Çocuğunuz 3 yaşında ve konuşamıyorsa dikkat! Otistik spektrum bozukluğu olabilir!
Bebeklerde nörolojik gelişimin dikkatle gözlemlenmesi gerektiğini belirten Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebru Kolsal, konuşma gecikmesi olan çocukların işitme açısından da değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocukların fiziksel gelişimleri kadar nörolojik gelişimleri de önem taşıyor. Bebeklerin büyüme periyotlarında kilo alımı ve boy uzamaları düzenli olarak takip edilirken bazen nörolojik gelişimlerinin göz ardı edilebildiğini söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk Gelişimi Bölümü’nden Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebru Kolsal ; “Çocuğun baş kontrolünün gelişmesi, doğru zamanda oturmaya başlaması, ellerini kullanması ve yürümeye başlaması kadar nörolojik gelişimin başka önemli bir parçası olan dil gelişimi büyük önem taşıyan etmenler arasında. Çocukların bu konuda yakından takip edilmesi, yaşından beklenenin altında konuşma gelişimi olduğu fark edildiğinde hızlıca uzmana danışılıp, altta yatan sebebin tespit edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Dil gelişimi, 3 aylıkken agulamayla başlıyor
Prof. Dr. Ebru Kolsal “Dil gelişiminin 3 aylık dönemde agulamayla başlayıp sonrasında düzenli sıralı cümle kurmaya kadar ilerliyor. 9 aylık bir çocuk baba, mama gibi hece tekrarları yapmalıyken, 1,5 yaşındaki bir çocuğun en az 6-8 tane anlamlı kelime kullanması gerekir. İki yaşına geldiğinde 2 kelimeli cümleler, üç yaşında 3 kelimeli cümleler kurabilmelidir. diyerek, genellikle konuşma geriliği olan çocukların aile bireylerinden birine benzetilerek “Amcası da 5 yaşında konuştu” gibi yorumlar yapıldığını fakat dil gelişiminin diğer gelişmelerde olduğu gibi normal sınırlar içinde seyretmesi gerektiğini vurguladı.
Otistik spektrum bozukluğunda ilk fark edilen konuşma geriliği oluyor
Dr. Kolsal, “Dil gelişiminde geriliği olduğu fark edilen çocukların ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Mutlaka işitme becerisi açısından işitme testi yapılıp, nörogelişimsel becerileri irdelenmelidir. Genellikle otistik spektrum bozukluğunda ilk fark edilen bulgulardan biri konuşma geriliği oluyor. Bu nedenle erken tanı ile rehabilitasyonu mümkün olan otistik spektrum bozukluğu açısından hiç vakit kaybetmeden bir uzmana danışmak gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Otizm Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), ya da bilinen kısa adıyla otizm, bir bireyin beyninin gelişiminde başkalarını nasıl algıladığını ve onlarla nasıl sosyalleştiğini etkileyen, bu sebeple de sosyal etkileşim ve iletişimde sorunlara neden olan bir tıbbi durumdur.
Otizm ayrıca belirli sınırların dışına çıkamayan veya tekrarlayan davranış kalıplarını da içerir. Otizm spektrum bozukluğu içinde kullanılan "spektrum" terimi, geniş bir yelpaze üzerine yayılmış semptomları ve semptomların derecesini ifade eder.
Otizm çocukluk döneminin başında gelişim gösterir ve nihayetinde bireyin toplum içinde, örneğin sosyal hayatta, okulda, ya da çalışma hayatında sorunlarla karşılaşmasına neden olur.
Doğumdan sonraki ilk yıl içinde otizm belirtileri ortaya çıkar. Daha nadir vakalarda ise ilk sene boyunca çocukta normal gelişim devam eder ve daha sonra otizm belirtilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte çocuklar, 18 ila 24 ay arasında bir gerileme döneminden geçer.
Otizm Spektrum Bozukluğu Çeşitleri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğu günümüzde Otizm, Asperger sendromu (AS), Çocukluğun dezintegratif bozukluğudur (ÇDB). Önceden tanımlanmamış gelişimsel bozukluk türünde olduğu gibi, birbirinden bağımsız oldukları kabul edilen tıbbi durumların tamamını kapsamaktadır.
Otizm belirtilerine sahip ancak tanısı konacak kadar yeterli kriterleri sağlamayan çocuklara verilen tanıya atipik otizm denir. Bu tür otizmin varlığı tartışmalı olsa bile, çocuklarda otizm belirtileri görüldüğü zaman mutlaka bir uzman doktora başvurulmalıdır.
Otizmin Nedenleri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğunun bilinen tek bir nedeni yoktur. Hem genetik faktörlerin hem de çevre faktörlerinin farklı roller oynadığı öne sürülmektedir. Ancak aşılar ile otizm arasında bir bağlantı olmadığı tıp uzmanları tarafından kesin olarak bilinmektedir. Günümüzde otizm spektrum bozukluğu tanısı alan çocuk sayısı, geçmişe göre artış göstermektedir.
Genetik faktörlere bakıldığında, birkaç farklı genin otizm spektrum bozukluğunda rol oynadığı görülmektedir. Bazı vakalarda otizm spektrum bozukluğu Rett sendromu veya kırılgan X sendromu (FXS), yani diğer adıyla frajil X sendromu denilen genetik bir bozuklukla ilişkilendirilebilir. Diğer vakalarda ise genetik mutasyonlar otizm ihtimalini artırabilir.
Bunlardan ayrı olarak başka genler beyin gelişimini, beyin hücrelerinin kendi aralarındaki iletişim biçimini etkileyebilir veya semptomların şiddetini belirleyebilir. Bazı genetik mutasyonların, yani değişimlerin kalıtsal olduğu görülürken diğerlerinin kendiliğinden ortaya çıktığı gözlemlenmiştir.
Çevresel faktörlere bakıldığında ise günümüzde viral enfeksiyonlar, hamilelik sırasında alınan ilaçlar, ortaya çıkan komplikasyonlar veya hava kirliliği gibi faktörlerin otizm spektrum bozukluğunu tetiklemede rol oynayıp oynamadığı araştırmacılar tarafından incelenmektedir.
Otizm spektrum bozukluğu dünyanın her köşesindeki çocukları etkileyebilir, ancak bazı faktörler bu bozukluğun ortaya çıkması ihtimalini artırabilir.
Otizmin Belirtileri Nelerdir?
- Bazı çocuklar erken bebeklik döneminde göz temasından kaçınma, isimlerine yanıt vermeme ya da bakımlarını sağlayan kişilere karşı kayıtsızlık gibi otizm spektrum bozukluğunun ilk belirtilerini gösterebilir.
- Diğer vakalarda ise çocuklar yaşamın ilk birkaç ayında veya ilk yılında normal gelişim gösterebilir, ancak aniden kendi içine çekilip gerileme gösterebilir, agresif bir tutum takınabilir veya o zamana kadar edindikleri dil becerilerini kaybedebilir. Bu semptomlar genellikle 2 yaşına kadar görülür.
- Otizm spektrum bozukluğu olan bazı çocuklar öğrenmede zorluk çekebilir veya normalden daha düşük zekaya sahip olma belirtileri görülebilir. Bazı çocuklarda ise normal ve hatta yüksek zeka görülebilir. Bu çocuklar hızlı öğrenme yetisine sahiptirler, ancak bildiklerini günlük hayatta uygulamak, karşılıklı iletişim kurmak ve sosyal durumlara uyum sağlamakta zorluk çekebilirler.
- Otizm spektrum bozukluğu olan her çocuk, spektrumun bir diğerinden farklı ve benzersiz bir konumundadır. Bu bozukluğa sahip olanların her birisinde düşük işlevden yüksek işlevliğe kadar yayılan benzersiz bir davranış modeli ve şiddete eğilim seviyesi görülebilir.
- Spektrumun, her bireyde bir diğerine göre farklı ve bir belirtisi ortaya çıkabilir bu nedenle, bozukluğun ne kadar ağır olduğunun belirlenmesi kolay olmayabilir. Çocuğun engel seviyesi ve günlük hayatındaki faaliyetleri ne kadar gerçekleştirebildiğiyle ilgili bilgi toplanmalıdır.
- Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler tarafından gösterilen bazı yaygın belirtiler aşağıdaki gibi gruplandırılarak verilmiştir:
- Sosyal iletişim ve etkileşim
- Otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğun veya bir yetişkinin sosyal etkileşim ve iletişim becerileri ile ilgili çeşitli sorunları olabilir bunlar;
- Adının söylenmesine tepki vermemesi veya zaman zaman kendisiyle konuşan bireyleri duymuyor gibi görünmesi,
- Kucaklanmaya ve taşınmaya direniş göstermesi, tek başına oynamayı, kendi dünyasına geri çekilmeyi tercih etmesi,
- Göz temasından kaçınması ve belirli bir yüz ifadesi yoksunluğu,
- Konuşmaması, geç konuşması veya daha önce kazanılan kelime ya da cümleleri söyleme yeteneğini kaybetmesi,
- Kendiliğinden diyalog başlatamaması veya diyaloğu sürdürmemesi, yalnızca bir istek belirtmek ya da bir şeyi tanımlamak için diyalog başlatması,
- Anormal şarkı söyler gibi bir ritimle ya da robot sesi benzeri tekdüze bir ton ile konuşma eğilimi,
- Kelimeleri ya da cümleleri kelimesi kelimesine tekrarladığı halde nasıl kullanılacağını anlamaması, sürekli aynı kelimenin tekrarı,
- Basit soruları veya talimatları anlamıyor gibi görünmesi,
- Duyguları veya hislerini ifade edememesi ve başkalarının duygularının farkına varamaması,
- Nesneleri getirmemesi, veya onlara işaret etmemesi,
- Karşılıklı sosyal etkileşime pasif, saldırgan veya yıkıcı tarzda ve duruma uygunsuz bir şekilde yaklaşma eğilimi,
- Yüz ifadesi, vücut dili veya ses tonu gibi kelimelerle ifade edilmeyen iletişim yöntemlerini tanımada zorluk çekmesi,
- Mizah ve imayı anlamakta güçlük çekmesi,
- Tehlikeye karşı duyarsızlık,
- Yoğun inatçılık ve hırçınlık.