• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Armağan
Mustafa Armağan
TÜM YAZILARI

62 yıl önce idam edilen iki darbeci

22 Mayıs 2025
A


Mustafa Armağan İletişim: [email protected]

62 yıl önce idam edilen iki darbeci

MUSTAFA ARMAĞAN

4 Temmuz 1963 günü Ankara Merkez Cezaevi’nde heyecanlı saatler yaşanmaktadır. Emekli Binbaşı Fethi Gürcan bir hafta önce darbe suçundan idam edilmiştir. İhtilalin başı emekli Albay Talat Aydemir’in idamı ise avukatının uyanıklığı sayesinde son anda Askeri Yargıtay tarafından reddedilmişti. Hücresinde, hakkında verilecek yeni kararı gözlerine uyku girmeden beklemektedir. Bir şeyi daha: O sırada hâlâ ABD’de olduğunu zannettiği Başbakan İsmet İnönü’nün dönüşünü.

“Ah bir dönse” diyordu gardiyana, “beni kolay kolay asamazlar!” 

Ne var ki güvendiği dağa kar yağacak ve İnönü TBMM’de oyunu idam cezalarının infazı lehinde kullanacaktı. 

Eski Harp Okulu komutanı Albay Talat Aydemir 5 Temmuz sabahı hücresinden alınır, elleri arkadan kelepçelenip beyaz gömlek giydirilerek idam sehpasının önüne getirilir. “Ellerimi çözün, kendi işimi kendim görürüm” derse de buna imkân olmadığını söyleyip yağlı ilmeği boynuna geçirirler. “Memleket için hayırlı olsun” dedikten sonra sehpayı kendisi devirir. Saatler 02.46’yı gösteriyordur. Anlayacağınız, 27 Mayıs ihtilali, evlatlarından birinin daha başını yemiştir.

Bugünkü nesiller 27 Mayıs 1960 darbesini bilir de 1962 ve 1963 yıllarında Türkiye’nin iki darbe girişimi yaşadığını bilmez. Öyleyse hatırlatmakta yarar var.

İhtilalin halka vaat ettiği seçimler Ekim 1961’de yapılmıştır ama dik kafalı millet itirazını seçim sandığında dillendirmiş ve bütün tehdit ve zorlamalara rağmen CHP’yi tek başına iktidara getirmemiştir. Bunun üzerine komutanların ihtilal tehditleri İnönü-Gürsel ikilisinin devletin başına geçirilmesi sağlanmış ama bu da gelişmelerden hoşnut olmayan başka darbecileri harekete geçirmiştir. Nitekim Talat Aydemir’in komutanı olduğu Harp Okulu öğrencileri 22 Şubat 1962’de güpegündüz Meclis’e doğru yürüyüşe geçirilir. Bunun üzerine en yapılmayacak hareketlerden birisi yapılır ve kuvvet komutanları, Başbakan ve bazı bakanlar Çankaya’ya çıkarak Gürsel’le toplantı yapar. Bunun o günlerdeki manası şudur: Çankaya’yı ele geçiren devleti de ele geçirmiş olacaktır. Binbaşı Fethi Gürcan bölüğüyle Çankaya’ya gelmiş ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın komutasını devralmıştır. İş içeriye girip “devlet”i tutuklamaya kalmıştır.

Gürcan Binbaşı, Talat Albay’a Köşk’ten telefon edip “Hesaplarını göreyim mi?” diye sorar. Aydemir de hayatının hatasını yaparak, “Hayır”, der, “Serbest bırakacaksınız.” 

Bu sırada Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’dan “Kuşatmayı kaldırırsanız affedileceksiniz” yollu bir taahhüt mektubu getirirler. İstemez Aydemir. İnönü’den getirirler, onu da reddeder. 

Ordu ikiye bölünmüş olup kan akması kaçınılmazdır. Aydemir o gün Çankaya’ya tutuklama emri verse en azından Ankara’da duruma hakim olacaktır ama bir iç savaşı göze alamaz ve bir tüfek dahi patlamadan harekâtı durdurur. Anlaşılan, taahhütlere güvenmiştir. Bunun ne kadar yanlış bir tavır olduğunu çok geçmeden öğrenecektir. 

Harekâtı durdurması şartıyla hakkında hiçbir cezai işlem yapılmayacağı taahhüdünde bulunan İnönü dışarı çıkar çıkmaz darbe girişimini suçlar. Albay hemen tutuklanır. Ancak 73 subay arkadaşıyla emekli edildikten sonra serbest bırakılırlar.

Emeklilik günlerinde de boş durmayan Talat Aydemir yeni darbe çalışmalarına devam eder. Yeni planda darbe tarihi 31 Mart 1963 olarak belirlenmiştir. Neden 31 Mart? Anladınız onu. O gün Sultan 2. Abdülhamid’in devrilmesine giden yolu döşeyen 31 Mart 1909 isyanının 54. yıldönümüdür de ondan. Ancak hazırlıklar yetişmeyince darbe tarihini 21 Mayıs’a ertelerler. Bu defa akıllanmıştır Aydemir. İsyanı gündüz değil, gece başlatacak ve ilk iş olarak radyoyu ele geçirecektir. 

Geçirir de. Radyoda TSK’nın yönetime el koyduğu ilan edilir ve ardından darbe tiyatrosu başlar. Bir süre sonra o tarihte tiyatrocu olan Kartal Tibet’in ihbarıyla Ali Elverdi adlı subayın radyoyu ele geçirdiği görülür. Elverdi radyoda bir karşı bildiri okutarak az önceki harekâtın yanlışlıkla yapıldığına, hakikisinin kendilerininki olduğuna halkı inandırmaya çalışır. Aydemir yine teslim olursa da, bu defa paçayı kurtaramayacak ve Fethi Gürcan ile beraber idam edilecektir.

Değerli dostlar! Bundan 62 yıl önce Türkiye sinsice bir darbe tehlikesini kıl payı atlatmıştı. Halkta darbe bilincini uyandırmak için yakın tarihi iyi bilmemiz gerekir diye boşuna demiyoruz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUZAFFER...

ELİNE SAĞLIK HOCAM ALLAH C.C RAZI OLSUN ÖMRÜNÜZ BEREKET VERSİN İNŞALLAH AMİN, GENÇLER İYİ OKUSUNLAR KENDİ TARİHE YABANCILAR, GERÇİ BABALARININ YAPTIĞI HATAYI YAPMASINLAR, MİLLETİN VE DEVLETİN SEVGİSİ UNUTMAYIN Kİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN DÜŞMANLARI HAZIRLANMIŞ BEKLİYOR LAR........ETRAFIMIZDA.......VATAN SEVGİSİ MAYA GİBİDİR SÜTÜ BOZUK OLANLARDA TUTMAZ.....

AKIN

Bir şey anlamadım. Neden darbe yapmak istemişler. Kim neyi temsil ediyor?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23