• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

Öz Yurdunda Garipsin Öz Vatanında Parya

28 Ağustos 2019
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

F. Gülen fitnesini 15 Temmuz 2016 tarihinden çok önce haber veren ve tedbir alınmasını söyleyen çok sayıda insan vardır. Kamuoyunda çok fazla tanınmadıkları ve yaşadıkları olayları medyada gerektiğince dile getirmedikleri için yapmış oldukları ikazlar doğru dürüst bilinmemektedir.

Bu konuda yazılar yazmış hatta FETÖ darbesini aylarca önceden haber vermiş birisiyim. İlk baskısı 2007 yılında ve ikinci baskısı 2008 yılında neşredilen “Bahriyede 15 Yıl” isimli kitabım bu konuda yapılmış ilk çalışmalardan bir tanesidir.

1982 Yılında Deniz Harp Okulunda namaz kılınmasına karşı çıktıkları için FETÖ örgütü ile çok ciddi bir mücadeleye girişmiştim. Daha 17 yaşında olmama rağmen bu dehşetli zındık ve örgütü ile kavga etmek biraz mübalağa gibi gelebilir. Lakin namaz gibi dinin direği olan farz ibadet söz konusu olduğu için hiç de mübalağa yoktur. Zira namazı tağyir edip kaldırmaya çalışanlar kim olursa olsun gerçek yüzlerini göstermiş olurlar.

O yıllarda sırf namaz kıldığı için askeri okullardan atılan binlerce öğrenci vardır. Yetmedi FETÖ örgütü de aynı baskıyı yaparak namaz kılınmasına engel oluyordu. İğrençlik had safhada idi. Rahmetli Necip Fazıl’ın dediği gibi “öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” idik.

Askeri okulda namazdan başka oruç gibi İslam’ın şartlarından olan temel meselelerde de çok ciddi mücadelemiz olmuştur. Bu dönemde “Vehbi nasılsa irtica yüzünden okuldan atılacak. Sakın bununla görüşmeyin, konuşmayın” denilerek FETO örgütü ile kavgamız şiddetlenmişti. Her nasılsa dini konularda taviz vermeden yani beş vakit namazımı kılarak ve orucumu tutarak mezun olunca FETÖ örgütü ile mücadelemiz daha da kızışmış oldu.

Bu sefer subay olduktan sonra kavga etmeye devam ediyorduk. Alkollü içki içmeme konusunda rakıcı amiral ve komutanlarla mücadele ederken bir de Feto’nun akıl almaz tahribatlarını düzeltmeye çalışıyordum. Güya alkollü içkinin içine bir hap atınca içki helal oluyormuş. Böylesine akıl almaz şaklabanlıklar yapıyorlardı. Bu şekilde hiçbir yere varılamayacağını; çünkü asıl meselenin alkollü içki içme konusunun dini ve vicdani bir mesele olduğunu anlatmak gerektiğini, söylüyordum.

Gerçekten denizcilik mesleğinin ilk yıllarında bu içki içmemek yüzünden çok büyük mücadelelere girmiştim. Gemi komutanları resmen “emrediyorum içki içeceksin” dediği halde karşı çıktım diye bütün subaylar bana hücum ediyor sanki suçlu benmişim gibi yapmadıkları fenalık kalmıyordu.

Sonunda irtica soruşturmaları başladı. Bazı kişilere namaz kılmaları ve dini kitapların okunması için baskı yaptığım için sorgulanmaya başladım. Karşıma çıkardıkları kişiler “evet öyle diyordu” diyerek yaptığım güzel bir işi ayıp diye göstermeye çalışmışlardı. Bunlara “evet, bunları söyledim fakat baskı yaparak değil teşvik ederek anlatmıştım” diye savunmamı yapmıştım.

Nihayet 28 Şubat 1997 dönemine gelmiştik. Ordudaki din düşmanlığı maksimum düzeye çıkmıştı. Eşi baş örtülü askerler, Batı Çalışma Örgütü adı verilen gayrı meşru bir örgüt tarafından fişlenmişti. Ben zaten “sakıncalı” bir subaydım. Bir de eşimin baş örtüsü olunca katmerli bir suçlu olarak Yüksek Askeri Şura kararı ile resen emekli edilmiştim.

Benim gibi binlerce asker aynı akıbeti yaşamış fakat FETÖ örgütü başörtüsü, içki, namaz ve oruç gibi konularda yasakçı komutanların emirlerini dinledikleri için orduda kalmışlardı. Bu insanlık dışı emirleri aynı zamanda Feto da vermişti. Şimdi müebbed ceza alan bu din düşmanı generaller ve FETÖ örgütü mensupları böylesine aşağılık insanlardı.

Şimdi hesap verme zamanıdır. Yaşadığımız bu acı hatıraları dile getirmek lüzumu vardır. Zira “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”. Yani yaşanan olayları çok çabuk unutur. Bir de yeni nesiller bir çok şeyden habersizdir. Biz anlatmasak yaşanan bu iğrenç işleri kim anlatacak?

Bu nedenle 28 Şubat’ın darbeci generallerine ve FETÖ örgütünün nedamet etmeyen üyelerine asla acımayınız. Eğer onlara merhamet ederseniz dindar insanlara karşı işlemiş oldukları suçlarda, ortak olursunuz. Ruzi mahşerde bu sefer bizimle karşı karşıya kalırsınız, vesselam…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okyr

Siz nasıl.mezun oldunuz.

İrtica ve YAŞ

28 Şubat döneminde YAŞ kararlarıyla Ordudan ihraç edilen subay ve astsubaylar FETÖ mensuplarının hem İslama hem de Vatana nasıl ihanet ettiklerini bizzat gördüler. 28 Şubatçı generaller samimi olarak dini inançlarının gereğini yerine getiren askerleri ihraç ettiler. FETÖ cü askerlere amerikanın isteği üzerine dokunmadılar. Üst aklın planlamasıyla yapılan operasyon sonucu kemalist darbeci zihniyetli subaylar kaybetti FETÖ cü darbeci zihniyet Silahlı Kuvvetlerin her kademesine yerleşti. İkisinin de birbirinden farkı yoktu. 15 Temmuz 2016 da kanlı bir darbe ve işgal girişiminde bulundular. Milletimiz büyük bir cesaret ve feragatle bu hainlerin planını altüst etti ve tüm dünyaya imanın gücünü gösterdi. 28 Şubattan 15 Temmuza kadar cereyan eden haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, zulüm, kan ve gözyaşında, yüzmilyarlarca liralık maddi zararda KEMALİST ve FETÖİST zihniyetli darbecilerin rolü büyüktür. Unutmayalım uyanık olalım vesselam.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23