• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Gülek
Süleyman Gülek
TÜM YAZILARI

Merhamet ve Toplumsal Dayanışma

19 Ağustos 2025
A


Süleyman Gülek İletişim:

Merhamet ve Toplumsal Dayanışma

Süleyman Gülek

Merhamet, İslâm’ın özünü oluşturan en temel değerlerden biridir. Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın isimleri, bu dinin merhamet üzerine kurulu olduğunu açıkça ortaya koyar. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez” (Buhârî, Edeb, 18) buyurarak, merhametin sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu vurgulamıştır.

Merhamet, kalbin yumuşaklığı, vicdanın sesi ve insanlığın ortak paydasıdır. Müslüman, sadece kendisine değil; ailesine, komşusuna, hayvanlara, çevreye hatta tüm insanlığa merhametle yaklaşmak zorundadır. Nitekim bir başka hadiste peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökteki de size merhamet etsin” (Tirmizî, Birr, 16) buyurarak bu evrensel boyutu hatırlatır.   

 Günümüzde Merhametin Önemi: Gazze Örneği

Bugün merhametin ne kadar hayati bir değer olduğunu en çok Gazze’de görmekteyiz. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana ABD desteğiyle sürdürdüğü soykırıma varan vahşi saldırılar, Gazze Şeridi’nde eşi benzeri görülmemiş bir yıkıma ve büyük bir zulme neden oldu. Devam eden saldırılarda şu ana kadar 61 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti, 124 binden fazla kişi yaralandı. Ölü ve yaralıların büyük kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Ayrıca 11 binden fazla kişi kayıp, yüz binlerce sivil ise yerinden edilmiş durumda. Gazze’de insani yardım almaya çalışmanın bile ölümle sonuçlandığı bu süreçte İsrail’in yürüttüğü politikalar, sistematik aç bırakma ve toplu yok etme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Yıllardır süren abluka ve çatışmalar, Gazze’yi adeta bir açık hava hapishanesine çevirmiştir. Çocukların açlıkla mücadele ettiği, hastanelerin ilaç ve elektrik yetersizliği sebebiyle hizmet veremediği, masum sivillerin her gün ölümle burun buruna yaşadığı bir coğrafya hâline gelmiştir.

Son dönemde, yardım konvoylarına ulaşmaya çalışan masum insanların hedef alınması, insanlığın vicdanını derinden yaralamaktadır. Bu zulüm, sadece Gazze’deki kardeşlerimizin değil, tüm insanlığın ortak acısıdır. Kur’an-ı Kerîm, “Size ne oluyor ki Allah yolunda ve ‘Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize katından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla’ diyen zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna savaşmıyorsunuz?” (Nisâ Suresi, 75) buyurarak, mazlumların yanında olmayı Müslüman’ın en temel görevlerinden biri olarak nitelendirmiştir. Gazze’de yaşanan bu insanlık dramı, İslam’ın merhamet ve dayanışma ruhunu yeniden hatırlatmaktadır.

İslam Tarihinde Dayanışmanın Örnekleri

Merhamet, sadece bir acıma duygusu değil; harekete geçmek, el uzatmak ve paylaşmaktır. İslam tarihinde bunun en güzel örneklerinden biri, Medine’de Muhacir ve Ensar arasındaki kardeşlik bağıdır. Mekke’den hicret eden Muhacirler, mallarını ve yurtlarını geride bırakmışlardı. Ensar ise onları evlerinde misafir etmiş, ellerindeki her şeyi paylaşmıştı.

Kur’an-ı Kerîm, bu eşsiz kardeşlik örneğini şöyle övmektedir: “Onlardan önce o yurda yerleşmiş ve imanı benimsemiş olanlar, kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendi nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Haşr Suresi, 9) Bugün Gazze’deki kardeşlerimize sahip çıkmak da bu mirası devam ettirmenin bir yoludur. Maddi yardım kadar, onların sesini duyurmak, zulmü kınamak ve mazlumların yanında olduğunu göstermek de merhametin bir yansımasıdır.

Dayanışmanın İbadet Boyutu

İslam, toplumsal dayanışmayı sadece bir erdem olarak değil, aynı zamanda bir ibadet olarak görür. Kur’an-ı Kerîm’de, “Onlar, mallarını gece gündüz, gizli ve açık infak ederler. İşte onların mükâfatı Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara Suresi, 274) buyrularak, infakın hem dünya hem de ahiret saadetinin kaynağı olduğu vurgulanır. Gazze’deki mazlumlara yapılacak bir yardım, sadece bir hayatı kurtarmakla kalmaz; aynı zamanda insanlığın onurunu da korur. Dayanışma, sadece maddi yardımlarla sınırlı değildir. Bir tebessüm, bir güzel söz, bir dua ya da bir farkındalık kampanyası bile merhametin bir parçasıdır.

Zulme Karşı Sessiz Kalmamak

Gazze’deki zulme karşı sessiz kalmak, İslam’ın kardeşlik ve adalet anlayışına ters düşer. Nitekim “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Âl-i İmrân Suresi, 104) ayeti, Müslümanlara haksızlık karşısında susmamayı, mazlumların yanında olmayı emreder.

Bugün sosyal medya çağında, bir paylaşım, bir yazı ya da bir kampanya bile Gazze’deki kardeşlerimizin sesini duyurabilir. Her birimiz, kendi imkânlarımız ölçüsünde bu sorumluluğu yerine getirebiliriz. Bir yardım kuruluşuna destek olmak, bir imza kampanyasına katılmak ya da sadece çevremizi bilinçlendirmek bile dayanışmanın bir parçasıdır. İnşallah Gazze’deki bu İsrail zulmü bir an önce son bulur. Zalimler için yaşasın cehennem! 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ABdullah

Zalime merhamet mazluma zulümdür. 

Cem

Aaa CHP'yi suçlanmamişsin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23