• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

“Darbe” de “felaket” değil mi Sayın Gül?

26 Ağustos 2021
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

28 Şubat darbesinden bir hafta önce dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Washington’da, Türk-Amerikan Konseyi (ATC) toplantılarının son gecesinde düzenlenen baloda bir konuşma yapıyordu.

“Konuşma” dediğime bakmayın, vatan toprağından binlerce kilometre öteden REFAHYOL hükümetine “ayar” veriyordu.

Ertesi gün mütareke basınına “Muhtıra gibi” manşetiyle yansıyacak o sözler, toplantıda bulunan bine yakın davetli tarafından ayağa kalkılarak alkışlanırken, Çevik Bir de popstar gibi başıyla kendisini alkışlayanları selamlıyordu.

O sırada davetliler arasında bulunan dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül ise partisine yönelik hakaretlerinden olsa gerek Çevik Bir’i alkışlamakta biraz ağır kalmıştı. Akabinde, önce oturduğu yerden sonra da ayağa kalkarak, Bir’i alkışlamıştı. Buna rağmen dönemin kudretli(!) orgenerali Çevik Bir, sırf alkışlamakta geç kaldığı için Gül’ü kastederek;

“Alkışlamayanın ellerini kırarım” demişti.

2001 yılında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu düzenlediği 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna tüm partilerden temsilciler davet ederken AK Parti’den kimseyi çağırmamıştı. Bu duruma bozulan Gül, “Bu tip ayrımcılık yapılırsa halk üzülür. Halk üzülünce de kurumlar halk nezdinde yıpranırlar” diyerek, Kıvrıkoğlu’nu doğrudan hedef almak yerine dolaylı anlatımlarla tepki göstermeye çalışmıştı.

2007 yılında ise Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk olarak GATA’daki mezuniyet törenine katılmıştı. Dönemin Genelkurmay Başkanı ve 27 Nisan e-Muhtıracısı Yaşar Büyükanıt, kürsüye çıkarken Abdullah Gül’ü selamlamadığı gibi konuşmasında, “Sayın Cumhurbaşkanım” demek yerine,”Sayın Cumhurbaşkanı” hitabını kullanmıştı. Dönem birincisinin ödülünü veren Gül neredeyse hiç alkış almazken, davetliler dönem dördüncüsünün ödülünü veren Büyükanıt’ı coşkulu bir şekilde alkışlayarak akıllarınca Gül’e mesaj vermişlerdi. Tören sonunda diplomalarını alan genç teğmenler de protokol önünde dizilip, kınından çıkardıkları kılıçları ileriye doğru uzatarak hep bir ağızdan; “Biz biriz. Tek nefes, tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz. Kılıcımız keskin, kanımız helal olsun. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun” diye haykırmışlardı. İşin ilginç yanı ise her cümlesi “ima”larla dolu olan bu seremoni, TSK’da ilk kez Abdullah Gül’e karşı uygulanıyordu. Anlayacağınız, çiçeği burnunda(!) teğmenler bile kılıçlarını o sırada protokolde bulunan Gül’e doğru uzatarak, onu açık açık tehdit ediyorlardı.

Hepsi bir kenara…

Bugün muhtemelen siyasi görüş olarak Abdullah Gül ile aynı çizgide olan dönemin Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bile, 2009 yılında 30 Ağustos Zafer Bayramı için düzenlenen ve 4 bin kişinin davet edildiği resepsiyonda “cumhurun başı” “ordu”nun başkomutanı olan Gül’e tek kişilik davetiye göndererek eşine ayrımcılık yapmıştı.

Şimdi, Abdullah Gül’ün de “kurucu”ları arasında yer aldığı AK Parti iktidarının attığı hukuki adımlar sayesinde, cuntacılar hesap veriyor. 

12 Eylül darbecileri sanık sandalyesine oturtuldu…

15 Temmuz darbesine kalkışan hainler tek tek tutuklanıp zindanlara tıkıldı…

Montrö bildirisiyle milli iradeye parmak sallayan amiral eskileri jet soruşturmayla yargılandı…

Son olarak, milletin ruh kökünü doğrudan hedef alan, milletin silahını millete doğrultan, mütedeyyin insanları kamusal alandan silmek için şeytani icraatlara imza atan ve Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat darbecilerinden tam 24 yıl sonra hesap soruldu.

Aralarında, Abdullah Gül için “Alkışlamayanın ellerini kırarım” diyen dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in de olduğu 14 darbeci general, müebbet hapis cezasına çarptırılarak, hapse atıldı…

18 Ağustos 2021 itibariyle başlayan tutuklama sürecinin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, henüz Abdullah Gül’den ses seda çıkmadı. 

Sosyal medya hesabına baktığımda, Gül’ün en son 2 Ağustos’ta PKK’lıların kundakladığı ormanlarımızdaki yangınları günlerdir büyük bir üzüntüyle takip ettiğine yönelik mesajı yer alıyordu…

Söndürme çalışmalarını dikkatle takip ettiğini ifade eden Gül, “felaket” diye nitelediği yangınlarla mücadele edenlere Allah’tan kolaylık diliyordu.

Tamam…

Orman yangınları elbette felakettir.

Peki ya, milletin iradesini postallarıyla ezerek kevgire çeviren, ülkenin asli unsuru Müslümanları ve Türkiye’nin bir vatan parçası haline gelmesini sağlayan “İslam” mensubiyetini hedef alan, imanlı bir neslin istikbalini gasp eden ve her alanda telafisi mümkün olmayan hasarlar açan meş’um darbeler felaket değil midir?

O halde niçin “darbe” felaketi ile mücadele ederek, Türkiye’de darbeler dönemini tarihin çöplüğüne atan ve sana “kardeşim” diye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mücadelesi için tek bir tweet bile atmaya tenezzül etmiyorsunuz Sayın Gül?

Erdoğan’ı geçelim…

Hac sayısına kafayı takarak, bu yüzden Başbakan Necmettin Erbakan’a hakaret ederek, “boşalma hakkını kullanan” küfürbaz postalcılardan hesap sorulmasının hiç mi önemi yok sizin için?

Her neyse..

Kim bilir?

Belki de sessiz kalmanız daha hayırlıdır.

Zira, bu ülkede düzenlenen ilk sivil darbe girişimi olan Gezi kalkışması için sarf ettiğiniz, “Gezi olayları ile gurur duyuyorum” sözleri, hâlâ aklımızda..

Şimdi de kalkıp, “28 Şubatçı paşalarla gurur duyuyorum” demeyeceğinizin garantisini kim verebilir?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nurettin

Apo denen  Mitçinin damadıydı. Koskoca mitçi kızını teröriste vermişti. Fetoş hocaydı değilmi milleti en kolay yerden Allah (CC) diyerek kandırmıştı. Onun abd ye gidişini alaton ağarıyordu. Devlet ile tanıştıran mr koch ve chpkk genel sekreteri kasım gülek... hamisi ecevit.. aramızda daha ne hainler ne şerefsizler var. Kıbleler çoktan washıngtona tel avive brüksele londraya kaymış...

İ bullu

Beyim Ğül ün yapacağı bir şey yok roller farklı olabilir seneryo aynı REİS DELİKANLI seneryoyuDağıttı fetö de kılıçtar da ğül de meydana çıktılar ğeziyi fetö yaptı kılıçtar ile ğül ğurur duydular
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23