadığını düşünenlerdenim. Gücü ve kudret bir yere kadar işe yarasa da hak hukuk ve adalet gibi garnitürlerle tatlandırılmadığı sürece sahibine acı yaşatmaya mahkûmdur.

Başkanımız BM’deki tarihi konuşmasında dünyanın mazlumlarına başlarını dik tutmalarını telkin ederken, halkına ve dünya mazlumlarına zulmedenlerin gözlerinin içine bakarak bu böyle gitmez ve de gitmeyecek dedi.

Mazlumların tükürüklerini yağmur sananlar er ya da geç bunun bir yağmur olmadığını anladıklarında korkarım ki, geç kalınmış olunmaz.

İletişimden biraz anlayan bir vatandaş olarak başkanımızın konuşma sırasında kullandığı beden dili takdire şayan ve katılımcılarda oluşturduğu olumlu algının da büyük oranda sebebi, kullandığı sözlerden çok beden dilini iyi kullanması ve vurgulamaları yerinde ve zamanında yapması idi.

 Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23