Foucault’un “Bir Aile Cinayeti” ve Narin Güran’ın ölümü
Foucault’un "Bir Aile Cinayeti" ve Narin Güran’ın ölümü
AHMET CAN
Narin cinayeti bir aile çatışmasının arasında gerçekleşiverdi. Bir aile çatışması derken halen sebebini anlayamadığımız, bilmediğimiz bir çatışma…
Bu cinayet, sıradan bir aile içi trajedi olmanın ötesine geçti ve toplumun tüm kesimlerinde derin tartışmalara yol açtı. Lafı fazla uzatmadan, Narin cinayeti bana yıllar önce okuduğum bir kitabı hatırlattı. Michel Foucault’nun “Bir Aile Cinayeti” adlı eseri.
Kitapta annesini, erkek kardeşini ve kız kardeşini öldüren birinin savunmaları yer alıyordu.
Kitabı tekrar okumaya başladım, yıllar öncesinden unuttuğum yerleri hatırlamak ve gündeme ilişkin bir bağ kurmak istedim.
Foucault, cinayetlerin sadece şahsi bir sorun olmadığını söylerken, içtimai yapıların ve güç ilişkilerinin nasıl etkili olduğuna vurgu yapıyordu. Kitaptaki sanık, annesinin baskısına boyun eğen babasını kurtarmak için işlediği cinayeti dini bir emir ile gerçekleştirdiğini iddia ediyordu. Foucault, toplumsal yapıları ve güç ilişkilerini derinlemesine irdelediği kitabında suç ve ceza sistemlerini güç ve denetim mekanizmalarıyla ilişkilendiriyor.
Denetimin gücü ne kadar büyükse, etki gücü de o denli yüksektir. Dolayısıyla, caniyi cinayete iten sebepler sadece suçlunun değil, cinayete hafif cezalar uygulayan sistemin de sorumluluğundadır. Başka bir ifadeyle, hafif cezalar canileri rahatlıkla cinayet işlemeye teşvik eder.
Narin Güran’ın cinayeti, tam olarak bu bakış açısını anlamamıza yardımcı olacak bir vakıa olarak değerlendirilmeli. Dünyaca ünlü ceza avukatı J. Verges’in “Her suç topluma sorulmuş bir sorudur” ifadesinden hareketle acaba Narin cinayeti bize hangi soruları sorduruyor.
Sadece nefret ve öfkeyle yorumlanan yazılar görüyorum medyada ama mesele, aslında geniş çaplı bir sosyal sorun olarak okunabilir.
Dizilerde ve sosyal medyada cinayetlerin, aldatmaların, madde kullanımının ve müstehcenliğin çok naif bir üslupla hatta özendirilerek sunulması acaba toplumu dönüştürdü mü?
Bu dönüşümün cezasını hep birlikte çekeceğiz çünkü toplum olarak bizi yakan odunları kendimiz tutuşturduk.