Şehirlerde ortak yaşam alanları hukuki ve ahlaki olarak belirli sorumluluklar içeriyor. Özellikle bina önlerinde ‘’oyun oynayan’’ çocuklar, müzik ve komşu gürültüleri çoğu zaman sineye çekiliyor ancak haklarınızı unutmamakta fayda var.
Şehirler ortak yaşam kültürünün en önemli alanları. Ancak yaşadığımız mahalle, sokak hatta apartman hayatında komşularımıza ve çevredeki insanlara karşı belirli ahlaki ve hukuki sorumluluklarımız var. Çoğu kişi özellikle yaz aylarında sokaklarda oynayan çocuklardan şikayetçi. Parkların yetersizliği ve ailelerin sorumluluk almamasından kaynaklanan bu durum milyonlarca kişinin ortak sorunu haline geldi.
Ancak bu şikayetlerden rahatsız olanlar genellikle gürültü kaynağını ‘’uyarı’’ noktasında çözüm ararken, zaman zaman komşular arasında gerginlikler de yaşanıyor. Bilinmeyen ise aslında rahatsız edici gürültü yapmanın hukuki yaptırımları olduğu. Kat Mülkiyeti Kanunu, Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi çeşitli mevzuatlar bu noktada mağdur olan vatandaşları koruyor.
GÜRÜLTÜ YAPANA HAPİS VE PARA CEZASI VAR
Kat Mülkiyeti Kanunu, apartman ve sitelerde yaşayan bireylerin hak ve yükümlülüklerini belirlerken, Çevre Kanunu, çevre kirliliğini önlemek amacıyla yürürlüğe konmuş bir kanundur ve gürültü kirliliği de kapsıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesi, sürekli ve kasıtlı olarak gürültü yaparak başkalarını rahatsız edenlere karşı açıkça suç istinat ediyor. Bu kanuna göre, sürekli gürültü yaparak başkalarının huzurunu bozan kişiler, adli para cezası veya kısa süreli hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Mahkeme ve dava ile uğraşmak istemeyenler ise Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Alo 181 hattına yapılan ihbarlar da gürültü denetimi yapılması için etkili bir yöntem olarak biliniyor.
Ancak dava ve şikayetlere başvurmadan önce komşularla sorunu çözmek için diyalog kurmak önem taşıyor. Karşılıklı anlayış ve hoşgörü, birçok sorunun çözülmesinde yardımcı oluyor.