• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Eskişehir Türk Dünyası Vakfından Kitaplar

10 Mayıs 2021
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Eskişehir yöresi daha doğrusu Sakarya Havzası, Anadolu Selçuklularının attığı temeller üzerinde kurulan Devlet-i Aliye’nin kuruluş bölgesidir.

Yerli-milli tarih ve kültür zenginliğimizi “öğrenme-bilgilenme-anlama-benimseme-sevme ve kabullenme” bakımından, Anadolu’nun bütünündeki zenginliğimiz çok büyüktür.

Eğer kültür bakanlığı, sahil turizminden kültüre ve tarihe doğru azıcık meyletse, haydi İstanbul bir tarafa, sadece Eskişehir-Bilecik-Kütahya-Bolu-Ankara üzerindeki Selçuklu ve Osmanlı tarihini ve şahsiyetlerini tanıtan işler yapsa, -Frikyalıların-Lidyalıların-Bizanslıların değil, kendi tarihi eserlerimiz öne çıkacaktır.

Gelin görün ki, buralardaki Bizans ve öncekilere ait her türlü tarihi kazılar yapılmakta, yurtdışından arkeoloji adına ajanlar gelerek seyrüsefer eylemekteler.

Bize de düğüne davet edilmediği için şapkasını bir kenara eğerek uzaktan düğün seyreden garibanlar gibi bakmak düşmektedir.

Laf uzayacak ve mevzuya geçemeyeceğim. Ama ne yapayım ki, “Türbeleri bile “Müze” diye isimlendiren bir tarih-kültür-medeniyet anlayışımız var maalesef. Geçelim.

Eskişehir 2013 yılında Türk Dünyası Başkenti idi. O dönemde kurulan Eskişehir Türk Dünyası Vakfı önemli hizmetler yaptı.

Vakıf adına işin başında da Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı vardı ve tarihin-kültürün-medeniyetin hakkını veren eserler yayınladılar. Vakıf halen kültür ve tarih adına karınca kaderince çalışmalarını sürdürmektedir.

Vakfın yayınladığı kitaplardan birisi; “Sultanönü’nden Eskişehir’e Sakarya Türküsü” isimli eser. Kitabı hazırlayan Ankara’nın da tarihi üzerine de ciddi araştırmalar yapan Abdülkerim Erdoğan!

Kitap, üstad Necip Fazıl’ın “Sakarya Türküsü” destanıyla başlıyor. Sakarya şiiri, Osmanlı Devleti’nin kuruluş, gelişme ve sonucu olarak okunursa, ortaya koca bir tarihin nasıl anlatıldığı çıkar. Elbet Sakarya Nehri de anlatılmaktadır ve Yunus’un:

“Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu”

Dediği gibi hakikaten Sakarya Havzası, çil çil Selçuklu-Osmanlı erleri, evliyaları ve kahramanlarla dolu! Yine üstadın:

“Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sırtına Sakarya’nın Türk tarihi vurulur”

Diye haykırdığı gibi Sakarya Havzasına öyle bir Türk tarihi vurulmuş ki; hangi şehre, hangi ilçeye, hangi köye gitseniz, onlarca tarihi eser ve şahsiyetlerin türbelerini görebilirsiniz.

Gelin görün ki, Polatlı’dan itibaren bütün havzada öne çıkarılan eserler, Selçuklu ve Osmanlı öncesi kalıntılar.

Türk Dünyası Vakfı bu kitaba benzer daha nice güzel eserler yayınlamış.

Çok muhteşem bir kitap daha çıkarmışlar, Balkanlar’daki “Yatır, Türbe, Tekke ve Zaviyelerin” yerlerini, tarihi şahsiyetleri, belgeleriyle yayınlamışlar.

Ezcümle:

En çok da Cumhurbaşkanımız Erdoğan adınaüzülüyorum. Her fırsatta kültürden söz ediyor ama nasıl oluyorsa Bizans ve öncesi kalıntılarına sahip çıktığımız kadar kendi tarihimize sahip çıkamıyoruz? Vallahi kalbim sıkışıyor ve yüreğim acıyor.

Bilgi için: Türk Dünyası Vakfı; 0222-230 28 38 [email protected]

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23