• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Büyük Mütefekkir Prof. Dr. Erol Güngör anısına (24 Nisan 1983)

25 Nisan 2020
A


Halit Kanak İletişim:

Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi Rektörlük ana binasının girişinde üst kat merdivenlerineaçılan mermerle kaplı büyük salonda toplanmış, önümüzde Türk Bayrağına sarılı tabutunda yatan Erol Güngör Hocamız için içimizden sürekli duâlar okuyorduk. 

Hâlen yeri doldurulamayan, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerinden biri olan Prof. Dr. Erol Güngör Hoca Rahmet-i Rahman'a kavuşmuştu. 

Oysa vefâtından bir gün önce Kubbealtı Cemiyetinde birlikteydik. Benimde katıldığım, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfında Akademik Seminerler yapılıyordu.

Ahmet Kabaklı, İlhan Bardakçı, Prof.Dr.Necmettin Hacıeminoğlu, Ergün Göze, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Prof.Dr. Mehmet Kaplan ve birbirinden kıymetli nice hocalarımızdan ders alıyorduk.

Erol Güngör Hoca aynı zamanda Selçuk Üniversitesi Rektörüydü. Onun dersi 23 Nisan Cumartesi günüydü. Yerlerimizi aldık. Bitmesini istemediğimiz ders iki saate yakın sürdü.

Henüz 45 yaşındaki Hocamızın son dersi olduğunu kimse tahmin edemezdi. Ancak ecel gelince, onu bir saniye bile olsa kimse geciktiremiyordu.

Öylede oldu. Erol Güngör Hoca ertesi gün görev yeri Konya'ya doğru hareket etmek üzere evinin önünde arabasına binerken kalp krizine yakalanıyor ve ruhunu teslim ediyor. 

Erol Hoca'nın 1973'teküçük bir kalp ameliyatı geçirdiği söylenmişti ama sağlık ve sıhhati çok iyiydi. 

Yapılan konuşmaların ardından, tabutu omuzlayarak üniversitenin önündeki Beyazıt Camiine getirdik. Cemaat o kadar kalabalıktıki cenâze namazı Beyazıt Meydanında kılındı. Allah (c.c.) mekânınıcennet eylesin inşaallah.

Erol Hoca Kırşehir'de doğmuş dedesi Hâfız Osman Hamdi Efendiden Arapça ve Osmanlıca'yı öğrenmiş, ayrıca Yozgatlı Âkif Paşa nesrinin temsilcisi olan Ağazâde Şevki Bey'in divân sohbetlerini takip etmişti.

İrtifâcı Mehmed Efendi'den, eski Türk Astronomi âletlerinden irtifâ tahtası üzerinde ders almıştı. Hatta dedesi evlerine gelen misafirlere Erol Hocayı takdim ederken sık sık benim oğlum profesör olacak dermiş.

Ortaokuldan sonra Kırşehir'de lise olmadığı için Sivas'a gider ama kalacak yer konusunu çözemedikleri için geri döner. Seneye Kırşehir'de lise açılır fakat bir senesi boşa gitmiştir.

Liseden sonra geldiği İstanbul'da Hukuk Fakültesine kaydını yaptırır. Ancak Fethi Gemuhluoğlu Beyoğlu'ndaki ofisinde Mümtaz Turhan Hocayla tanıştırınca, Mümtaz Hoca'nın tavsiyesi ve himayesinde bir yıl sonra Edebiyat Fakültesine geçer.

Kendi kendine birden fazla yabancı dil öğrenir ve öğrenciyken fakültede memurluğa başlar. Profesör Hains Hocanın ders notlarını Türkçeye çevirerek öğrencilere dağıtır.

Bu askerliktede işine yarar. Birden fazla yabancı dil bildiği için (Türkçeye çevirdiği pek çok kitabın yanında, İngilizcedenFransızcaya çevirileri de vardır) askerliğini Selimiye Kışlasında tamamlar ve fakültesinde asistanlığa başlar. Sonra sırasıyla doçent ve profesör olur.

En sevdiği dostları arasında Mustafa Necati Sepetçioğlu, Prof.Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Sezai Karakoç, Ayhan Songar ve kendisini Türk Milletinin rüyâsının temsilcisi olarak gördüğü Dündar Taşer vardır.(Dündar Bey 1972'de vefât edince bir kaç yıl kendine gelememiştir.) Ve tabikide büyük saygı duyduğu hocası Âlim Mümtaz Turhan Hocadır.(Oğluna hocasından dolayı Turhan ismini verir.)

Ayrıca hukuk fakültesinde bir yıl beraber okudukları Yağmur Atsız ve babası Hüseyin Nihâl Atsız Hocayada ayrı bir sevgisi vardır.Öyleki evin çocuğu gibi sık sık evlerine yemeğe gider, birlikteliklerinde Atsız Hoca'dan oldukça istifâde etmiştir.

19 Temmuz 1973'te sonradan profesör olan Şeyma Hocayla, Beyoğlu Evlendirme Dairesinde Fethi Gemuhluoğlu’nun şahitliğinde evlenirler.

Erol Güngör Hoca,kuvvetli kalemiyledekendini ispat etmiş, yazdıkları ile okuyanlarını hayran bırakmıştır. İlk Yazılarını A. Buğra ve E.Kırşehirlioğlu takma ismiyle; Diriliş, Hisar, Türk Yurdu, Türk Birliği Dergisive hocası Mümtaz Turhan'ın çıkardığı ve Tarık Buğra'nın yönettiği "Yol" mecmuasında yayımlar.

Daha sonra kendi imzasıyla fikrî seviyesi oldukça yüksek yazılarını yayımlamaya başlar. Bu yazıları geniş bir ilgi gördükçe, makaleleri kitaplaştıkça yazılarını daha fazla insan faydalansın diye değişik dergilere dağıtır.

Bilhassa Türk Edebiyatı, Millî Eğitim ve Kültür, Töre dergileri çok tutulur. Ama Erol Hoca bunlarla yetinmez. Ülkücü Öğretmen, Düşünen Adam, Toprak, Ziya Gökalp,Millî Kültür, Türk Kültürü, Yeni Düşünce, Doğuş, Çakıl, Yeni Hamle, Konevî dergilerinde de yazar.

Bunların dışında Millet veOrtadoğu gazetelerinde başyazarlık yapmıştır. Çevirileri dışında bizzat kaleme aldığı bâzı kitapları şunlardır:

1) Türkiye’de Misyoner Faaliyetleri. (25 yaşında yazmıştır.)

2) Türk Kültürü ve Milliyetçilik,

3) İslâm’ın Bugünkü Meseleleri.

4) İslâm Tasavvufunun Meseleleri.

5) Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik.

6) Dünden Bugünden - Tarih-Kültür ve Milliyetçilik.

7) Tarihte Türkler. 

8) Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak.

9. Sosyal Meseleler ve Aydınlar.

Ders Kitapları:

1) Ahlâk (Dersleri) Orta I, II ve III (Emin Işık, Yaşar Erol ve Ahmet Tekin ile birlikte) Millî Eğitim Bakanlığı, 1976.

2) Ahlâk Lise I, II ve III(Emin Işık ile birlikte)

3) Psikoloji -Lise II, (Sabri Özbaydar ve Belma Özbaydar ile).

Erol Hoca'nın ikisi erkek üç kardeşi daha vardır. En büyüğü Hidayet Güngör askerliği seçmiş ve Tümgenerallikten emekli olmuştur. Onun küçüğü Dirayet Güngör PTT Başmüfettişliģinden, Erol Hocanın küçüğü Aysel Hanım ise edebiyat öğretmenliğinden emekli olmuşlardır.

Erol Güngör Hocayı, kullandığı bilimsel metodoloji, rasyonaliteyle ilişkisi elbette önemli kılmaktadır, ancak bunlardan daha önemlisi gelenek, görenek, milli değerlere ve mâneviyata bağlılığı öne çıkmaktadır.

İşte bunun içindirki İhsan Doğramacı tarafından önce Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü teklif edilmiş, Erol Hoca bunu nazik bir şekilde geri çevirmiş, fakat bir müddet sonra baskı ve ısrarlarla birlikte hiç değilse Konya Selçuk Üniversitesi Rektörlüğünü kabul et çağrısına olumlu cevap vermek mecburiyetinde kalmıştı.

Bu görevi ancak 8 ay kadar sürmüştüki, Profesör Mehmet Kaplan Hoca'nın "10 yıl daha yaşasaydı Türkiye'nin kaderi değişirdi" dediği Erol Hoca Rahmet-i Rahman’a kavuştu. 

Bu süre içerisinde, gerek öğrencilerle olan ilişkileri, gerekse Konya halkı ve esnafıyla kurduğu diyaloglar gönüllere girmeye yetmişti. 

Beyazıt meydanında hocayı son yolculuğuna uğurlamaya gelenlerin önemli bir bölümünü Konya'dan gelen halk ve öğrencilerin oluşturduğunu Konya Selçuk Turizm Firmasının otobüslerinin bölgeye sığmadığını görünce anlamıştık.

Erol Hocayı kendisine rol model seçenlerinde hayatta ne kadar başarılı olduklarını, vatanına,milletine ve insanlığa ne denli faydalı olduklarınada hemen herkes şahit olmuştur. Mekânı Cennet olsun inşaallah..

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

adalet

nihal atsız gibi bir inançsızdan ders almışsa durum tehlike demektir.

yoldaşlar, ülküdaşlar..

'Nihal Atsız hocaya da ayrı bir sevgisi vardı..' durum anlaşılmıştır, tamam.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23