• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

Aileyi Korumak Devletin Anayasal Görevidir

22 Şubat 2021
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

Hala Orhan Aldıkaçtı’nın Darbeci Kenan Evren’e “Ne vereyim abime!” diyerek hazırladığı bir darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Öyle ucube bir anayasa ki; o kadar yama yapıldığı halde hala iğreti bir şekilde duruyor.

Bu ucube 1982 Anayasasında bile ailenin korunması ile ilgili maddeler var. Üçüncü Bölümde yer alan Sosyal ve Ekonomik Haklar Ödevler, başlıklı bölüm “Ailenin Korunması” için düzenlenmiştir.

Anayasanın 41. Maddesi şöyledir:

“Aile, Türk toplumunun temelidir” ve “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ve uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” şeklinde temel esasları belirlemiştir.

Ne kadar ucube de olsa devletin temel nizamnamesi olduğundan anayasanın gereklerine uymak hükümetlerin temel vazifelerindendir. İşte bu anayasal gereklilik çerçevesinde hükümetimizin yapması gereken çok önemli görevleri vardır. Aile ve özellikle de annenin ailedeki yeri açısından çok önemli bazı konuları hatırlatmak istiyorum.

Aileyi korumanın en önemli sebebi; annelere gerekli saygının gösterilmesidir. Fakat anneliği ve özellikle de ev hanımlarını aşağılayan, küçük düşüren o kadar tutum, söz ve davranışlarla karşılaşıyoruz ki buna karşı kös kös oturan memur ve bürokratları gördükçe üzüntüye kapılmamak elde değildir. Hatta daha kötüsü şudur ki; anneyi ve ev hanımlığını küçümseyen kamu görevlileri bu saygısızlığı daha çok yapmaktadır. Burnundan kıl aldırmayacak kadar kibirli ve fütursuzca bu büyük haksızlığı yapan bürokratların yanında hemcinslerine hakaret eden kadınlara da rastlamak mümkün.

Bir kadın milletvekilini “Aile ve Sosyal Planlamalar Bakanı” yaparak iş çözülmüyor. Önemli olan kadınlara ve özelde de ev hanımlarına karşı yapılan çirkin propagandaların önüne geçmektir. Toplumumuzun temeline kibrit suyu döken bu sistematik saldırılara karşı durmak hükümetin önemli görevleri arasındadır.

Hükümetin alması gereken tedbirlerden birkaç tanesini arz etmek istiyorum:

Ücretlilere aylık olarak ödenen ve çalışmayan eşler için verilen “Aile Yardımı” hala çok düşük seviyelerdedir. En önemli çalışanların başında gelen “ev hanımlarına” bir öğle yemeği kadar dahi tutmayan bu paranın makul seviyelere çıkarılması gereklidir. Yine ücretlilere ödenen çocuk yardımı da çok düşük miktarlardadır.

Cumhurbaşkanımız ülkemizin geleceği için haklı olarak yeni evlenen gençlere üç çocuk tavsiyesinde bulunuyor. Lakin hükümet komik denecek bir ücretle sanki en büyük zenginliğimiz olan genç insan kaynağımıza makul bir ücret ödemelidir ki aileler üç çocuk sahibi olmak istesinler.

Maalesef Devletimiz; kadınları yuvalarından çıkarıp modern köle haline getirmek için olağanüstü bir çaba göstermektedir. Hâlbuki bu yol; çıkmaz sokaktır.

Bundan yıllarca önce yazılıp kitap haline getirilen ve sosyal hayatın en önemli kurumu olan ailenin korunması için yıllarca emek vermiş yazarların kitaplarından bahsetmek istiyorum.

Şu anda ABD başkanı seçilen Biden’ın ekibinde yer alacak olan Demokrat Parti Senatörü Prof. Dr. Elisabeth Warren ve değerli bilim kadını Suzanne Venker’in aynı adı taşıtan eseri ki ( The Two-income Trap = İki gelir Tuzağı) dünya kamuoyunda çok bilinen iki önemli eserdir. Bu kitaplarda çalışan kadınların aileye ikinci bir gelir getirmesine rağmen tüketim konusundaki savurgan yaklaşımları dile getirmektedir. Sonuçta kadınların çalışmasını”tuzak” olarak ele alan bu çalışmaları Allah nasip ederse kitap haline getirip neşretmeye çalışacağım. Tercümelerinin çok büyük bir kısmını yaptığım bu kitapları çeşitli makalelerimde ele aldığımı beni yakından takip eden okuyucularım iyi bilirler.

Elbette bu çalışmalardan başka anneliğin toplum için ne derece hayati olduğunu ifade eden dini referanslara da önem verilmesi gereklidir. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı “Cennet anaların ayağı altındadır” hadis-i şerifini ele alıp bu konuda toplumumuzu aydınlatmak zorundadır.  Çünkü insanın en büyük ve önemli öğretmeni annedir. Annelerin hakkını hiçbir çocuk dünyada yaptığı iyiliklerle ödeyemez. Bu konuda devletin her kademesinde annelik makamına gerekli saygının gösterilmesi şarttır.

Hâlbuki tam tersine ev hanımları itelenip kötülenmekte, “işe yaramayan kadınlar” adı altındaki propagandalara devlet kurumları maalesef destek olmaktadır. Bu ise kabul edilemez bir durumdur. Bu konuda gereken hassasiyeti göstermeyen bütün yöneticiler ağır bir eleştiriyi hak etmektedirler.

Bu can bu tende durdukça önüme açılan her kapıda, yöneticilere anayasal görevlerini yapmaları için hatırlatmalarda bulunmaya devam ediyorum. Varsın bu gayretimi siyasi bulup çamur atmaya kalksınlar. Doğru yoldan şaşmamak gerekiyor.

Günümüzdeki toplumsal sorunların kaynağında özellikle kadına şiddet olaylarında anne şefkatinden mahrum kalmış çocuk eğitiminin büyük rolü vardır. Hiçbir anaokulu ve gündüz bakımı kreşleri, anne şefkatini veremez. Şefkat göremeyen bir insanın merhametli olmasını beklemek ise bir ham hayaldir.

Anaokulu ve benzeri kurumların çoğalmasını teşvik etmek yerine ailenin güçlenmesine yol açacak olan ve halen de başarılı bir şekilde devam eden “konut edinme” teşviklerine çok ihtiyaç vardır. Suç oranının düşmesini istiyor isek evlerinde anne sevgi ve şefkati ile büyüyen insanlar yetiştirmek zorundayız.

İsraf ve günümüzde bir hastalık haline gelen tüketim alışkanlıkları, aile bütçesini yok etmektedir. Çalışan kadınlar tasarruf yapmak yerine bilakis tüketim tuzağına çok kolay düşebilmektedir. Ev hanımları ise tasarrufun en güzel şeklini yapma konusunda mahirdirler. Giyim, gıda masrafları, eğitim ve temizlik harcamaları gibi aile harcamalarının çok büyük bir kısmını ev hanımları sayesinde sürdürülebilir hale getirmek mümkündür. Aksi takdirde 2008 yılında ABD’de başlayan bütün dünyayı saran, ev ipoteklerinin ödenmemesi krizi gibi krizler kapıda beklemektedir. Bu konudaki en önemli çareyi ev hanımları bulmuş ve halen de en güzel şekli ile göstermektedirler.

Unutulmaması gereken diğer bir konu da şudur: Kadınları çalışmaya zorlamak İslam dinine göre kabul edilemez bir tutumdur. Kadın isterse çalışabilir onlar için bir yasak yoktur. Fakat bir Müslüman erkek; karısını çalışmaya zorlayamaz. Keza % 99’u Müslümanlardan meydana gelmiş bir ülkenin yöneticileri de maişet için kadınları çalışma hayatına girmeye zorlayamaz. Bu acı gerçekten ne yazık ki birçok kamu görevlisi ve siyasetçi bihaberdir.

Sayısı her geçen gün artan boşanma olaylarının en önemli sebeplerinden bir tanesi kadınların çalışma hayatına zorla sokulmasıdır. Kadınlar bu konuda devletin desteğini bir yere bırakın bilakis baskıları ile karşı karşıya kalmaktadır. Modernitenin dayattığı “kadınlar çalışmak zorundadır” kuralına karşı aileyi korumakla görevli bürokratların hiçbir çabası olmamaktadır.

Boşanmalar sonunda ortaya çıkan parçalanmış ailelerin meydana getirdiği sosyal yaraların kapanması öyle üç beş kuruşluk bütçe ile onarılamamaktadır. Hâlbuki aileyi güçlendirecek olan “anneliğe saygı” anlayışı en önemli şifa kaynağıdır. Bunu görmeyen ve bilmeyen insanlar kolayca boşanıp hem kendilerini hem de toplumu büyük bir çıkmazın içine sokmaktadırlar.

Bunlar ilk başta akla gelen birkaç husustur. Bu maddeleri çoğaltmak mümkündür. Devletimiz kendisi ile çelişkiye düşmeyecek şekilde bu adımları atmakla yükümlüdür, vesselam…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Salih

Hadi kızlar okula,kardelenler projeleri ak parti projeleridir.Basörtüsüne özgürlük de en önemlisidir.Acaba amaçları insanımizi eğitmekmiydi?Eğer eğitmekse amaç,kadın güreşi atasporumuzmu oluyor?Yada artık milletimiz oğlanevine gidip memur kızlarına işsiz damatmi isteyecek..Ayrıca iki,üç yıldır nikahlarda üç çocuk söylemi unutulmuştu.Çünkü bu söylem 6284'e göre şiddetdi.Demekki siddete devam kararı alınacak,yada 6284 ortadan kalkacak.Sayın yazarım gayretiniz için sonsuz teşekkürler ediyorum.Ha süresiz nafaka haramınıda unutmayalım.Onu kaldırmaya imkanı olupda kaldırmayan bir müslüman olacağını düşünemiyorum.Olursada seçim var,hem ahiret var.

H Şevket İnce

Vehbi kara kardeşim Hastalığı teşhıs etmek cöxümün yarısıdır derler önce problemi anlamak ne kadar önemli kadını tanımayımca olacağı şeyler bunlar batıya uymak sorunu cözmuyor aileden sorumlu bakanın ve bütün erkekleri ilgilendiriyor bu yazı Aileler parcalanmadan çözüm üretmek zorundayız Sadece tıbbı çözümlerle de bu işler çözülmüyor Aile kurmak zor Davam ettirmek daha zor Birde aileleri yanliz bırakmak daha zor Son cümiem Yakıtı insan ve taş olan cehennem den ailenızı koruyun emrı her erkeği ilgilendiriyor böyle bir zamanda bu kaleme Allah CC bereket ıhsan eylesin duası amin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23