• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Ali Tekin
Mehmet Ali Tekin
TÜM YAZILARI

Metin Yüksel ve İran İslam İnkılabı...

22 Şubat 2015
A


Mehmet Ali Tekin İletişim: [email protected]

1978’li yıllar...

İmam Humeyni’nin Paris yılları...

İran müslümanları İmam Humeyni önderliğinde Şah rejimine karşı ayaklanmışlar...

Her gün milyonlarca İranlı caddelere dökülüyor ve haykırıyordu:

Merk Ber Şah...

Türkiye’de hemen hemen hiç kimsenin, İmam Humeyni’nin mesajını anlayamadığı günlerdi... 

Türkiye coğrafyasında, bir kişi, İmam’ın evrensel, cihanşumül mesajını kavrayabilmişti... 

Metin Yüksel... 

Evet o günlerde de ümmet kavramını fehmetmiş, İslam’ın evrenselliğini yakalamış nice Müslüman vardı ülkemiz insanları arasında. Ve fakat İmam’ın uluslararası istikbara karşı yiğitçe, tavizsizce verdiği mücadelenin mesajını, yaşadığımız ülkede, bir tek Metin Yüksel kavrayabilmişti. 

Evet, Metin Yüksel aldığı mesajı, yiğitçe bu coğrafyada dillendirmeye başladı. Karşısına çıkan tüm engellere rağmen... 

Metin, uşakların kendisini engellemelerinden adeta bileniyordu. 

Fakat Metin’i durdurmak ne mümkün. Bakarsınız bir gün Sivas’ta mitingte, ertesi günü İzmir’de salon toplantısında, bir sonraki gece yarısı Konya cadde ve sokaklarında; yazı yazmakta, hafta sonunda ise tıkıldığı İstanbul Sirkeci’deki Müteferrika’da gözaltındaki mustazaflara, mesajı iletmekle meşguldür.

İşte Metin’in ifadeleriyle, mesajın özeti:

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

İran’ın Müslüman Halkına!

Kendilerini ve ülkelerini, bütün bedbahtlardan, doğrudan doğruya Şah’ın ve O’nun Müşrik rejimini mesul tutmaktadır. Ve zafere kavuşuncaya kadar, hürriyetlerini elde edinceye kadar direnişlerini devam ettireceklerdir ve halkımız şunu bilmelidir ki, dünyada hiç bir hürriyetsever, hürriyetini kolayca elde edememiştir.

İslam’ın büyük peygamberi, dayanılmayan acılara ve zaferlere karşı, ömrünün sonuna kadar savaşmakla geçirmiştir. HAKK ve İSLAM’I MÜDAFAA ETMEK EN BÜYÜK İBADETLERDENDİR. 

Ben bu vesile ile İran ulusuna sesleniyorum: İran Ulusu ve Ordu Mensupları bilmelidirler ki, Şah’ın onlara yüklediği cinayetler ve katliamlar, onlar için, kötü bir isim yapmaktan öteye, kendilerine zillet kazandırmaktan başka bir şey yapmayacaktır.

İran Ulusu, Emniyyet kuvvetleri ve jandarma subayları: Sizler ne zamana kadar cebren, kendi rızanız dışında, bir gurup şuursuz ve zalim kumandanlardan emir alarak kardeş kıyımına devam edeceksiniz? Cevap verin ... Sizler kimi korumak için, bu işleri yapıyorsunuz? Kimi korumak için? İslam’a sizin hürriyet ve namusunuza saldıran birisine mi? Yoksa sizi dünyaya bol maaş karşılığında, her türlü iğrenç cinayetleri yapabilecek, emir kulunu tanıttığı için mi? Siz kendi elinizle veya kendilerine itaat ettiğiniz komutanlarınızın emriyle, katliamlar yapabilecek kimseler olarak, kalabilmek için mi? Acaba yaptıklarınız insanlıktan başka bir şeyler mi? Hiç bu hususu düşündünüz mü? Sizler, biz emir emir kuluyuz mantığıyla, kendi din kardeşlerinizi kurşuna diziyorsunuz ve bilmez misiniz, bu işte, en azından Şah’la birlikte mes’ulsünüz. ZALİMLERE YARDIM EDEN, ZALİMLERDENDİR. 

Allah’ın hükmü icabınca, zalimlerin emirlerine itaat etmemeli ve onlara isyan etmelisiniz. Onlara isyan edin ve kendi kardeşlerinizi öldürmekle, dünya ve ahiret cehennemini satın almayın. Evlat acısıyla ağlayan, anne ve babaların sesini duyun ve bilin ki, bunlar sizin annelerinizdir. Acaba sıktığınız her kurşun, büyük bir aileyi nasıl bir acıya ve kedere boğduğunu düşünebiliyor musunuz? Evet, şimdiye kadar bu gibi amellere düçar olmuş olursanız, vakit geçirmeden, tevbe edin. Ve hakkın ordularının saflarına katılın. Ey İran Ulusu’nun Müslüman ve hür mensupları: İslam’a ve Müslümanlara karşı, borcunuzu ödeyin ve kendinizi, daha fazla zillete lâyık görmeyin. Askerler, küfür rejimlerine karşı isyan edin.

Çölde susuz, nasıl yürürse suya, öylesine bir akış bizimki

İnançlı, inatçı, kararlı.

İster bozkır olsun, isterse yemyeşil vadi, 

Senin vatanın benim vatanım, özüm.

Sen oradan kıracaksın zincirleri, ben buradan

Bir gün mutlaka kavuşacak ellerimiz.

Her şey aydınlığa çıkmak için, her şey ‘Mutlak Bir’ için, 

Her şey İslam için!

İnanan insanın insan olma mücadelesinde, ön planda, yeryüzündeki bütün Siyonist, Marksist, Kapitalist düzenlere karşı hareket yapan ve Adil Nizam ölçüleri içerisinde İslam’ı hükümran kılmak isteyen, İran Halkı’yla, bir gün zincirler kırılacak ve kavuşacak ellerimiz diyoruz.

Tevhid inancına bağlı, İslam’ı zerre zerre yaşamak ve yaşatmak için mücadele veren Türkiye Müslümanları, İran Halkı’nın bu soylu mücadelesinde seyirci kalamayacaktır ve hiç bir Müslüman seyirci kalamayacaktır.

Çin’in veya dünyanın herhangi bir yerinde, Müslümanın ayağına batan bir dikenin acısını, bütün dünya Müslümanları paylaşması lâzımdır. Bu inanç birliği içerisinde, aynı Kitabın Buyruğu altında hareket etmek ve aynı nizamın yaşandığı ülkelerde, alnımızı ıslak topraklara koymak için bekliyoruz, Türkiyeli Müslümanlar olarak.

Sen Eritre’desin çocuk, sen Moro’da

Sen yıllarca zulmedilensin Azerbaycan’da, Kırım’da

Kan denizinde boğulansın Ortadoğu’da

Mahzunsun Kıbrıs’ta İran’da

Çığlık içimde düğüm, çığlık gözümde yaş

Yitik bir manadır verdiğim savaş.

Bekle Çocuk! Uzanıyor namluya öpülesi eller

Geliyor! Can pahası, kan pahası

İnsanca yaşamak isteyen ve yaşatmak isteyenler..” 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23