İşinizi başkasına bırakmayın...
Geçen hafta, “Bu işi bu hale hep birlikte getirdik; ya hep birlikte çözeceğiz, ya hep birlikte batacağız” dedim.
Yanlış anlaşılmış...
Bu “Biz”in içinde, mesela partilemeye devam eden babadan zenginler yok.
Kapalı kahvehanede gizli gizli kağıt oynamaya devam edenler yok.
Ya da her bulaşıcı hastalığı koronavirüs vakası zannettiği için “uykuları kaçan” ama otobüs seferlerini azaltıp milleti iç içe taşımakta ısrar eden veya bu kritik zamanlarda “Hastanenin yolunu ben yapmam” diyen Ekrem İmamoğlu da yok.
“Ne yapar da bu işi baltalarım” diyen Türk Tabipleri Birliği yok.
Hasılı, aklı başında, bu işten siyasi ya da maddi çıkar devşirmeye çalışan kimse yok.
Bu saydıklarımın salgından ne kadar etkilendiği, açık konuşayım, umrumda değil.
Ama bunların yüzünden yayılma hızlanıyor ve kendi halinde, kurallara uyarak yaşamaya çalışan insanlar hayatlarını kaybediyor.
Yoksa, ne halleri varsa görsünler, yazmaya bile değmez.
•
Bundan aylar evvel Sağlık Bakanı çıktı, “Biz ‘Hasta’ sayısını veriyoruz, ‘Vaka’ sayısını vermiyoruz” dedi mi?
Dedi...
O zaman “Sayın Bakan, hasta sayılarını değil, vaka sayılarını açıklayın” dendi mi?
Denmedi...
Şimdi, talep olmadığı halde, “Rakamlar çok arttı, vaka sayılarını da verelim” diyen kim?
Bakanlığın kendisi...
Hasılı, saldıranlar boşa saldırıyor.
•
Mesele yine bizde bitiyor...
Bu hastalıktan bizi başkaları kurtarmayacak...
Acı ama, çok insan öldü...
Acı ama, çok insan ölmeye devam ediyor...
90 yaşında semptomsuz atlatan da var, 20 yaşında hayatını kaybeden de...
Bu hastalıkla kimin göçeceğine, kimin kalacağına dair elimizde bir liste yok...
Bu yüzden, en küçük riski bile “önemli” görmemiz gerekiyor...
Kendimiz için değil, sevdiklerimiz için...
Eğer devletten ya da başka bir yerden gelip bizi korumasını ya da kurtarmasını beklersek, kaybederiz...
Bir afet anında, sizi kimin kurtaracağının bir önemi yoktur, en önemli şey o afete nasıl hazırlandığınızdır...
Eğer hazırlığınız yoksa ya da işe yaramadıysa, size ya da cenazenize kimin ulaştığı teferruattır...
İşi başkasına bırakmayın...