Abdurrahim Karakoç’a Rahmetle
Soysuzlar taş atar mukaddesata
Karşı durmazsak bizdedir hata,
Tahammül teşviktir böyle hayata
Öl… İnsan küçülmez ölünce Hasan!
Abdurrahim Karakoç’un “Hasan’a Mektup” şiirinden. Bu dörtlük üzerine bir başka rahmetli yiğit insanımız Hasan Celal Güzel ağabey şunları söyler:
“Mücahitlerin ve Alperenlerin piri Abdurrahim Karakoç, soysuzların mukaddesata taş attığı bir hayata tahammül etmedi ve öldü, şiirindeki Hasan gibi… Şimdi, o artık daha büyüyerek gönüllerimizde yaşayacak”…
Söz konusu Abdurrahim ağabey olunca oldum olası yazmaya nasıl başlayacağımı bilememişimdir. Kendisine bu durumu arz ettiğimde; “Olduğu gibi Hüseyin’im, olduğu gibi başla, gerisi gelir” derdi, ben de öyle yaptım.
Bilenler bilir, bilmeyenler için hatırlatalım, Abdurrahim ağabey, Rabbim tüm vefat edenlerine rahmet eylesin, 7 Haziran 2012 yılında Hakkın rahmetine kavuştu.
Türkiye’de özünü, sözünü ve nazını çekebilecek tek gazetenin Akit olduğunu söyler ve sevenlerinin de sevmeyenlerinin de kendisini şöyle tanımalarını isterdi.
“İman kaynağımdır, tevhid havuzum
İslam’ın dışında arama beni,
Muhammed-ül Emin tek kılavuzum
Putların peşinde arama beni,
Hak kelâm duyduğum kitap Kur’an’dır
Başka yok! Uyduğum kitap Kur’an’dır
Dolduğum, doyduğum kitap Kur’an’dır
Beşerin ‘boş’unda arama beni”. Böyle söylerdi, böyle yaşadı ve böyle Hakka kavuştu.
•
Karakoç ailesi şairler ailesidir. Rahmetli Bahattin ağabey, Hayrullah Eraslan’ın hazırladığı Nar Yayınlarından çıkan kitapta, Abdurrahim ağabeyi şöyle anlatır:
“Benim iki yaş küçüğüm, ailemizin medar-ı iftiharı, şiir severlerin Demirkazık yıldızı, insanlığın yüz akı, onurlu kavgaların uç beyi, kutsal barışların beyaz güvercini, şiir ve fikir dünyamızın nefes borusu, anavatan Türkiye’nin ve Müslüman Türk dünyasının ünlü ama garip şairi Abdurrahim Karakoç. Zor günlerin adamıydı, elini taşın altına ürperti duymadan koyardı, çekinmedi, çıkar gözetmezdi. Bir derdi, bir ihtiyacı olan herkesin yanında olur; zalimlerin, haksızların, hırsızların, çıkarcıların ise daima karşısındaydı”.
•
Evet, Bahattin ağabey gibi daha nice güzel insanlar, Abdurrahman ağabeyi anlatmışlar. Her anlatan onun çeşitli yönlerini dile getirmişler.
Hakkında yazanların öyle ortak kanaatleri var ki, Abdurrahim Karakoç, zerre kadar dahi kayba uğramadan; bu toprağın, bu toplumun, bu vatanın tek başına sahibi ve bekçisi olarak anlatılmış.
Kim hangi düşünceden, hangi ideolojiden veya siyasi çevreden olursa olsun, eğer içindeki insani melekelerini kin ve öfkeyle sürekli harç gibi karmıyorsa, Abdurrahim ağabeyden mutlaka içlerini ısıtacak bir şiir ve söz bulurlar ve bulmuşlardır.
Çünkü onun hayatı, yazıları ve şiirleri, bu toprakları ve milletimizi benimseyen herkese bir insanlık ikramıdır, birlik ve beraberlik ikramıdır.
……………….
Yazıyı noktalarken Serdar Arseven kardeşimizin damadı Enes’in vefatını öğrendim. Rabbim mekânını Cennet eylesin. Arseven ailesine sabırlar diliyoruz.
Abdurrahim ağabey ve Enes’in ruhları için el-Fatiha.