• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Ne gerek vardı?

30 Ağustos 2020
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Vaka sayılarında bin 500’ü gördük, tekrar...

Burada ben dahil normal insanların yaptığı elli tane yanlış sayabilirim...

Şu maskeyi burnumuz dahil takacağız, ellerimizi sık sık yıkayacağız, birbirimizin burnunun dibine girmeyeceğiz, bir de en ufak bir belirtimiz varsa, hasta olmadığımızdan emin olana kadar kendimizi izole edeceğiz, bu kadar!

Dinleyen kim?

Otobüsler tıklım tıklım...

Plajlarda millet dip dibe...

Düğün dernek gırla...

Kafelerde boş sandalye yok...

Maskeler artık çeneye de değil, dirseğe indirildi...

“Belli ki biz yaptıklarımızla kurtulamayacağız, mecbur aşıyı bekleyeceğiz” diye saldı millet...

İşin kötüsü, devlet de saldı...

Okulların açılıp açılamayacağı belli değilken, bir milyon 100 bin öğretmeni okullara toplayıp seminerlere başlamanın alemi neydi?

İnsanlar ne güzel kaçmıştı kalabalıktan, niye şehirlere geri çağırdınız?

Şimdi “Okulları açamıyoruz, ikinci döneme inşallah” derseniz, ne olacak? Bu kadar insan tekrar memleketlerine dönecek, kaçı yanında hastalığı da götürecek?

El kadar çocuğa internetten ders anlatmak mümkün de, koskoca öğretmenlere seminer vermek mi mümkün değil?

Uzaktan eğitim vereceklerse, illa da okullarının bulunduğu yerde mi olmaları lazım?

Salgının en kötü günlerinde bile okula çağırdığınız müdür ve müdür yardımcılarına verilmeyip de yeni dağıtılmaya başlanan maskeler mi kurtaracak salgından öğretmenleri?

Bir tek öğretmenler de değil, bu insanların aileleri de var, onlar da dahil oldular bu sirkülasyona...

Başlıkta sordum, tekrar soruyorum: Ne gerek vardı?

“Bütün riskleri alıp okulları açacağız” diyorsanız, bunu bugünden söyleyin, okul yönetimlerine gerekli mali desteği de sağlayın, buna göre bütün hazırlıklar tamamlansın.

Şu an verilen görüntü “Bakalım, öğretmenleri kazasız belasız bir ay okula getirebilirsek öğrencileri de getirip getiremeyeceğimiz ortaya çıkar” gibi duruyor.

Niyet bu olmasa bile, bu görüntünün veriliyor olması çok büyük bir hata.

Salgının en kötü günlerinde bir hata yapıldı, haftasonu sokağa çıkma yasağı uygulanacağı, yasağa üç saat kala açıklandı...

O panikle hazırlığa girişen kaç kişiye hastalık bulaştığını, kaç kişiyi kaybettiğimizi hesaplamanın bir yolu yok...

Ama yapılan hatadan ders çıkarıldı...

Bir daha benzer bir hata yapmadı İçişleri Bakanlığı...

Ama Milli Eğitim Bakanlığı “Ben kendi hatamı yapar öyle ders çıkarırım” iddiasında galiba...

Bu hata sebebiyle de kaç kişiye hastalık bulaşacağını, kaç kişiyi kaybedeceğimizi hesaplamanın bir yolu yok...

Bu tutulan yol, yol değil...

İş işten geçtikten sonra da burada istediğimizi yazalım, faydası yok... 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hayırlısı olsun

Bana öyle geliyor ki okullar açılmayacak. Ama âni, keskin bir kararla bunu belirtseler tepki oluşabilir. Bu sebeple yavaş yavaş halkı alıştırıyorlar bu fikre. Okullar açılsa bile hem öğretmenler hem öğrenciler bu psikoloji ile verimli olamazlar. Öğretmenlerin görev yerlerine çağrılması da tahminim o ki toplumun tepkisi sebebiyle. Bir kısım insanlar öğretmenlere takmış durumda. Sanki çalışma koşullarını öğretmenler belirliyormuş gibi habire çatıp duruyorlar. Yaz tatiline takmış vaziyetteler. Oysa öğretmenler 1 temmuz -31 ağustos arası yani iki ay okula gitmezler. Bir ay zaten yıllık izin hakkı, diğer bir ay da öğrencinin dinlenmesi için verilen süre. Yıl boyu süren yoğun tempoyu, mesleğin yıpratıcı yönünü düşününce bunu da çok görmemek gerek. Ama gel de anlat. Velhasıl toplumun tepkisini azaltmak için yapıldı diye düşünüyorum.

Ömer

İstisna hariç öğretmenler bir şey yapmıyor . Tatilden fırsat bulup çalışamıyorlar. Birçoğu ciddi eğitime eğilmiyor maalesef .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23