• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Afrika'da Fransa sömürgeciliği ve Libya

15 Ağustos 2020
A


Halit Kanak İletişim:

1912 Ekim Ayında yapılan Uşi Antlaşmasıyla İtalya tarafından gasp edilen Libya (karşılığında 12 Ada'yı bize teslim etmedi) Türkiye sayesinde bağımsızlığa kavuşacağı günleri hasretle beklemektedir.

Bu bekleyiş, çorak toprağın yağmuru beklediği, balığın suya hasreti gibidir.

Bu bekleyiş Sahra Altı Afrika'ya umut olduğu gibi, orta ve güney Afrika'da da sömürgecilere karşı yüzyılın tokadı niteliği taşıyacağı için gittikçe önem kazanmaktadır.

Afrika'da 54 ülkenin 42'sinde Büyükelçilik açan ve Afrika Kıtasında 58 noktaya uçan THY ileTürkiye, baş sömürgeci Fransa'nın yüreğini ağzına getirmiştir. Bu nedenle Türkiye'ye her hususta karşı çıkmaya çalışmaktadır.

Çünkü ona göre Libya düşerse Türkiye eliyle Afrika'daki bütün sömürgelerini kaybedecektir.

Bunun içindirki pür telaş oraya buraya sıçramaya çalışmaktadır. Ama Macron'un bu telaşı Fransa'yı kurtarmaya yetmeyecektir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Afrika Liderler Zirvesinde bunun ilk ateşini yakmıştı ve zirvede yaptığı konuşmada bütün Afrikalı liderlere seslenerek şunu söylemişti. "Yıllardır sizi sömüren, kaynaklarınızı çalan batılı ülkeler kalkmış sizlere yol göstericiliğe soyunuyor. Sizlerin yol göstericilere ihtiyacı yok, yol arkadaşlarına ihtiyacınız var. O yol arkadaşınız Türkiye'dir."

Bu konuşma, zirveye damgasını vurmuş, sesi tâ Avrupa'dan Amerika'dan gelmişti.

Cumhurbaşkanımız 2019 yılında yapılan son Afrika zirvesinde ise şöyle haykırmıştı; "Türkiye’nin kıtayla bin yılı aşan geçmişini bilmeyenler bizi zaman zaman Afrika’da ne işiniz var diyerek, suçluyorlar. Kimi Batılı devletler bizim Afrika’daki kardeşlerimizle, siz dostlarımızla kucaklaşmamızdan çok ciddi rahatsız oluyorlar. Yıllarca kıtanın kaynaklarını sömürenler, Afrikalı mazlumların kanı, canı, elması, petrolü üzerinden kendilerine ikbal devşirenler, Türkiye’nin eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde yürüttüğü işbirliğini hazmedemiyorlar. İstiyorlar ki Afrika halkları kendilerine bağımlı olmaya devam etsin. İstiyorlar ki Afrika’nın doğal kaynakları kıtayı değil Batılı şirketleri, Batılı devletleri zenginleştirsin. İstiyorlar ki Afrikalı çocuklar, daha ana kucağındaki bebekler açlık, fakirlik ve yoksulluğun kurbanı olsun. Afrika’nın ayağa kalkmasını, muazzam potansiyelini hayata geçirmesini, kıtanın tamamında barışın hakim olmasını arzu etmiyorlar. Kendilerine, kendi vatandaşlarına hak gördüklerini, Afrika ve diğer coğrafyalar için lüks görüyorlar. Özgürlüğü size ve bize çok görüyorlar. Demokrasiyi size ve bize çok görüyorlar. Refah, huzur, ekonomik kalkınmayı size ve bize çok görüyorlar. Bunun için de etnik ve dini farklılıkların kışkırtılmasından darbelere, iç savaş tahrikinden yaptırımlara kadar ellerindeki her imkânı kullanıyorlar. Kıtanın tarihi biraz da bundan dolayı yıkımların, soykırımların, çatışmaların tarihidir. 1994 yılındaki, -burası çok önemli- Ruanda soykırımında hangi sömürgeci devletin parmağı olduğunu herhalde sizler benden iyi biliyorsunuz. Batı dünyası ve Birleşmiş Milletler Ruanda’da tam üç ay boyunca 800 bin insanın vahşice öldürülmesini sadece seyretmiştir. Öyle ki Kagera Nehri devasa bir kabristana dönüşmüş, sadece bir günde 60 bin insanın cesedi kıyıya vurmuştur."

Bunları dinleyen Fransa'nın ve diğer sömürgeci ülkelerin insanlığından utanmaları gerekirken, hâlâ Fransa Afrika'da sömürmeye devam ettiği ülkelerin ulusal rezervlerini elinde tutarak buradan yılda 500 milyar dolar parayı cebine indirmeye devam etmektedir.

Fransa, sözde bağımsızlıklarını vermiş gibi gözüktüğü eski sömürgeleri başta Senegal olmak üzere, Kongo, Mali, Nijer, Burkina Faso, Togo, Ekvator Ginesi, Gabon, Fildişi Sahili, Kamerun, Gine, Çad Benin ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerden hâlâ "Koloni Vergisi" almaya devam etmektedir.

Bu ülkelere ulusal para rezervlerinin yüzde 85'ini Fransa Merkez Bankasında tutma mecburiyeti getirilmiştir. Kendi paralarının yüzde 15'ten fazla erişimine Fransa izin vermemektedir.

Bugüne kadar buna karşı çıkan Afrika Liderlerinin ya öldürüldüleriniyada darbeyle uzaklaştırıldıklarını bilmeyen kimse kalmamıştır.

Sömürüde ve zalimlikte sınır tanımayan Fransa, güyâ çekildiğini iddia ettiği ülkelerden çekilirken bile, Fransızcayı resmi dil ve eğitim dili olarak mecbur etmiştir.

Ayrıca bu ülkeler kamu ihalelerini Fransız şirketlerine vermek mecburiyetinde bırakılmışlardır.

Üstüne, Fransızca konuşan milletler topluluğunu kurarak Afrika'da Fransızca konuşmaya mecbur edilen 100 milyon nüfusu kontrol altında tutmaya devam etmektedir.

Ancak, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye'nin hamleleri bu sömürü düzenini yıkmaya yöneliktir. Bunu anlayıp, idrak edecek ve sahaya yansıtacak daha çok kadrolara ihtiyaç vardır.

Ana ve yavru muhalefetleri bu hesaba katmıyorum bile.

Ana muhalefet bir eli yağda, diğeri balda boğazda (şimdi moda Bodrum) rakı sofralarında sömürü düzenine nasıl karşı olduklarını hatta ağlayarak birbirlerine  anlatıp dururlar. Afrika'da, Ortadoğu'da sömürücülerin karşısına dikilecekleri yerde, sabah ayılıncada bizim ne işimiz var Libya'da diye çığlığı basarlar. Dünyada kendisiyle çelişen ve böylesine komik durumda muhalefet zannedersem bir tek bizde var.

Yavru muhalefetleri ise zâten kimse anlamıyor bile. Diplerde gezinerek, yangın yerine dönmüş dünyada, olup biteni görmezlikten gelmeye devam ediyorlar.

Ama bütün bunlara rağmen bu "Asil Milletin" evlatları geçmişinden aldığı güçle, ecdâdının izinde kahramanlık destanları yazmaya devam edecektir.

Arkalarında "Duâ Ordusu" olan milletin kâhir çoğunluğu bu yola baş koymuştur. 

"Kahraman Ordumuzla" Suriye'de, Libya'da oynanan oyunları bir bir bozan Türkiye,Doğu Akdeniz'de de bütün oyunları bozacaktır.

Kim ne yaparsa yapsın, 21. Yüzyıl "Türk Asrı" olacaktır inşallah..

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Batının katliamlarını her gün yazamıyorsanız...

Mustafa

Sömürgeci katliamcı batıyı ifşa etmemek ,batıya şirin görünmek kimseye ama hiç kimseye birşey kazandırmaz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23