Güçlü Türkiye, sürdürülebilir büyüme
Güçlü Türkiye, sürdürülebilir büyüme
ONUR YILMAZ
Türkiye, bir kez daha gücünü gösterdi. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3.7 büyüme oranıyla sadece rakamlarda değil, milletimizin azmi ve üretkenliğiyle de farkını ortaya koydu. 21 çeyrektir süren bu istikrarlı büyüme trendi, Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığının, kararlılığının ve vizyonunun somut bir göstergesidir.
Bu başarı tesadüf değil. Tarımda yaşanan olumsuzluklar, küresel ekonomik belirsizlikler, zirai don ve kuraklık gibi zorluklar karşısında dahi Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde dimdik ayakta kaldı. Tarım sektörü bu dönemde yüzde 12.7 daralsa da, sanayi, inşaat, finans ve iletişim sektörlerimizle ülkemiz büyümeyi sürdürdü. Özellikle sanayide yüksek teknolojili üretimin ön plana çıkması, sadece üretim kapasitemizi artırmakla kalmıyor, Türkiye’nin geleceğe dönük stratejik gücünü de perçinliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in işaret ettiği gibi, tarım dışı büyüme yıllık yüzde 5.6 olarak gerçekleşti. Bu, ekonomimizin lokomotif sektörlerinin gösterdiği gücün bir kanıtı. İnşaat sektöründe yüzde 13.9’luk artış, deprem bölgelerinin yeniden imarıyla birleşince, sadece ekonomiyi değil, şehirlerimizi de yeniden inşa etme iradesini simgeliyor. Finans ve sigortadaki yüzde 10.8’lik büyüme, Türkiye’nin ekonomik güvenilirliğini, yatırımcı için cazibesini gösteriyor.
Türkiye’nin başarısı sadece sayısal verilerle sınırlı değil. Bakan Şimşek’in belirttiği makine ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 11.3’lük artış, üretim kapasitesini güçlendiren stratejik bir adım. Bu, Türkiye’nin sadece bugününü değil, yarınını da inşa etme kararlılığının ifadesidir. Yatırımların artması, ekonomiye olan güveni ve Türkiye’nin küresel rekabetteki iddiasını ortaya koyuyor.
Ülkemizin gücü, iç dengede de kendini gösteriyor. Net dış talebin büyümeyi sınırlayan etkisi olsa da, iç talep ve yatırımların dengesiyle Türkiye, bu sınırı rahatlıkla aştı. Cari açığın milli gelire oranının yüzde 1.3 ile sürdürülebilir seviyede kalması, ekonomimizin sağlam temeller üzerinde yükseldiğinin göstergesi.
Büyümenin sürdürülebilir olması, elbette tesadüf değil. Mehmet Şimşek’in vurguladığı yapısal reformlar, verimliliği artırıcı yatırımlar ve emek yoğun sektörlerde üretimi destekleyen politikalar, Türkiye’yi sadece kısa vadeli büyüme hedefleriyle değil, kalıcı refah ve yüksek üretkenlikle buluşturuyor. Sulama altyapısının güçlendirilmesi, kaynakların etkin kullanımı, fiyat istikrarına odaklanan politikalar; tüm bunlar Türkiye’nin ekonomik vizyonunu yansıtıyor.
Türkiye, ekonomik zorlukları fırsata çevirebilen bir ülke olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yüzde 3.7’lik büyüme rakamı, sadece sayısal bir değer değil; aynı zamanda kararlılığın, disiplinin ve vizyonun simgesidir. Bu başarı, milletimizin üretkenliği, devletimizin kararlılığı ve ekonomideki yapısal dönüşümün birleşiminden doğuyor.
Önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin yükselişi sürecek. Yatırımların artması, üretim kapasitesinin güçlenmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesiyle, ekonomi sadece bugünün değil, yarının da kazananı olacak. Bakan Şimşek’in de ifade ettiği gibi, Türkiye’nin programı kararlılıkla uygulaması, bu kazanımları kalıcı hale getirecek, verimliliği artıracak ve rekabet gücünü pekiştirecek.
Türkiye, 2025’in üçüncü çeyreğinde sadece büyümedi; Türkiye, güçlendi. Ekonomisiyle, üretimiyle, yatırımlarıyla ve milletinin azmiyle geleceğe güvenle bakıyor. Bu büyüme, Türkiye’nin hem bölgesinde hem de küresel ölçekte söz sahibi bir güç olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ve bu güç, her yeni çeyrekle, her yeni yatırım ve her yeni reformla daha da pekişecek.