• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Çocuklarla çalışanlar ruh sağlığıyla ilgili testlerden geçmeli'

Yeniakit Publisher
2018-03-03 11:52:00 -
'Çocuklarla çalışanlar ruh sağlığıyla ilgili testlerden geçmeli'

MHP Aydın Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) üyesi Depboylu, çocuğa yönelik istismarla mücadele konusunda önemli adımlardan birinin de "çocuğun ihmali" konusuna eğilmek olduğunu açıkladı.

Psikoloji eğitimi alan ve bu alanda uzun yıllar hizmet veren, meslek  hayatı ve milletvekilliği süresince özellikle kadınlar ve çocuklar konusunda pek  çok çalışma içinde yer alan MHP Aydın Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat  Eşitliği Komisyonu (KEFEK) üyesi Deniz Depboylu, çocuklara yönelik cinsel istismarın  önlenmesi konusunda soruları yanıtladı.

Çocuklara yönelik istismar vakalarının önemli ve siyaset üstü bir  mevzu olduğunun altını çizen Depboylu, konuya sadece uzman bakışı açısıyla değil,  insani duyarlılıklarla da yaklaşılması gerektiğini bildirdi.

Bu tür olayların önlenebilmesi için pek çok bileşenin bir arada ele  alınmasının önemini vurgulayan Depboylu, çocuğun istismarının arkasında mutlaka  çocuğun ihmali durumunun olduğuna vurgu yaptı.

Depboylu, "İstismarcılar kötü emellerine ulaşmak için uygun ortamı  bekler. Bu uygun ortam da çocuğun boş bırakıldığı, ailenin gözünden kaçan  anlardır. Ya da pusu kurar. Çocuk istismarı varsa, ihmal de beraberinde vardır."  dedi.

"AİLE ÇOCUĞU İHMAL ETTİĞİNİN FARKINDA OLMAYABİLİR"
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Aileleri suçlamak değil, uyarmak amacıyla ihmale dikkati çektiğini  dile getiren Depboylu, istismarcıların çocuklara nasıl ulaşabileceği konusunda  ailelerin mutlaka uyanık olması gerektiğinin altını çizdi.

Deniz Depboylu, şöyle konuştu:

"İhmalin pek çok nedeni olabilir. Birincisi, aile ne kadar çocuğunu  çok sevse de birtakım şeyleri ihmal ettiğinin farkına varmasa da ihmali söz  konusu olabilir. İkincisi aile sağlıksız olabilir. Bu sağlıksızlıktan kaynaklı  bir ihmal söz konusu olabilir. Üçüncüsü ise aile kasıtlı görmezden geliyor  olabilir. Bu ender bir durumdur ama ensest vakalarında karşımıza en çok çıkan  durumdur. Aile bireyleri nereden yardım alacağını bilemeyebilir ya da örtbas  ederek üstesinden gelinebileceğini düşünür, çevre baskısından çekinebilir. Ama  şunu unutmamak gerekir ki mazeretler yanlışı doğru yapmaz."

''ÇOCUKLARLA ÇALIŞANLAR RUH SAĞLIĞIYLA İLGİLİ TESTLERDEN GEÇİRİLEBİLİR"

Çocuğun ev dışında geçirdiği zamanları paylaştığı kişilerin de ihmali  olabileceğini anlatan Depboylu, servis şoförü, öğretmeni, komşusu, çocuğun  kaldığı kurum ve kuruluşların görevlileri ile sonuçta herkesin duyarlı olmasının  ihmalin önüne geçebileceğini söyledi.

Kurum ve kuruluşlarda çalışan kişilerin takibinin önemli olduğunu  belirten Depboylu, yöneticilerin özellikle çocuklarla temas halinde olan  çalışanlarını çok iyi tanımalarını istedi. Çocukta oluşabilecek ruhsal ve  bedensel değişikliklerin işaretlerinin gözlemlenmesinin gerekliliğini kaydeden  Depboylu, akran istismarı konusunda da uyanık olunmasını istedi.

"Devlet, çocuklarla ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı bir şekilde  çalışmasından sorumludur." diyen Depboylu, bu kurum ve kuruluşlarda çocuklarla  çalışacak personelin ruh sağlığıyla ilgili bazı testlerden geçirilebileceği,  çalışma ve eğitimlere katılabileceği önerisinde de bulundu.

"AİLELERİN YAPISINA BAKILMALIDIR"

İstismar vakalarıyla mücedelenin önemli adımlarından birinin de  çocuğun ihmalinin önüne geçmek olduğunu kaydeden Depboylu, şöyle konuştu:

"Bir çocuk istismara uğramışsa faille birlikte ihmal eden kişilerin de  soruşturmalara dahil edilip ceza alması gerekir. Eğer bu yapılmazsa bu da  devletin ihmali olur. İhmal eden aile bile olsa bu yapılmalıdır. Ailelerin  yapısına bakılmalıdır. İhmali bulunanlar elbette ki fail gibi bir ceza almaz ama  en azından çocuk koruma altına alınır. Ceza kısmını hukukçular düşünür, psikoloji  alanında uzmanlar ve sivil toplum örgütleri de buna katkı sunar."

"BİLDİRİMLERLE İLGİLİ CİDDİ SIKINTI VAR"

Çocuk istismarı vakalarında bildirimlerle ilgili de ciddi sıkıntı  yaşandığını belirten Depboylu, bildirimi yapacak kişilerin kendi güvenlikleri  noktasında risk olduğunu düşünerek geri çekilebildiğini anlattı.

Deniz Depboylu, "Bu da bir ihmaldir. Bu ihmalin ortadan kalkmasında  ise devletin güvencesinin olması lazım. Biliyoruz ki kurum ve kuruluşlarda bazı  istismar vakalarını ortaya çıkaranların ceza aldığını görebiliyoruz. Bu durumda  vakaları nasıl ortaya çıkaracağız?" değerlendirmesinde bulundu.

Tüm bu tespitlerin ihmalleri ortaya çıkardığını kaydeden Depboylu, "Bu  ihmaller ortadan kaldırılırsa, bir düzenleme gelirse istismar vakalarının  sayısının çok düştüğünü görürüz. Tamamen biter mi? Maalesef. Maalesef. Keşke  bitse. Ama dünyanının hiçbir yerinde tamamen bitmiyor. İhmal kısmını ciddi olarak  ele almak durumundayız." şeklinde konuştu.

"SOSYAL DESTEK AĞLARIMIZ ZAYIFLADI, ÇOCUKLAR KORUMASIZ KALDI"

Sosyal hayattaki değişimlerin ihmal noktasında etkili olduğunu dile  getiren Depboylu, özellikle internet ve sosyal medyanın çocuğu kolay ulaşılır  hale getirdiğini, anne ve babaların bu noktada dikkatli ve kontrollü olmaları  gerektiğini söyledi.

Depboylu, şunları kaydetti:

"Sosyal destek ağlarımız zayıfladı. Çocukların kontrolü artık daha  zayıf. Eskiden evde çocuk üzerindeki ihtimam daha farklıydı. Dışarıdan  uyaranların internet, televizyon gibi, sayısı azdı. Komşular birbirini tanırdı.  Birbirlerinin çocuklarına göz kulak olurlardı. Mahalle okuluna gidilirdi. Servise  binmek gerekmezdi. Aynı mahallenin çocuklarıyla hareket edilir, herkes birbirini  bilirdi. Okulun öğretmenleri, müdürü mahallede oturanları tanırdı, ailelerle daha  yakın ilişki kurardı. Bütün bunları kaybettik. Komşular birbirini tanımıyor.  Yabancılar dikkati çekmiyor. Böyle bir durumda çocuklar korumasız kalıyor."

Depboylu, eğitimin her alanda olduğu gibi istismar suçlarının  önlenmesinde en önemli unsur olduğunu vurgulayarak, sorunun çözümünde iyi bir  eğitimin cezadan daha etkili olduğunu bildirdi.

Aile başta olmak üzere tüm toplumun bu konuda iyi eğitilmesinin  gerektiğinin altını çizen Depboylu, "Çocuğumuz olmasa bile duyarlılıklarımız  yüksek olmalı. Sadece kendimizinkine değil, tüm çocuklara sahip çıkmalıyız.  Toplumsal bilinci yükseltmeli, bu soruna sessiz kalmamamızın hayat kurtaracağını  bilmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Depboylu, ailelerden çocukların da başkalarının kendilerine nasıl  davranabileceği konusunda eğitmelerini isteyerek, "Unutulmaması gerekir ki en çok  istismar yaşları 2-10 yaş arasıdır. Ve bu yaşlardaki çocuklar kendisine yapılanı  farkında değildir. Çocuğa bu eğitimi anlatabileceği şekilde vermek, anlatamayacak  yaştakileri de sürekli gözlemlemek gerekiyor." şeklinde konuştu.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23