2015 yılında ABD-AB arasında start alacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nda (TTIP) dışarıda kalmak istemeyen Türkiye, AB ile ticaret serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlayan Japonya ile yakında ekonomik ortaklık anlaşması yaparak, Trans Pasifik’te elini kuvvetlendirmeye çalışacak
Türkiye, Transatlantik Ticaret ve Yartım Ortaklığı (TTIP) dışında kalmamak için her yolu deniyor. Japonya’nın Avrupa Birliği (AB) ile yürüttüğü serbest ticaret anlaşmalarını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Japonya ile ticari ortaklık konusunda önemli bilgiler verdi.
JAPONYA’YI İZLİYORUZ
Japonya’nın ekonomi gazetesi Nikkei’ye gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ali Babacan, Türkiye ve Japonya arasında aralık ayında başlayacak müzakereleri mümkün olduğunca kısa sürede bitirmek istediklerini ifade ederek, “AB ile Japonya arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakerelerini dikkatle izliyoruz, bu doğrultuda Japonya ile en yakın zamanda ekonomik ortaklık anlaşması yapmayı umuyoruz” dedi. Babacan, Türkiye’nin farklı senaryolar için farklı reçeteler hazırladığını kaydetti.
TÜRKİYE G-20’YE ÖRNEK
Türkiye’nin, G-20 dönem başkanlığı üstlenmesinin ardından, alınan kararların uygulanmasına önem vereceklerini, G-20 üyesi ülkelerin bugüne kadar finansal düzenlemelerden bütçe reformlarına kadar 1000’e yakın konuda taahhütte bulunduğunu belirten Babacan, bu taahhütlerin hayata geçirilmesi durumunda dünya ekonomisinin ekstra yüzde 2’lik bir büyüme gerçekleştirmiş olacağına işaret etti.
Babacan, G-20 platformunu tarihinde ilk kez, “elektriğe ulaşım ve gıda güvenliği” gibi konuların tartışıldığı gıda ve enerji toplantıları için kullanmayı düşündüklerini söyledi.
Diğer ülkelerin aksine Türkiye’nin makro ihtiyati tedbirleri etkin bir şekilde uyguladığını vurgulayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bunun yeni bir alan olduğunu ve ekonominin yeniden dengelenmesi hususunda çok güzel sonuçlar aldıklarını ifade etti. Babacan, 25 Kasım’da Türk-Japon Diplomatik İlişkilerinin 90. yıl dönümü kapsamında düzenlenen İş Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada da, G-20 ülkelerinin mutlaka yapısal reformlara ağırlık vermek zorunda olduğunu belirtmişti. Babacan ayrıca kriz döneminde pek çok ülkenin içinde bulunulan yılla ilgili bile program açıklayamadığını hatırlatmıştı.
KREDİLER YATIRIMA GİTMELİ
Babacan, kredi kanallarının tüketici kredilerinden daha çok yatırımlara ve reel sektöre kanalize edilmesinin öneminin altını çizdi. Cari açığın petrol fiyatlarındaki düşüşle yüzde 5,7’nin de altına inebileceğini ifade eden Babacan, “Enerji ithalatına bağımlılığımızı azaltmak ve aynı zamanda sanayimizi gelişmiş teknolojilere, yüksek katma değerli ürünlere, daha fazla araştırma geliştirme faaliyetlerine ve markalaşmaya yönlendirmek için yapısal reformlara önem vermeliyiz” diye konuştu.
ANAHTAR SIKI PARA POLİTİKASI
Başbakan Yardımcısı Babacan, Amerikan Merkez Bankası’ndan (FED) beklenen muhtemel faiz artışı konusunda, yüksek cari açığa sahip gelişmekte olan ekonomilerin dikkatli olmaları gerektiğini ve sıkı bir para politikası izlemelerinin yerinde olacağını belirtti. Olası bir faiz artırımının etkilerini minimize etmek için daha dayanıklı bir finansal sistem oluşturmanın önemine dikkati çeken Babacan, bunun için makro ekonomik tedbirlerin ve merkez bankalarının gerekli adımları rahatça atmalarına izin verilmesinin önemine dikkati çekti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti tüzüğündeki “3 dönem şartı”nın hatırlatılması üzerine, yeni dönemde görevi bırakması gerektiğini ancak Türkiye’de sistemin, parlamento üyesi olmadan da bakanlık görevi üstlenilmesine izin verdiğini belirtti.
KONUŞMAK İSTEMİYORUM
Babacan, “Ancak bu istisnai bir durum. Bana kalırsa, özel sektöre dönmeyi tercih ederim. Ancak bununla birlikte 12 yıllık siyasi hayatım bana öğretti ki şahsi tercihler her zaman siyasi hayatta karşılık bulmuyor. Dolayısıyla gelecek sene yapılacak seçimlerle ilgili kesin konuşmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.