İdlib ısınırsa açarız Avrupa kapılarını
İdlib çok mu cazip? Silah stoklarınızı sergileyeceğiniz vitrin bu kez İdlib mi? Savaş gemilerinize Akdeniz dar mı geliyor?
İdlib’de mi paylaşacaksınız kozlarınızı? O halde?
Açalım Suriyeli göçmenlere Avrupa kapısını…
Biraz da onlar düşünsün “halimiz ne olacak” diye!
Darbe fırsatçıları gibi kriz fırsatçılarını da teşhis ederek, tarihe gömebiliriz. IMF, uluslararası kredilendirme kuruluşları, Avrupa Parlamentosu, Amerika’ya bize yaptıklarının hesabını sorabiliriz.
Nasıl mı?
Suriyeli göçmenlere Avrupa kapılarını açarak tabii ki…
Sırtında onca Suriyeli yükü var iken Amerika’nın Türkiye’ye dolar operasyonu yapmasına seyirci kalan Batı’nın Türkiye’nin olası bu hamlesine karşı söz söyleme hakkı var mı?
Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’ye söz verdikleri nakdi yardımı yapmadılar!
Sözlerinde durmadılar…
Üstelik IMF’nin, Avrupa Parlamentosu’nun, uluslararası kredilendirme kuruluşlarının ve Amerika’nın Türkiye’ye uyguladıkları ekonomik yaptırımlara karşı da birkaç beylik açıklama dışında kıllarını kıpırdatmadılar!
AB sustu…
NATO sustu…
AP sustu…
Eeeeee?
Şimdi İdlib yani yeni bir göç akımı gündemde…
Türkiye bunlara ne diye güvensin ki bundan böyle?
Yani laf aramızda, “alma Türklerin ahını, çıkar aheste aheste!”
ŞEREFSİZ BUNLAR!
Dolar operasyonu yapanlar alçaksa, bunlar çukur…
Şerefsizlikte IMF’yi sollamış durumdalar…
Şeytanlıkta uluslararası kredilendirme kuruluşlarına pabucunu ters giydirir bunlar!
Şimdi depolar dolusu mal stokları var!
Dolar fırlayalı 2-3 gün olmamış…
Vitrindeki mallara iki katı fiyat yapıştırdılar!
Altını çiziyorum, henüz zamlı mal almamış durumdalar… Dolayısıyla krizden iki kat kâr elde ederek çıkıyorlar!
Tam da düğün sezonu hem de…
ABD vurdu, bir de bunlar vurdu…
Uluslararası kredilendirme kuruluşları kanımızı emerken, bunlar da milletin şah damarına yapıştı.
IMF bir avcı iştahıyla ekonomimizin tökezlemesini beklerken, içimizdeki şerefsizlerin eli de boş durmadı!
“Şimdi kızgın yağ dökem mi üstlerine!” desem, budanacak…
Tek tek tespit ediyorum bu fırsatçı şerefsizleri!
Bu sınanma süreçlerinde su yüzüne çıktılar yine…
Toplum şerefliler ve şerefsizler diye ikiye bölündü!
Bir yanda cebindeki üç-beş dolar birikimini gözünü kırpmadan bozduranlar… Diğer yanda depolar dolusu stoku varken, dolar spekülatörlerinin ekmeğine yağ sürüp, fiyatları ikiye üçe katlayanlar…
Milleti iliğine kadar sömüren tefeciler… Mantar gibi çoğalan karaborsacılar…
Bir de milletin cebindeki parasını hissettirmeden, ağrısız alan alçaklar var! Çikolatanın gramajını düşürenler… Sıvı deterjanı sulandıranlar… Kâr eden mağazalarının kapısına kilit vuranlar… Perakende sektöründen el etek çekmeye kalkanlar… Dinleri imanları vatanları para olanlar özetle…
Bu açıdan samimi olarak söylüyorum ki “iyi ki bu sınanma süreçleri var!” Dostu düşmanı suçüstü yakaladığımız kriz süreçleri… Yoksa maskeleri asla düşmez ve gerçek yüzleriyle tanıma fırsatı bulamadan milletin arasında yaşar dururlar.
Başkan Erdoğan’a atış yapmakla level atlamaya, Oscar kapmaya çalışanlar var!
Başkan Erdoğan’ı satarak, Avrupa Birliği ülkelerine “kapak atmaya” çalışan fırlamalar var…
Başkan Erdoğan, Başkanlık Sistemi ve dev yatırımlarına saldırarak IMF’ye el sallayan bunaklar var…
Başkan Erdoğan’ın kuyusunu kazarak İngilizlerin, Amerikalıların Türkiye’de oynayacakları oyunda başrol kapmak için yarışan eski dostlar var…
Aslan sürüsünün etrafında fırsat kollayan çakal sürüsüne benzer bunlar!
Bir zayıflık…
Bir dikkatsizlik…
Bir gevşeme gördükleri anda aslanın tepesine çökecek, etine dişlerini geçirecek sırtlan sürüleri…
Bilmiyorlar ki onca darbe teşebbüslerinden güçlenerek çıkan bu devlet, 15 Temmuz darbesinde tanklara meydan okuyan millet bu “ekonomik darbe” sürecinden de alnının akıyla çıkar!
Ondan sonra bu fırsatçılara da fena halde hesap sorar!
Hodri meydan!
Gerekirse kapı kapı dolaşarak bu kriz fırsatçılarına karşı bir duyarlılık hareketi oluşturabiliriz!