• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

ABD’nin Büyük Yalanı 50 Yaşında

06 Mayıs 2019
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

Bir söz vardır “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” diye. Fakat ne ilginçtir ki 20 Temmuz  1969’da üretilen bir yalan aradan 50 yıl geçtiği halde hala bütün dünyaya yutturulmuş durumdadır.

İşte günümüzde ABD’nin yaşadığı en önemli sorun budur. O kadar çok gerçek dışı ve yalan söylemişlerdir ki; hiçbir yönetici böylesine berbat bir durumdan kurtulabilmek için geri adım atamamaktadır.

Dünya kurulalı beri hiçbir yalan “ABD’nin insanlı Ay Yolculuğu “ kadar uzun ömürlü olmamıştır. Kısa süre içerisinde gerçekler ortaya çıkmış yalancılar, söylemiş oldukları gerçek dışı sözleri itiraf etmişlerdir. Zira gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkma huyu vardır.

Bugünün teknolojisi ile Ay’a insanlı bir yolculuk yapmak hala çok zor iken, ABD’nin yalan makinesi NASA, 50 yıl önce 6 defa Ay’a insanlı uçuş yaptığını söyleyebilmektedir. İşin daha ilginci bu yolculukta çekim yaptıklarını iddia ettikleri film ve görüntü kayıtları kayıptır.

Ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde bu insanlı yolculuğun gerçek değil bir kurgu olduğu ve simülasyon olduğu çok açıktır. ABD’nin 50 yıl önce 20 Temmuz’da yaptığı bu yolculuğun bugünkü teknoloji ile ve gelişmiş uzay araçları ile yapılması hala çok zordur. Uzayda araçların birbirinden ayrılıp yeniden kenetlenmesini bir tarafa bırakalım Güneş radyasyonundan korunmaya ve Ay yüzeyinden kalkışa kadar bir çok konuda çalışmalar yapılması gerekiyor.

Daha önce Ay’a gönderilen ve Apollo uzay mekiğinden önce yüzlerce kez denemeler yapılmıştır. Bu denemeler hep başarısız olmuş, onlarca astronot hayatını yitirmişti. Ay’a iniş için düşünülen modül gönderilmeden önce Ay’a çok yakın iken çekilmiş gerçek resimler vardır. Zaten İnsanlı Ay Yolculuğu Simülasyonunda bunlar en önemli destek malzemesi olmuştur. Fakat bu resimlerden başka hiçbir resim ve belge Ay üzerinde çekilememiştir. Diğer görüntülerin kayıp olmasının asıl sebebi de budur.

Çok defa sorulan ve cevapsız bırakılan “6 Defa gerçekleştirdiğinizi iddia ettiğiniz insanlı Ay yolculuğunu bugün niçin yapamıyorsunuz?” sorusunun cevabı; ulaşılan teknolojinin insanlı bir yolculuk için hala yetersiz olduğu gerçeğidir.

Peki, bu yolculuk yani insanlı olarak Ay’a gidebilmek mümkün müdür?

Elbette mümkündür. Fakat tıkanma noktasına gelen ve çok fazla sayıda astronotun hayatını kaybetmesine yol açan güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi şartıyla insanlı yolculuk mümkündür. Fakat insan hayatı riski taşıdığı için kimse böyle bir yolculuğa cesaret edememektedir.

Bununla birlikte insansız uzay araçları ile bu yolculuklar yapılabilmektedir. Fakat bu yolculukta kullanılan canlı organizmalar Van Allen kuşağı dışındaki Güneş radyasyonlarına karşı hayatta kalamadıkları için şimdilik Ay yolculukları insansız olarak yapılmaktadır. Nitekim Çin, Ay’ın Dünya’dan görünmeyen yüzüne bir uzay aracı indirmeye muvaffak olmuştur.  

Yolculuk konusunu bir tarafa koyup şimdi neden böyle bir yalana tevessül edilmiştir bunu açıklayalım ve bu konuda bilim adamlarına düşen önemli vazifeleri bir daha tekrarlayalım:

İnsanlı Ay yolculuğunun yapıldığı iddia edilen 20 Temmuz 1969 tarihinde ABD’nin Vietnam savaşı devam ediyordu. Bu savaşta 50 binden fazla ABD askeri ölmüştü. Karşılığında çoğu sivil bir milyona yakın Vietnamlı insan vahşi bir şekilde öldürülmüştü.

Savaşın korkunç maliyetinin yanında “Vietnam Sendromu” adı verilen dehşetli bir psikolojik hastalık bütün ABD halkını sarmıştı. ABD’li silah sanayicileri dışında korkunç bir karamsarlık ülkede kol geziyor ülke tam bir kaosun içine sürükleniyordu.

ABD hükümeti bu esnada maliyeti çok yüksek miktarlara yükselen Ay yolculuğu programını sürdürmeye maddi imkansızlıklar nedeni ile çare bulamıyordu. İşin daha kötüsü onlarca astronot sırf bu yolculuk yüzünden hayatını kaybetmiş kimse bir daha bu teneke parçalarına girip bile bile ölümü göze alamıyordu.

İşte özellikle ABD toplumuna Vietnam bozgununu unutturacak ve ABD’nin hala dünyanın süper gücü olduğunu gösterecek böylesine büyük bir yalanı uydurmak zorunluluğu doğmuştu. Önce ABD Başkanı Nixon başka çare olmadığı gerekçesi ile bu Ay simülasyonunu sanal olarak gerçekleştirilmesi talimatını verdi.

Hollywood teknikleri ile ABD’nin askeri yasak sahası olan 51 Bölge’de çekimler yapıldı ve Başkanlık yöneticilerine izlettirildi. Bu çalışmanın maliyeti çok düşüktü ve gerçek uzay çalışmaları ile mukayese edildiğinde bütçeye büyük bir yük getirmiyordu. Üstelik böyle bir yalana alet olacak astronotlar bunu kabul ediyorlardı. Çekimlerde bazı aksaklıklar olmuş ve basına sızdırılmış ise de hayatlarını riske edecek bir durum yoktu.

İnternet ortamına da düşen bir takım görüntülerde astronot Neil Armstrong, Ay’a ilk defa ayak bastığı sırada bir anda stüdyodaki tavandan kopan büyük bir metal cisim Armstrong‘un sol koluna çarpıyor ve herkes yardıma koşuyordu. Sanatçı titizliğinde rolünü oynayan Amstrong çok kızmış etrafına tehditler savurmuştu.

NASA bu konuda çok soğukkanlı bir şekilde itirafta bulunarak; "Bu gerçekten de yerde yapılan deneme çekimleri sırasında yaşanan talihsiz bir kaza olmuştur. Üstelik yerde birçok prova çekimleri de yapıldı. Fakat bazı insanlar bunu orijinal görüntülere monte edip bizimle dalga geçiyorlar. Oysa biz; insanlığın hizmetine sunulan büyük bir başarıyı gerçekleştirdik".

Bu yalanın uydurulmasında daha bir çok sebep vardır. Bir iki tanesini daha söylemekte yarar vardır. Örneğin Rusya ile silah yarışında büyük çaba harcayan ABD’nin, dünya kamuoyu önünde uzay konusunda da Rusya‘dan geri kalmaması gerekiyordu.  Çünkü Ruslar tarafından başarılabilecek bir ilk iniş, Amerika‘nın savunma teknolojisindeki üstünlüğüne büyük bir darbe vurabilirdi. Süper güç olmasına yarayan silah satışları kesilirse; ülke ekonomisi felç olabilirdi.

Ay’dan gelen görüntülerin tarihiyle ilgili araştırma yapan Avustralyalı bilim adamı John Sarkassian, NASA’ya başvurarak kasetleri izlemek istediğini söylemiş ancak tüm aramalara rağmen görüntü kasetleri bulunamamıştı.

Hiç kimse kasetlerin yerini bilmiyordu. Bu olay bilim dünyasını ayağa kaldırmıştı. Orijinal görüntüler, manyetik bantlara kaydedildiği için bozulma riskleri çok yüksekti ve bir an önce bulunup dijital disklere kaydedilmeleri gerekiyordu. Yoksa gelecek nesiller, insanlık için büyük adımları sadece bozuk televizyon görüntülerinden izleyebilecekti.

20 Temmuz 1969’da gerçekleştiği iddia edilen seyahat, NASA’nın zamanın son teknolojisiyle üretilen kameraları tarafından canlı olarak yine NASA’nın Kaliforniya ve Avustralya’daki televizyon istasyonlarına gönderilmişti. O zamanlarda bu görüntüleri işleyecek teknolojisi olmayan televizyon kanalları; orijinal görüntülerin yansıtıldığı perdelerden çekim yapmışlardı.

Bu nedenle eldeki çok az görüntü; orijinallerindeki kadar net olarak görülemiyordu. Manyetik bantlı video kasetlere kaydedilen orijinal görüntüler ise 1970 yılında ABD Ulusal Arşivleri’ne kaldırılmış ve 1984’de hiçbir neden belirtilmeden Maryland’deki Goddard Uzay Üssü’ne taşınmıştı.

İşte ABD’nin bu büyük yalanı bu şekilde ispatlanmıştı. Aslında Ay’a insanlı olarak hiç gidilmemişti. Tüm görüntüler Hollywood stüdyolarında sanal gerçeklik üreten cihazlarla çekilmişti. Başkan Nixon ve ABD’li yöneticiler,böyle akıl almaz bir sahtekârlığa imza atmıştı.

Evet, ne yazık ki insanoğlu hiçbir zaman Ay’a inmedi ve bizler Nixon’la birlikte Amerikan hükümetleri tarafından aldatıldık.

Nixon, belki böyle bir yalana ekonomiyi ayakta tutmak, dikkatleri başka alanlara çekmek ve uzay yarışını kazanmak için imza atmış olabilir. Fakat sonradan gelenlerin bu yalanı sürdürmeye hiçbir hakları yoktur ve en az Nixon kadar suçludurlar.

Elbette o güne kadar Amerikan hükümeti, uzay çalışmaları için 30 milyar dolar harcamış ve olası bir başarısızlıkta vergi konusundaki hassas kamuoyu, bunun hesabını soracaktı. Giden paraları taçlandırmak için böylesi büyük bir yalan geliştirilip uygulanmıştı. Gururlanan halk, artık parasının peşine düşmeyecekti.

Amerikan halkının kötü giden Vietnam Savaşı’na yönelik itirazlarını dindirmek isteyen hükümet, sahte Ay uçuşlarını gündeme sokmuştur. Dikkatle bakıldığında, Vietnam Savaşı’nın bitimiyle, Ay uçuşlarının bitirilmesi aynı döneme rastlamaktadır. Bu nedenlerle o tarihlerde Ay Simülasyonunun yapımcısı Nixon ve hükümetini anladık diyelim. Fakat 50 yıllık bir yalan hala nasıl sürdürülebilir? İşte asıl muamma budur,vesselam…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23