Toplu iftar bütçeleri mazlumlara
Bu Ramazan, evlerimize döndüğümüz ikinci Oruç ayımız.
Salgın sebebiyle aile iftarları başta olmak üzere resmi kurumların, özel şirketlerin, işadamlarının, çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlarının verdiği toplu iftarlar yapılamıyor.
Bilmem yanlış mı düşünüyorum ama oldum olası bu iftarları, -zatım da katılmasına rağmen- hep israf olarak görmüşümdür.
Hem yiyecek-içecek israfı hem din israfı hem insan israfı yapılıyor gibi gelirdi. Gibisi fazla, ayıp olmasın diye böyle diyorum.
Laf uzayacak ama şu israf meselesine değinip, esasa geçeyim.
•
Oteller ve benzeri büyük mekânlarda verilen iftarlarda yiyecek israfının haddi hesabı yoktu. Bunu kimse görmezden gelemezdi.
Ramazanın muhtevasına son derece ters bir durumdu ama -şahsım da dâhil kimse bu kadar israfa yazık değil mi?- demezdi.
Allah’a karşı ayıp etmeyi göze alıyorduk fakat kullara karşı nezaketsizlik olmasın düşüncesinde sınır tanımıyorduk. Geçelim.
İnsan israfına gelince! Yine pek çok davette, neşe ve mutluluk içerisinde geçen iftarların öncesinde ve sonrasında, yüz hatlarımızla samimi ama iç âlemimizde samimi olmayan görüşmeler, konuşmalar yapılırdı.
Bu bir insan israfıydı. Riyakârlıklarımızsa cabası.
Din israfına gelince! Vicdanımızı terazi yapalım. Terazinin bir kefesine dünyayı, bir kefesine ahireti koyalım ve israf adı altında tartalım. Bakalım hangisi ağır gelecek.
•
Yine belki iki yıldır evlerde kalarak, Ramazan merkezli örf, adet ve geleneklerden uzak kalmamız, esas olanların kıymetini bilemediğimiz üzerine bir ders de olabilir.
“Evlerinize dönün, ailenize dönün, kendinize gelin, Ramazanın; örf, adet, gelenek ve ibadeti adına bir araya gelip, ahireti öncelemek yerine, dünyayı öncelediğinizi fark edin” denilmiş olabilir.
Bu hususta yanıldığımı düşünenler varsa onlara bir diyeceğim yok. Yalnız Ramazan; tıka basa yeme, içme, eğlenme ve israf ayı değildir.
Mütevazı olma, samimi olma, mazlumlara, masumlara, muhtaçlara yardım ayıdır, kardeşlik ayıdır, kardeşlik akdini yenileme ayıdır.
Maalesef yemeklerden ziyade süslü masalara ve kalın peçetelere ödenen paralarla verilen iftarlarda bunların hiçbirisi olmazdı. Bunun için derim belki bir ikazdır diye.
Neyse sözün gidişi, kaş yaparken göz çıkaracağa benziyor susup meramımıza dönelim.
•
Ülkemizde yardıma muhtaç ailelere aralıksız yardımlar yapılmaktadır. Devletimiz başta olmak üzere; Kızılay, Deniz Feneri, İHH, Diyanet Vakfı ve benzeri yardım kuruluşları, ülke çapında yan ve yörelerindedir. Bunu sadece yardım düşmanları göremez.
Dünyanın mazlum coğrafyalarında da bu kuruluşlarımız ihtiyaç sahiplerine el uzatmaktadır. Bildiğiniz gibi bu yardımlar, hayırseverlerimizin derneklerimize yaptıkları bağışlarla gerçekleşmektedir.
Salgın sebebiyle veremeyeceğimiz iftarların maliyetini, kimin gönlüne hangi kuruluş düşüyorsa oraya yardım ederek, Ramazanın manasına uygun hareket etmiş olabilir.
Ezcümle:
Sanırım ahiret azığımızı en iyi böyle çoğaltabiliriz.