• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Bayram gelmiş neyime

06 Haziran 2019
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Aslında hüznün ve kederin unutulduğu günler olması gereken bir bayrama daha maalesef buruk girdik. Zira 1.7 milyarlık İslam ümmeti, yıllardır olduğu gibi bu bayramda da kan ağlıyor. 

Gönül coğrafyamızda katliam ve çatışmalar ayyuka çıkmış durumda. Bunların üzerine bir de siyasi ve ekonomik buhranlar, emperyalist kuşatmalar, ambargolar, göç ve sürgünler eklenince, fotoğraf daha da karanlık bir hâl alıyor.

Kaç bayramdır bu böyle.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’yı bağrında barındıran Kudüs’e bakın; yıllardır siyonist işgali altında. Eli kanlı katiller, Filistinlilere her türlü zulmü reva görüyor.

Keza Afganistan ve Irak... ABD işgalinden bu yana bellerini doğrultabilmiş değiller. Gerek Afganistan’da, gerekse Irak’ta hemen her gün bombalar patlıyor, masum insanlar feci şekilde hayatlarını kaybediyor. 

Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimin faturasını ödeyen Yemen’in hali de ortada... Son 3 yılda 5 yaşın altındaki 85 bin çocuğun yiyecek bir lokma ekmek, içecek bir damla su bulamadığı için yaşamını yitirdiği bu ülkede halihazırda tam 20 milyon kişi açlıkla boğuşuyor. 

Yüzümüzü Suriye’ye çevirdiğimizde de, yine benzer sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Ha çözüldü ha çözülecek denilen Suriye meselesi aradan onca yıl geçmesine rağmen halledilebilmiş değil. Esed ve avanesinin katliamları dünyanın gözleri önünde tüm hızıyla sürüyor. Onbinler pazar yerlerinde, camilerde bitmek bilmeyen bombardımanlarla öldürülüyor.  

Doğrusunu söylemek gerekirse, “Doğu cephesi”nde de değişen fazla bir şey yok. Budist baskısı Arakanlıların hâlâ ensesinde. Uygur Türkleri ise kızıl Çin’in zulmü altında inim inim inliyor.

İran’da ambargo, Sudan’da Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın destek verdiği Askeri Geçiş Konseyi’nin bayramda da kan dökmeye devam etmesi, Mısır’da Batı destekli Sisi cuntasının zorbalıkları...

Ezcümle, İslam coğrafyasındaki zulümlerin ardı arkası kesilmiyor, sıkıntılar bir ülkede bitmeden bir başka ülkede başlıyor.  

İşgalcilerle işbirliği yaparak Müslüman kardeşlerinin kanını döken sözde Müslüman grupların hâlâ ortalıkta cirit atması, bunun yanında, ümmetin dertleriyle değil, emperyalizmin dertleriyle dertlenen kukla liderlerin koltuklarında oturmayı sürdürmesi ise işin asıl can sıkıcı tarafı.  

Öyle gözüküyor ki, mezhepsel ve meşrepsel taassuplarımız bizi her geçen gün uçuruma biraz daha yaklaştırıyor.

Bu, ülkemizde de böyle. Sanki kendimizden başka düşmana ihtiyacımız yok gibi. Sürekli bir çekişme halindeyiz. Her seferinde İslam’ın “vahdet” dini olduğunu söylüyoruz, ama nedense hep kesretten yana tavır alıyoruz. Müslümanlar olarak birleşme konusunda değil, adeta birleşmeme konusunda birlik içindeyiz.

Sorsanız, kendi doğrumuzdan başka doğru yok.

Hiç kimse farklı fikirlere, aykırı görüşlere tahammül edemiyor. Birbirimizi ötekileştirmek vaka-i adiye haline gelmiş vaziyette.

Cemaat ve tarikatlarda da aynı hoşgörüsüzlük söz konusu. Baksanıza, onlar da hayırda yarışacaklarına birbirlerinin kuyusunu kazmakla meşguller. Aralarında işi kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir etmeye kadar götürenler bile var.

Evet, belki farkında değiliz ama, dini kendi elimizle yıkmak için her türlü çabayı gösteriyoruz. 

Bayram günü böylesine karanlık bir tablo çizmek istemezdik fakat, maalesef vakıa bu.

Ne diyelim, Allah bari sonumuzu hayretsin. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23