Mal Canın Yongası
“Mal canın yongası” derler. Yonga, kavak ve benzeri ağaçların yontulmasıyla veya rendelenmesiyle ortaya çıkan kısa uzun, geniş dar parçalardır. Diğer adı kamgadır.
Elektronik ortamlarda kullanılan milimetrelik yüzeyler üzerindeki devrelerin yerleştirildiği silikon benzeri iletken malzemeye de yonga ismi verilmiştir.
Mal canın yongası sözünün geçmişi bir hayli acıdır. Bugünü anlamak için belki bir nebze faydası olur diye Edirne’nin kurtuluşunda (1913) binlerce Müslümanın düşman kurşunuyla değil, salgın hastalık ve açlıktan şehit olduklarını hatırlatalım:
- “Türkler ağaç kabuklarını ateş yakmak için değil, çiğnemek, gevelemek için kopardılar. Türk askerleri ve halk ellerine ne geçtiyse yediler ve öldüler. Dizanteri o kadar müthiş felaket verdi ki, Bulgarlar, kolera var” diye kaçtılar.
Bir de bugüne bakalım. Münkirciler, şirkçiler, millet-devlet düşmanları hariç, (hepsi de zengin) hamdolsun aç ve açıkta olan bir ferdimiz yok.
Bütün insanlığın başına musallat olan şu hastalığa karşı devlet ve aklıselim sahibi herkes “aman önlem” derken, bulup da bunuyoruz.
Galiba bir hususu daha atlıyoruz. Yine atasözlerimizden olan “Önce can sonra canan” ifadesini de kavramakta güçlük çekiyoruz anlaşılan.
Can olmadan canan ne işe yarar Allah aşkına. Canımız olmadan malımız olmuş, arabamız olmuş, paramız olmuş, sahibine ne faydası var?
Meteoroloji; “Yarın dolu yağabilir, fırtına çıkabilir, kar gelebilir” diye tahmin belirtir belirtmez, araç sahipleri veya zarar görebilecek başka malları olanlar, hemen araçlarını, mallarını maskeliyorlar, “cananlarını” koruyorlar da niye “canlarını” korumuyorlar?
Sözün bittiği veya bıkkınlık verdiği yerde irfan ve ikaz yüklü türküler girmiştir devreye. Pir Sultan Abdal’a ait olduğu ifade edilen ve Kul Himmet Üstad imzalı “Gafil Gezme Şaşkın” türkü güftesi anlatsın meramımızı.
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmancalık ele geçmez ne fayda!
•
Bir gün seni götürürler evinden
Hakk’ın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda!
•
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helalini haramdan seçmezsin
Kesilir kısmetin su da içmezsin
Akan çaylar senin olsa ne fayda!
•
Sen söylersin söz içinde sözüm var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Hiç demezsin üç beş arşın bezim var
Bedestenler senin olsa ne fayda!
•
Kul Himmet Üstadım çöksem otursam
Türlü varlığımı ele götürsem
Dünya benim diye zapta geçirsem
Bütün dünya senin olsa ne fayda!