• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Yüreklerin Efendisi’nin Mekke fethi

08 Ocak 2020
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Özellikle bugünlerde “Kâinat’ın Efendisi”ni düşünün: Türlü işkence, zulüm ve ambargolardan sonra, nihayet doğup büyüdüğü Mekke’den de çıkarılmış, Medine’ye göçmek (Hicret) zorunda bırakılmıştı…

Düşünün ki, o Son Peygamber’di: Gerçekti, doğruydu, haklıydı: Ama kalabalıklar Ebucehil’in, yani hatanın, günahın, yanlışın yanında yer almış (kalabalık olmak, her zaman haklı olmak anlamına gelmiyor), Efendimiz, göç yolunda, yanındaki tek kişi ile kalmıştı. O kişinin adı “Ebubekir”, lâkabı “Sıddık”tı.

Sıddık’tı, çünkü Efendimiz’in hangi sözü, hangi davranışı olursa olsun, “O ne söylerse, ne yaparsa doğrudur!” diyecek kadar Efendimize sadıktı. Bu sadakati, göç esnasında endişelerine kaynak oldu. Takipçilerinden kurtulmak için sığındıkları Sevr Mağarası’ndan takipçilerinin seslerini duyduğunda, Efendimiz’in zarar göreceği endişesine kapıldı. Efendimiz bunu fark eder etmez, sevgili yoldaşını bir âyetle teselli etti: “La tahzen innallahe meana!” Yani, “Üzülme Allah bizimle beraberdir!”

Aynı saatlerde müşrikler Mekke’de bayram ediyor, Müslümanlar için her şeyin bittiğini, bir daha asla Mekke’ye dönemeyeceklerini sanıyorlardı.

Ama öyle olmadı. Resul-i Âlişan gidişinden sadece sekiz sene sonra geri döndü ve Mekke’yi fethetti. 

Devletler, kurumlar ve insanlar, bazen yenildiklerinde kazanırlar!

Resul-i Âlişan Aleyhisselat-u Vesselâm Efendimiz, öncelikle çok mütevazı bir insan. Onun bu hali tüm siyer kitaplarında örnekleriyle uzun uzun anlatılır. Bu öyle bir tevazudur ki; bir zamanlar kovulduğu Mekke’ye “fatih” olarak dönerken bile kalbinden en küçük bir “ben” izinin gölgelenmesini engellemiştir...

Siyer kitaplarının tasvirinden anladığımız kadarıyla, Resul-i Ekrem Efendimiz, mübarek sakalı, “bindiği hayvanın yelesine değecek kadar” başını eğmiş, muzaffer bir komutan azametiyle değil, âdeta mazhar olduğu şereften mahcup bir vaziyette Mekke’ye girmiştir.

Resul-i Alişan Efendimiz, “beriki”ne (kendisi gibi inananlara ve yaşayanlara) sevgi-şefkat dolu, “öteki”ne (farklı yaşantıya) ise toleranslı ve alabildiğine müsamahakâr bir şahsiyet. Hoşgörü bahsinde tam bir zirve… 

Mekke fethi tamamlandığı zaman, vaktiyle kendisini Mekke’den kovan insanları bir yere topladı ve sordu: “Şimdi size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?“

Dediler ki: “Sen bağışlayan iyilik eden bir kardeşsin. Bu kadar sana zulmettik, ama sen bize zulmedemezsin. Kerem ve iyilik sahibi bir kardeşin oğlusun. Bize sadece iyilik yapacağına inanıyoruz.”

Efendimiz buyurdu ki: “Öyleyse gidin, hür ve serbestsiniz. Size bugün kınama yoktur.”

Buradan yola çıkan Büyük Selçuklu Sultanı Alpaslan, kendisini yok etmeye gelen Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i (Romanos Diogenes)yenip esir aldıktan sonra karşısına oturtup sordu: 

“Size şimdi ne yapacağımızı düşünüyorsunuz?” 

Diyojen, cezalandırılacağı yolunda görüş açıklayınca, Sultan Alpaslan, tıpkı Peygamberi gibi konuştu: “Sizi serbest bırakıyorum.”

Kendisini yok etmeye gelen düşmanının yanına muhafız verdi, cebine harçlık koydu ve ülkesine uğurladı. (Ama kendi vatandaşları tarafından öldürüldü, çünkü Batı kültüründe kaybedenin hayat hakkı yoktur: Altta kalanın canı çıkar.)

Tarihimizin içinde başka pek çok örnek var, ama yerimiz yok...

Özetle diyeceğimiz şu ki, atalarımızın yüreği, Peygamber-i Âlişan Efendimiz’in yüreğiyle bir bütündü: Aynı yürek ritminde buluşmuşlar, aynı vicdan kıblesine yönelmişlerdi...

Selçuklularla Osmanlıları büyüten, dönemlerinin zirvesi yapan sır budur. Bu sırdan kopunca, kendi varlığımızdan da koptuk. Tabiatıyla kapaklandık. 

Şimdi toparlanmak istiyorsak, yürek pusulamızın kıblesini yeniden ayarlamamız lâzım.

Yürek fethiniz mübarek olsun! 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Durmayın Rasulullah sav me yardım edin bütün peyganberler tevhîdi anlatmak için geldi, siz tevhîdi anlatın ki Rasulullah sav min yolundan gitmiş olun.

turgut ertav

Mekke nin fethi ,maddidir.Manevi fetih vicdanlardadır.Nefsini fetheden, nice Medine fet etmişten evladır.Maddi fetih küçük cihat,nefsin fethi büyük cihattır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23