İsrail-İran savaşı nereye doğru evrilecek?
İsrail-İran savaşı nereye doğru evrilecek?
Mehmet Koçak
İran rejimi 79 devriminden sonra en tehlikeli dönemini yaşarken; İran 1988 Irak savaşından sonra en büyük saldırı ile karşı karşıyadır.
Büyük yıkım ve kayıplara sebep olan saldırılar ve suikast girişimlerine maruz kalan İran’ın rejim ve egemenliği tehlikededir.
İsrail’in İran’a canını yakan bir dizi saldırı düzenlemesinin ardından patlak veren bu savaş, sadece İran için değil, aynı zamanda istisnasız tüm bölge için de çok ciddi olumsuz sonuçları olacaktır.
İki ülke arasındaki çatışmaların tırmanması ve genişlemesi halinde neler olabilir? Bu saldırılar ve karşılıklı misillemeler bir büyük savaşa dönüşür mü? Veya ABD bu savaşa müdahil olur mu? Ayrıca bu savaş nereye doğru evrilir? gibi soruların cevaplarını zaman içindeki gelişmelerin seyri belirleyecektir.
Hiç şüphesiz ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’daki G7 zirvesinden erken dönüş kararı almış olması ve ulusal güvenlik konseyini Beyaz Saray’da acil toplantıya çağırmasından hemen sonra “Herkes Tahran’ı derhal terk etmeli” ifadesini kullanmış olması, “ABD, savaşa müdahil olup ağır darbeler indirmek suretiyle İran’ı mı cezalandıracak?” sorusunu akla getirdi.
Diğer bir ifadeyle Trump, karşılıklı saldırılarla devam eden İran-İsrail krizi ile ilgili olarak ‘Büyük anlaşma mı, büyük savaş mı? öngörüyor? sorusuna cevap aranıyor.
Hem Beyaz Saray yetkilileri hem de Trump, merakları giderecek cevaplardan kaçınırken, “kesinlikle ateşkesle alakalı değil hatta ateşkesten çok daha büyük bir şeyle ilgili” şeklindeki cevabı ise dikkat çekiciydi.
Ancak o, “çok daha büyük bir şeyle ilgili” ifadesinin ise ne anlama geldiği konusundadünya başkentlerinde yapılan farklı yorumlar ile Trump’ın, paylaşımlara “Takipte kalın!” şeklindeki cevabı ise kafa karışıklığına sebep oldu.
Şu bir gerçek:
Gazze’de insanlık dramına yol açan, Lübnan’ı istikrarsızlığa sürükleyen, Suriye’yi işgale yönelen ve bugün de İran’ı hedef alan İsrail’in, bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik stratejisinden bir an evvel vazgeçirilmez ise veya ABD, İsrail lehine savaşa müdahil olur ise işte o zaman savaş tüm Ortadoğu’ya yayılacağı kuvvetle muhtemeldir.
….İşte o zaman cehennemin kapıları ardına kadar açılmış olacak..
İsrail saldırılarını amacı ve hedefi
Bu savaşın Siyonist İsrail açısından iki amacı vardır; birincisi, İsrail’in katil Başbakanı Netanyahu, İran›ın nükleer ve enerji üretim tesisleri başta olmak üzere askeri sistemine ve ekonomisine kesin bir darbe indirmesi.
İkincisi ise İran’da rejim değişikliği için başlatılacak halk isyanlarına destek vermek suretiyle mevcut rejimi devirmektir.
İsrail’in suç ortağı ve en büyük destekçisi ABD ile müttefiklerinin beklentisi ise İsrail’e başlatılan saldırıların sonucu olarak çökme noktasına gelen İran yönetimi ile Washington arasında başlatılan müzakere masasına geri dönmeye İran’ı mecbur etmektir.
Ağır kayıplar karşısında Tahran, müzakere masasına da geri dönebilir, ancak dönüşü bir anlaşma değil, ‘teslimiyet’ anlamına gelecek tavizleri vermeye ise mecbur kalacağı ise bir gerçektir.
İsrail ve ona sınırsız destek veren ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalist ülkeler ile Siyonist baronların niyet ve hedefleri belli.
Şimdi asıl soru şu:
İran bu savaşa ne ölçüde dayanabilir?
Çünkü İran, İsrail ile aynı askeri teknoloji kapasitesine sahip olmadığı gibi Siyonist İsrail’in arkasında ABD ve İngiltere ile onların öncülük ettiği ‘Emperyalist Batılı ülkeler’ bulunuyor. Ancak bütün bunların yanında İsrail’in arkasındaki asıl güç; dünya sermayesine yön veren ‘Yahudi büyük sermaye sahipleri’ yani, ‘Yahudi banker baronları’ bulunmaktadır.
Ancak, İran’ın arkasında ise ne bir ülke ne de dünyaca meşhur sermaye sahipleri var.
Gerçek şu:
Küfür tek millet olduğunu gösterdi ancak, yaşanan olaylar bir kere daha bizi Müslümanların hâlâ ümmet olmanın şuuruna ermediği gerçeğiyle yüzleştiriyor…