• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

Doğu Akdeniz’de Yeniden Hilal Salip Savaşı

17 Haziran 2019
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

Maide Suresi 54. Ayetin meali şu şekildedir: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever. Onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetlidirler. Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah’ın lütfu geniştir; O her şeyi bilir

Bu ayete masadak olan yani ayetin bahsettiği kavim olan Türkler; bin yıldan beri İslam’a düşmanlık eden Haçlılara ve Müşrik Moğollara karşı mücadele etmişlerdir. Ebrehe’nin ordusu gibi Kâbe’yi yıkmak isteyen her kavim karşısında İslam’ın mücahit kavmi olan Türkleri bulmuşlardır.

Önce taş taş üstünde baş baş üstünde bırakmadan ilerleyen Moğolları, Ayncalut’ta bozguna uğratan Türkler olduğu gibi Papa’nın girişimi ile Müslümanları yok etmek isteyen Haçlı ordularını da Anadolu’ya gömenler; yine Türk mücahitleri olmuştur.

Şimdi de Haçlılar, Yahudileri yani İsrail’i ve Arap kuklalarını yanlarına alıp tekrar İslam topraklarına saldırmaya devam ediyorlar. Nasıl ki 1974 yılında Kıbrıs’ta bunların heveslerini kursaklarında bıraktık; aynı tokadı yemek için gün sayıyorlar. Türkiye’nin onayını almadan Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama ruhsatı veren Güney Rum Kesimine destek olmaya çalışıyorlar.

Şu anda Doğu Akdeniz’de yirmiye yakın Hristiyan ülkenin savaş gemileri fink atıyor. Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) haklarını görmezlikten gelerek Yunanistan ve Güney Rum Kesimine destek olmaya çalışıyorlar.

Bu amaçla neredeyse Akdeniz’deki bütün devletler Doğu Akdeniz’e dolmuş durumda. ABD’nin öncülük ettiği koalisyonda kimler yok ki? İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere savaş gemileri güya Libya’ya yapılan ambargoyu denetliyorlar. Bu amaçla Mısır, ve Libya’nın doğusunu işgal eden General Hafter’i de yanlarına katmış gerçekte bölgedeki Türkiye’nin egemenliğini kırmak için çaba gösteriyorlar.

Geçenlerde Girit adasının güneyinde Libya’ya yük götürürken bu Haçlı koalisyonu yolumuzu kesti. Gemide arama yapacaklarını söylediler. Mecburen yol kesip gemiye girmelerine müsaade ettim. Kontrol ve arama görevleri devam ederken helikopter ile gemi çalışanlarına silah doğrultuyorlardı. Bunun çok çirkin bir davranış olduğunu söyleyerek protesto ettiğimi söyledim. Derhal gemimizi terk etmelerini istedim.

İspanyol savaş gemisinde, Hristiyan devletlerin her birinden çeşitli asker timleri görev yapıyordu. Kendilerini “Avrupa Koalisyon Kuvveti” olarak tanıtıp Libya’ya silah ambargosunu denetledikleri iddia ediyorlardı. Saygısız tutumları nedeniyle ikazımdan sonra geri adım atıp helikopterlerine gerekli talimatı verdiler. Arama ve kontrol işlemlerini çabuklaştırdılar.

Gemim yabancı bayraklı ve çalışanları ise Hintli, Ukraynalı ve Gürcistan vatandaşı idi. Fakat gemideki arama timi komutanlarına; Türk olduğumu bu denizlerin Türkiye egemenliğinde olduğunu söyleyerek dikkatli olmalarını hatırlatıyordum.

Gemi komutanından aldıkları talimat gereğince bütün arama ve kontrol timleri personelimize karşı gayet saygılı ve titiz olmaya gayret gösterdiler. İşlerini çarçabuk bitirmelerini çünkü deniz ticaretinde “zaman eşittir para” olduğunu söylediğimde ise savaş gemisinden izin alıp gemimizi terk ettiler.

Benim yaşadığım bu olaydan bir müddet sonra boyuna posuna bakmadan Güney Rum Kesimi, Mayıs ayından bu yana Kıbrıs’ın 36,50 deniz mili açığında bulunan Fatih sondaj gemisinde çalışanların isimlerini elde ederek tutuklama emri çıkardı.

Ülke olarak tanımadığımız bu korsan devleti, Haçlı dayanışması içindeki Batılı devletler, çok şımartıyorlar. Ülkemiz karasularına gemilerinin girmesi yasak olan Güney Rum Kesimi, bölgede görev yapan Haçlı koalisyonuna ait savaş gemilerinin de desteği ile sondaj gemimizde çalışan 25 kişi hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarmaya cüret edebiliyor.

Bu duruma bizimle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) tepki göstererek Rumların tutuklama kararını “yasa dışılık, haksızlık, hukuksuzluk” olarak cevaplandırdı. Aslında tutuklanması gereken varsa o da münhasır ekonomik bölgemiz sınırları içinde önerilerimizi ve haklarımızı yok sayarak anlaşmalar ve araştırmalar yapan Rumlardır.

Gerçekten de Rum Yönetimi ve kendileri ile işbirliği yapan Haçlılar; Türkiye ve KKTC'yi Doğu Akdeniz’den dışlamaya, haklarımızı arzu ettikleri gibi gasp etmeye çalışmaktadırlar. Bütün oyun, her türlü yola başvurarak Türkiye’nin ve Müslümanların güçlenmesini engellemektir.

Haçlılar bilmelidir ki Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını kimse yok sayamaz ve haklarımızdan geri adım atmaya zorlayamaz. Fatih Sondaj gemisinin çalışmalarına engel olamazlar. Eğer hakkaniyet ve adalet ölçüleri çerçevesinde uzlaşmak isterler ise kapımız açıktır. Lakin buna yanaşmazlar ise mütekabiliyet esası çerçevesinde atılması gereken her türlü adım atılacağını bilmek zorundadırlar.

İşte yaşadığımız son haftalardaki gelişmeler ve Kıbrıs etrafında dönen dolaplar; meselenin “Hilal-Salip” mücadelesi olduğunu gayet net olarak göstermektedir. Müslüman tarafı hiç dinlemeyip Hristiyanların haksızlıklarını her vesile ile destekleyen Batılı ülkeler, bin yıldan beri bu denizlerde nasıl hüsrana uğratılmış ise yine aynı şekilde mağlup edilecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Çünkü Rabbimizin inayeti ve yardımı Maide Suresindeki gibi Müslüman Türklerle beraberdir. Çünkü Türkler Allah’ı sever Allah’da Türkleri sever, vesselam…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23