• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Gözün aydın Aydın Doğan! Yine iyi yırttın...

20 Haziran 2019
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Sonunda beklenen oldu. Aydın Doğan ve kızı Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner’in de aralarında bulunduğu 4 sanığın “Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla yargılandıkları dava, önceki gün zaman aşımından düştü.

Şaşırdık mı?

Tabii ki hayır.

Zaten olacağı buydu. 

Dosyayı mahkeme mahkeme dolaştırarak Aydın Doğan’a paçayı sıyırtmak istiyorlardı, nihayetinde amaçlarına ulaştılar. 

Nasıl olduğuna gelin isterseniz birlikte göz atalım.

¥

Efendim, hatırlarsanız Aydın Doğan, 2000’li yılların başlarında kâğıt ithalatı yapmak için yurt dışında kurdurduğu tabelâ şirketi 1997’de faaliyete geçirmiş ve 4 sene sonra da bu şirket aracılığıyla kâğıt kaçakçılığı yapmakla itham edilmişti. Söylenenlere göre kaçakçılığın boyutu 60 milyon dolar civarındaydı. İddialar ortalığı kasıp kavurunca Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) harekete geçmiş ve 2008 yılında Aydın Doğan, kızı Hanzade Doğan Boyner, İmre Barmanbek ve Ali Rıza Temuroğlu hakkında dava açılmıştı. İddianamede, Doğan ve diğer sanıkların 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyordu.

Fakat heyhat! Mahkeme safahatı hiç de beklenildiği gibi olmadı.

Önce İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi yaptı yapacağını. Bu mahkeme, Aydın Doğan, gazete kağıdı ve baskı malzemeleri ithalatını yurtdışındaki off-shore şirketleri üzerinden gerçekleştirmesine, yani açık açık “kâğıt üçkâğıdı” yapmasına rağmen, ortada Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet olmadığına hükmederek 4 sanık hakkında beraat kararı verdi. Bu karar verildiğinde takvim yaprakları Temmuz 2011’i gösteriyordu. 

Sonrasında SPK mezkur beraat kararını temyiz etti. Dosya da doğal olarak Yargıtay’ın önüne geldi. İncelemelerini tamamlayan Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Aydın Doğan ve kızının da aralarında bulunduğu sanıkların mahkum olması gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. Üstelik oy birliği ile. 

Bu karar çıktığında 2012’nin nisan ayındaydık.

Davanın açılmasının üzerinden 4 yıl geçmişti, ancak dosya pin-pon topu gibi bir o mahkemeye, bir bu mahkemeye gidiyordu.

Yargıtay’ın bozma kararının ardından yerel mahkeme (İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi) topu bir defa daha önünde buldu. Yargıtay’ın bozma kararlarına yerel mahkemelerin uyması genel bir durum, direnme kararı verilmesi ise istisna olmasına rağmen, yerel mahkeme Aydın Doğan ve saz arkadaşları hakkındaki beraat kararında direnerek göğsünde yumuşattığı topu usta işi bir vuruşla tekrar ağlara gönderdi. Evet, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, yüksek mahkeme üyelerine adeta “Siz bu işlerden ne anlarsınız ki” diyerek posta koyuyordu.

Bu posta koyuşla birlikte Temmuz 2013’e gelmiştik bile. 

Peki ya sonrası?

Aslında bundan sonra yaşananlar da öncekilerden pek farklı değil, ama biz yine de aktarmaya devam edelim...

¥

7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin direnme kararı üzerine dosya Ceza Genel Kurulu’ndadır artık.

Lakin yaklaşık olarak bir yılda sonuçlanması gereken davanın, sadece Ceza Genel Kurulu’ndaki görüşmesi bile 500 günden fazla sürer. Bütün dosyalar raftan indirilir, fakat Aydın Doğan’ın dosyasının kapağı iki yıl boyunca nedense hiç açılmaz. Yargıtay yönetiminin değişmesiyle dava genel kurulun gündemine gelir, ama o da ne? 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yıllarca sürüncemede bırakılan davanın usulüne uygun açılmadığına hükmederek bozma kararı verir. (Bu kararın 23’e karşı 24 oyla alındığını, yani Aydın Doğan’ın, karpuz gibi ortadan ikiye bölünen 45 kişilik genel kurulda sadece bir oyla cezadan yırttığını tam da burada belirtelim.) 

Ve artık Haziran 2015’teyizdir.

Davanın açılmasının üzerinden 7 sene geçmiştir.

Evet, tam 7 koca sene...

Ama yeter mi?

Elbette yetmez.

Yetmez, zira Aydın Doğan’ı kurtarmak için bir süre daha dar alanda kısa paslaşmalar yapılması gerekmektedir.

Bunun için de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı girer devreye. O da Ceza Genel Kurulu’nun kararının kaldırılması itirazında bulunur. İtirazın üzerinden bir yıl geçer, bir yılın sonunda o itiraz da reddedilir.

En nihayetinde dosya dönüp dolaşıp yine yerel mahkemeye gelir. Yerel mahkeme, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na da kafa tutup ilk hükmünde bir defa daha direnince, iş yeniden Yargıtay 7. Ceza Dairesi’ne paslanır. Onlar da görevsizlik kararı vererek davayı Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ne yollar. Bu daire ise daha önce sanıklar hakkında verilen beraat kararını bozarak Nisan 2018’de topu yeniden yerel mahkemeye atar. Ve en sonunda da dava zaman aşımından düşer.

Nasıl? Sizin de kafanız karıştı değil mi?

Karışmamasına imkan yok zaten.

¥

Bugünlere böyle geldik işte.

Böyle geldik ve son “Gülen” Aydın Doğan oldu. Yakalama kararları, değişen/ölen hakimler, Fetullah Gülen’in avukatıyla iş tutmalar derken, bir film daha Aydın Doğan için yine “mutlu son”la bitti.   

Gözün aydın Aydın abi. Yine iyi yırttın vallahi.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23