Saadet Partisi lideri Avukat Mustafa Kamalak ile oğlu Avukat Furkan Kamalak, haklarında disiplin soruşturması açan Ankara Barosu Başkanlığı’na demokrasi ve hukuk manifestosu niteliğinde bir savunma gönderdi.
Yasaları çiğneyen militan hakimin, eşi Avukat Zübeyde Kamalak’ı duruşmadan atmasını basına duyurmak isterken baro mensubu avukatların saldırısına uğrayan Saadet Partisi lideri Avukat Mustafa Kamalak ile oğlu Avukat Furkan Kamalak, haklarında disiplin soruşturması açan Ankara Barosu Başkanlığı’na demokrasi ve hukuk manifestosu niteliğinde bir savunma gönderdi.
“USULSÜZLÜĞÜ YARGIYA TAŞIYACAĞIZ”
Kendi adına hazırladığı savunmada, baro yönetiminin iddialarına tek tek cevap veren Avukat Furkan Kamalak, saldırgan avukatları şikayet ettikleri baronun, aksi yönde davranarak mağdur olan babası ve kendisine soruşturma açmayı uygun gördüğünü belirtti. Kamalak, “Bu durum ‘herkese eşitlik, hak, hukuk’ diyen baromuzun hukuk ve özgürlük anlayışını açıkça ortaya koymuştur. Bu konuya ilişkin cezai ve hukuki tüm haklarımızı saklı tutmak kaydı ile gerek hakkımızda asılsız iddiaları ileri süren, gerekse elindeki yetkileri usulsüz ve hukuka aykırı şekilde kullananları yargıya taşıyacağımızı bildiririm” dedi.
“BARO İNCELEME
LÜTFUNDA BULUNURSA…”
“Türkiye laiktir” diyen meslektaşlarının kendilerine saldırmaları nedeniyle babasının cebindeki Anayasa kitapçığını çıkarıp, “Anayasa’nın 138. maddesine göre mahkeme kararlarına herkes uymak zorundadır” dediğini hatırlatan Furkan Kamalak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nı göstermek ve buna herkesin uyması gerektiğini söylemek nasıl suç teşkil edebilmektedir? Bu durum tarafımızca anlaşılamamıştır” ifadelerini kullandı. Şahsına yöneltilen tüm suçlamaların asılsız olduğunu bildiren Kamalak, şöyle devam etti: “Olay bütünüyle spontane olarak gelişmiştir. ‘Ankara Barosu’nun basın toplantısını amacından saptırmaya çalışmak’ gibi bir kastım asla ve asla olmamıştır. Ankara Barosu avukatlarının niçin toplanmış olduğu basın açıklamasıyla açıklığa kavuşmuştur. Bu açıklama sebebiyledir ki hiçbir basın mensubu, o toplantının ‘türban’a dair bir basın açıklaması izlenimi edinmemiştir. Orada söylenen her bir söz kayıtlara geçmiştir. Sayın baromuz, o kayıtları inceleme lütfunda bulunursa benim öyle bir ifade kullanmadığımı kesin olarak tespit edeceklerdir.”