Bu şanlı millet, bir daha şahlandı
Tarih: 1 Ocak 2024, (Cemâziyel-Ahir 1445), yer: Galata köprüsü ve civarı İstanbul. Konu: İdealleriyle, asaletiyle, birlik ve dirlik ruhu ile şahlanan MİLLET!
“Türkiye Gençlik Vakfının öncülüğünde, Milli İrade Platformu tarafından 308 STK’nın katılımıyla Galata Köprüsü’nde düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” konuşmaları ile başladı. Katılımcıların konuşmaları şahlanışın dozunu ve gücünü, dünya kamuoyuna deklare ederek gösterdi. Dünyaya yeniden tüm insanlığın muhtaç olduğu büyük davaya dönüşün mesajlarını vermiş oldu.
Aslında Kur’an’a dönüşümüz, insanlık tarihinin en büyük olaylarından biri olacaktır. Çünkü Kur’an’dan koparılışımız insanlık tarihinin en büyük zulmü olmuştu. Bu büyük ihanet zulmü, ümmeti Muhammedi korkunç zifiri zulümata mahkûm etmişti. Bu büyük ihanet zulmü, hak hukuk tanımayan karanlık güçlerin şirret ve baskılarını etkin hale getirdi. Müslümanları da darmadağınık ederek dinamizmlerini minimize etti
Bizim çok ileri düzeyde sorumluluklarımız vardır. Öncelikle “Allah’dan ümit kesilmez” ilkesine bağlanmalıyız. Bu bizim ideal gayretimiz olmalıdır. Artık bu bilinç ile ayağa kalkma zamanı fazla kaçırılmamalıdır. Buna sahip çıkacak yeni nesillerin öze dönüşüne zemin hazırlama zamanıdır.
Dedelerimiz, babalarımız ve bizim neslimize çok mağduriyetler yaşattılar.
14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimlerde Demokrat Parti kazandı ve iktidara geldi. On sene Türkiye Cumhuriyeti başbakanlığı yapan Adnan Menderes mazbatasını alır almaz, “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli” olan ezanı aslına çevirme kararnâmesini yayınladı.
Bu satırların yazarı ben ezanın aslı “Allahu Ekber Allahu Ekber” şekliyle okunduğu günü hatırlıyorum. Köyümüzün kadını, erkeği, büyüğü küçüğü evlerinden çıktılar. Şaşkınlıkla ve derin bir hasretle o ezanı dinliyor ve hıçkıra hıçkıra “Allah’ım bugünü gösterdin sana şükürler olsun”, diye dua ediyorlardı. Bayram yapıyorlardı.
Bu bayram, 27 Mayıs 1960 tarihinde sona erdi. Adnan Menderes’i bir icraatı ve bir beyanatı esas alınarak 17 Eylül 1961, Pazar günü 62 yaşında asarak idam ettiler. Peşinden millet ağladı. On sene Türkiye Cumhuriyeti Devletine büyük hizmetler vermiş bir başbakan idam edildi. Hem de vücudunun çeşitli yerlerinde sigara söndürmeye varıncaya kadar işkenceler yapıldı ve asılarak idam edildi. İki değerli bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan da idam edildiler. Bir devir kapandı.
1961-1981 Adalet Partisi dönemi oldu. Genelde iktidara geliş ve gidişleri meşhur, her “höt” denince fötrünü alıp giden ve her defasında fırsat buldukça başbakan olan Süleyman Demirel devri oldu. Her tarafa yeşil ışık yakan politikası ile sonunda bazı kalkınma projelerine imza atmış ve Cumhurbaşkanı olmuş biri idi.
Ondan sonra Turgut Özal dönemi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. cumhurbaşkanı. Anavatan Partisi genel başkanı olarak 1983-1989 yılları arasında başbakanlık görevinde de bulunan Özal, 1989 seçimini kazanarak cumhuriyet döneminde doğan ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Kalkınma planlarıyla yeni uyanışların zeminini hazırladı. Bu gözü pek cumhurbaşkanı Özal zehirlenerek öldürüldü!
Bundan sonra kalbi ve beyni, güçlü motorlardan daha güçlü çalışan bir Lider öne geçti. Prof. Dr. Necmeddin Erbakan nice prangayı söküp attı. Şahlanışı başlattı. Ağır sanayii hamlelerini harekete geçirdi. Peşinden gelen Recep Tayyip Erdoğan, Erbakan Hocanın hazırladığı yerden yürüdü. Milletimiz de bir daha şahlanışa geçti.
Bu şahlanış! Başka bir şahlanış! Allahu Ekber! Esselamualeykum.