Biz çamurdan da ev yaparız
Ermenilerin 28 yıldır işgal ettiği Karabağ ve civar şehirlerde yaktıkları, yıktıkları harap ettikleri evlerine dönen Azeriler buruk sevinçlerini şöyle anlatıyorlardı:
“Biz çamurdan da ev yaparız. Vatanımızı geri aldık. Karabağ Azerbaycan’dır. Kendi öz topraklarımızdan kovulmuştuk, atılmıştık.
Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dirayetleri ve askerlerimizin sayesinde haklı savaşımızla vatanımızı kurtardık”.
Evet, “Çamurdan da Ev Yaparız” azmi, zafere inanmanın adıdır. Bizim Milli Mücadelemiz de bu inançla kazanılmıştır.
Yokun bile yoksulu halkımızın vatan savunmasında nasıl savaştığı, tarih yazıcılar tarafından gölgelenmeye çalışılsa da vatan sahiplenmemizde “ev”, vatanın en küçük parçasıdır ve bu küçük parçadan çıkan inançla büyük vatanın istiklali kazanılmıştır.
•
Azerbaycan’ın istiklali elbette Türkiye’nin de istiklalidir. Şükür ki, ülkemizin başında R. Tayyip Erdoğan gibi, Azerbaycan’ın başında da İlham Aliyev gibi bir lider var.
Ya birbirleriyle anlaşamayan liderler olsalardı. Azerbaycan’ın da bizim de halimiz perişandı. Hatta bu perişanlık yakın geçmişte neredeyse yaşanacaktı.
2009 yılında Dışişleri Bakanı olan şahıs (şimdi parti kurdu) neredeyse iki ülkenin kardeşliğini tahrip etmek üzereydi.
Hatırlayanlar olacaktır. 2009 Ekim’inde, Türkiye ile Ermenistan’ın bir araya getirilmeye çalışıldığı sırada, meseleye dönemin Başbakanı Erdoğan hemen el koymuş ve büyük bir kazadan dönülmüştü.
Bu yakınlaşma, Azerbaycan’da büyük infiale sebep olmuş ve Kafkas İslam Ordusu şehitliğindeki bayrağımız gönderden indirilmişti. Şükür ki ilgili kişinin hayali gerçekleşmedi.
•
Esas bundan sonrası daha önemli! Türkiye Azerbaycan ilişkilerinin devlet düzeyi çok iyi seyretmektedir ve “Tek Devlet İki Millet” söylemi daha da güçlendirilmelidir.
Bu söylem, resmi ilişkilerden hızla tabana yayılmalı, birlik ve beraberliğimize çimento olacak her türlü faaliyet acilen icraya başlamalıdır.
Ekonomik, sosyal, tarihi, kültürel faaliyetler gerçekleştirmeli ve kardeşlik bağlarının ana damarları anlatılmalıdır. Mesela kültürel anlamda ilk şiiri Vahapzade’den sunalım:
Tenha Mezar
Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı, ne soyadı var.
Yolcu, arabayı durdur bu yerde
Bir sor, kimdir yatan tenha kabirde?
O bir Türk askeri, kahraman, metin!
O öz kardeşine yardıma geldi.
Kurşuna dizilen milletimizin,
Haklı savaşına yardıma geldi.
Uzaktan ses verip senin sesine
Geldi, o dönmedi öz ülkesine.
Düşman saflarını o, soldan sağa,
Biçti, dostlarıyla cepheyi yardı.
Toprağın yolunda düştü toprağa,
Senin toprağını sana kaytardı.
Kendi koruduğu, hem can verdiği
Yolun kenarında defn edildi o.
Uğrunda canını kurban verdiği
Toprağı kendine vatan bildi o.
Yolcu, arabanı bu yerde eğle.
O mezar önünde sen ta’zim eyle.
Secde kıl, dua et onun ruhuna,
Ayak bastığın yer borçludur ona.
Bahtiyar Vahapzade. (D.16.08.1925 Şeki, Azerbaycan. Ö.13.02.2009, Bakü, Azerbaycan.