• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Osmanlı Türkiye’sinde “kadın” vakıfları

23 Eylül 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Osmanlı kadını, haksız yere “Sürekli evinde oturan, sokağı ancak kafes arkasından görebilen, sosyal hayatta hiçbir söz hakkı olmayan ikinci sınıf bir varlık” olarak gösteriliyor.

Gerçek hiç de böyle değil. Osmanlı kadınının toplumsal yeri ve işlevini, bir anlamda Osmanlı devlet anlayışında ulaştığı değeri, arkalarında bıraktıkları eserler gösteriyor.

Kimi yazarların ısrarla “gayr-i ahlaki” tavırlar içinde göstermeye çalıştığı Osmanlı kadınları, çok büyük hayır kurumları, camiler ve çeşmeler inşa ettirmiş, dev külliyeleri toplumun hizmetine vermiş, devasa okullar yaptırarak isimlerini ebedileştirmişlerdir.

Bunlardan biri de Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’dır. Kendisi daha gençlik yıllarında Üsküdar İskelesi’nin karşısına, Mimar Sinan’a, içinde medrese ve imareti olan bir külliye inşa ettirmiştir. Bugün bu medrese dispanser, imaret ise kütüphane olarak kullanılıyor. (Mihrimah Sultan’ın ayrıca Edirnekapı’da ikinci bir külliyesi daha vardır).

Bu külliyenin hemen karşısında halkımızın Yeni Valide Camii dediği, dev yapılar topluluğunu da Sultan Üçüncü Ahmed’in annesi Emetullah Gülnuş Sultan yaptırmıştır. 

Sultan I. Ahmed’in eşi Kösem Sultan, Üsküdar sırtlarındaki Çinili Camii, medresesi, hamamı ve İstanbul’daki en büyük kervansaray tipli iş merkezi olan Büyük Valide Hanı’nı yaptırmıştır.

Çinili Camii’nin hemen yanındaki Atik Valide Külliyesi, Sultan İkinci Selim’in eşi Nurbanu Valide Sultan’ın armağanıdır.

Mimar Sinan’a nasıl bir eser yaptırmak istediğini uzun uzun anlatmış ve Koca Sinan da Üsküdar’ın tepesine bir mimarlık harikası olan yapıyı; mektep, medrese, darüşşifa, darülkurra, imaret, kervansaray, hamam ve camisiyle birlikte inşa etmiştir. 

Atik Valide Külliyesi’nden aşağıya inerken, karşımıza çıkan Kavsara Mustafa Baba Camii yıkılmışken, Sultan Abdülmecid’in annesi Bezmi Alem Valide Sultan tarafından yeniden inşa ettirilmiştir.

Özellikle yabancı romancıların saldırılarına maruz kalan Osmanlı kadınefendilerinin İstanbul’daki ebedi âbidelerini konuşuyorduk…

Eminönü’ndeyiz…

Karşımızda Yeni Cami: Yeni Cami inşaatını Sultan Üçüncü Murad’ın hanımı Safiye Sultan başlatmış, fakat inşaat bitmeden ölmüştür. Ama mâbed ortada kalmamış, Sultan Dördüncü Mehmed’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından tamamlanmıştır.

Kadırga sırtlarında Mimar Sinan’a ait şirin külliye, Sultan II. Selim’in kızı İsmihan Sultan tarafından sevgili kocası Sokollu Mehmed Paşa adına yaptırılmıştır.

Mâbedin ilgi uyandırmasını isteyen İsmihan Sultan, camiin özel birkaç yerine Hacer-ül Esved taşının parçalarından koydurmuştur. 

İstanbul surları içinde ayakta kalan tek namazgâhı Kadırga parkında görüyoruz. Altında kare planlı çeşmesi var. Üst katına merdivenle çıkılıyor. İşte bu namazgâh Sultan Birinci Abdülhamid’in kızı Esma Sultan’a aittir. 

Çemberlitaş’taki Çemberlitaş Hamamı da Sultan İkinci Selim’in hanımı Nurbanu Sultan’ın vakfiyesidir.

Ayasofya ve Sultan Ahmed Camii arasında uzun ve kubbeli bir yapı var. Bugün yanılmıyorsam halı müzesi olarak kullanılan bu yapı Mimar Sinan’ın eseridir. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın, burayı yaptırırken parasal sıkıntı çektiğini o sırada Irakeyn (iki Irak) Seferi’nde bulunan Kanuni’ye yazdığı mektuplardan bellidir. Bitmedi, yarına kaldı…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Saraydan biraz çıkın

Siz hiçbir zaman Osmanlı Hanedanı dönemindeki Türk Halkının sosyal ekonomik durumunu anlatmadınız.. Bugün olduğu gibi yine Osmanlı Sarayını anlatıyorsunuz.. Saraydan biraz çıkın da Türk Halkının durumunu anlatın!

Salak degiliz

Biz sultan olnadik hic saraydan bi cikin arti hepimiz sarayda yasamiyoruz devamli saray gozuyle baktiginiz icin hepimizi bolluk para icinde saniyosunuz ama bos yani yazdiginiz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23