Tedbir ve panik
Görünmeyen bir varlık tarafından nereden ve ne zaman geleceği belli olmayan ölüm tehdidi ve vefatlar, haliyle insanı paniklemeye sevk etmektedir.
Trafik kazası, cinayetler, kavgalar, savaş, terör ve afetler sonucu meydana gelen ölümler, her türlü tedbire rağmen olsa da yine de fazla paniğe sebep olmamaktadır.
Korona virüsü ile teşhisi konulmamış hastalıklardan dolayı gelen ani ölümler, insanları çaresiz bırakmakta ve acizliğimizi ortaya koymaktadır.
Birçoğumuz acizliğimizi kabul etmeyebiliriz. Elbet etmeyebiliriz ama görünen ve görünmeyen ölümlere teslim olmaktan da kurtulamayız.
Bal gibi de insan acizdir ve ölümlüdür. İster huzur içerisinde ister başka şekillerde olsun, vadesi dolan her insan acıyı tadar. Bu hakikat karşısında acze düşmek değil midir?
Tedbir alalım derken panik yapmak, acizliğin yegâne göstergesidir. Panik hali, kişinin muhakemesini zayıflatarak korkuya, endişeye sevk eder.
Uzun süreli panikler ise kişilerde önü alınamaz depresyonlara sebep olur. Fiziki ve ruhi olarak ciddi zararlara yol açarak insani hasletlerin kaybolmasına sebep olur.
Bu yüzden korona virüsü sebebiyle alınan tedbirleri panik içerisinde değil, akıl ölçeğinde almalıyız.
……………
Paniğin ana sebeplerinden birisi de sorumsuzluk çirkefliğini haber sayan sosyal medya ile haber siteleri ve televizyonlardır.
Eğer virüse karşı tedbir almak istiyorsak; öncelikle aklımızı, mantığımızı, düşüncemizi korku ve endişeye sevk eden haber, yorum, duyum ve görüntülerden kurtarmamız gerekir.
Devlet böyle haberlere karşı çırpınıp durmaktadır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere devletin tüm kurumları, asparagas haberlere, duyumlara ve ilanlara karşı durmadan açıklama yapmaktan bitap düşmektedir.
Korona virüsüne veya diğer mikrobik salgınlara karşı yine devlet her türlü makul tedbiri önermekte ve üzerine düşeni yapmaktadır.
Burada esas tedbir alması gereken fert fert bizleriz. Lakin görünen o ki panik, tedbirin önüne geçmiş vaziyettedir.
Panik hali hiçbir doğru tedbir aldırmadığı gibi makul tedbirleri de yok etmektedir. Panik kişinin aklını, mantığını, muhakemesini ve mukavemetini zayıflatır.
Bir nevi sarhoş eder. Sarhoşlar kendilerini korumak için tedbir alabilirler mi? Panik hali ateşin odunu erittiği gibi eritir.
Tedbir aldıktan sonra tedbiri garanti olarak görmek de bir inanç zayıflığıdır tabi. Kabul edenler için söyleyeyim.
Erenler boşuna dememişlerdir; “Tedbirini al, takdiri Allah’a bırak” diye. Aynı zamanda elbette dinimizin de ilk öğretisidir.
Tedbiri almak ve takdire razı olmak, kişinin ruh halini düzenler. Aksini düşünenler, panik hallerini sürekli hale getirerek, devamlı çıkış yolları arayışına girerler ki, çıktıklarını zannettikçe battıklarını fark edemezler.
…………….
Ezcümle:
Hangi meselede olursa olsun, insanoğlu kendisini koruma üzerine tedbir alacak hususiyetle yaratılmıştır fakat tedbirin takdirinin yaratıcıya ait olduğunu bilmelidir.